İnci Tulpar Hıdrellez
HABERİ PAYLAŞ

Hıdrellez

Günü geçmiş bir yazı gibi gelebilir size ama içimden Hıdrellez yazmak geldi. Baharın gelişi, umudun yeşerişi, evrenin uyanışı, iyiliğin ve bereketin toprak ve deniz ile buluşması Hıdrellez yine mutlu etti beni... Güneşe yönelen ayçiçekleri gibi insanlar da... Bizi mutlu edecek, umutlandıracak, ruhumuza iyi gelecek güzelliklere dönüyoruz yüzümüzü. Hıdrellez benim en sevdiğim. Ta çocukluğumdan beri, kutladığım, bereketine inandığım, var olduğu için şükran duyduğum bir gelenek/inanış/ritüel... Elbette çok ve değişik uygulamaları var. Herkesin kendi öğretisine göre dileklerini dilediği, duasını ettiği capcanlı bir gün... Ben küçükken, ki epey oluyor, Karşıyaka sahile Çamlık’tan geçip, Girne’den çıkardık.

Haberin Devamı

Ateşler yakılmış, gitarlar, falcılar, çiğdem çitleyenler yerini almış olurdu. Duvar üstüne oturulurdu o zaman. Sahil düzenlemesi yapılmamış, deniz doldurulmamış. Banklar yok denecek kadar az. Gençler dizi dizi. O zamanlar, anneler genç evlendiğinden, ben küçükken ve arkadaşlarım da küçükken; anneler de küçüktü. El ele tutuşup, ateşten atlardık. Bir kere terliğimi düşürmüştüm ateşe. Tek terlik bir ayak yalın, seke seke dönmüştüm eve... Çakıl taşları ile ev resmi yapardık, ağaç altına, deniz kenarına. Taşları dizerdik, kıyıya vuran suda ayaklarımız ıslana ıslana... Sonra herhalde deniz alırdı taşları. Böylece ‘dilekler denize kavuşmuş’ olurdu. Bak bu kısmı tutuyor İstanbul adeti ile.

Gül dalına, dilek bağlamaya sonradan başladım. Sanırım İstanbul’a okumaya gelip, yurt arkadaşlarım Anadolu’nun her yerinden gelmiş kızlar olunca, birbirimize anlata anlata bildik, öğrendik farklı ritüelleri. Diyoruz ya, ‘farklılıklarımız zenginliğimiz’; yurt odalarında kurulan dostluklarda, anlatılan gelenek ve göreneklerde, farklı yörelerin farklı adet ve görgülerinde zenginleşti benim memleket sevgim. Antalya’dan, Antakya’dan, Mersin’den, Giresun’dan, Erzurum’dan, Kars’tan arkadaşlarım oldu.

Her birinden bir efsane dinledim; Hızır ile İlyas’ı söyleyen... Kimi yol kenarında rastladığı Hızır ile çıkınındaki yemeğini paylaşan adamı anlattı, kimi eve yapılan bahar temizliğinden, açık bırakılan cüzdandan, barış için çizilen güvercinden bahsetti. Aç doyurmadan, paylaşmadan, sevap işlemeden, temiz ve doğru kalpli olmadan; kendi dileğinin de gerçekleşemeyeceğini kavradık. Bence dinin, ahlâka en yakın öğretilerinden biri Hıdrellez. Belki de o yüzden en sevdiğim. Hızır en zor günümüzde yetişsin, İlyas’ın bereketi hanemizde olsun. Ve en önemlisi; yeryüzünde huzurla yaşayalım...

Haberin Devamı

Anneler Günü ve Kadın Cinayetleri

Bu sene de Anneler Günü geldi, çattı. Kadın cinayetleri yine rekor kırdı ilk 4 ayda. ‘Anadır, yavrusu kalır geride’ demeden, şiddetin elinde gözlerinin feri sönen kadınlar... 2014 yılının ilk 100 gününde 61 tane kadın öldürülmüş! Sadece Nisan ayında öldürülen kadınların sayısı 29! Kadınların yüzde 40’ının eşleri, yüzde 16’sının aile fertleri, geri kalanların ise; eski eşleri, erkek arkadaşları, yani yine tanıdıkları erkekler tarafından öldürüldüğü biliniyor. Bunların kaç tanesi anne idi? Geride annesiz kaç tane yavru kaldı? Çocuklara nasıl bir terapi ve koruma uygulanıyor?

Haberin Devamı

6284 sayılı koruma kanunu var iken, niye hâlâ engel olamıyoruz? Meclis’te bu konu ne kadar gündeme geliyor? Kim getiriyor? Önergeler görüşülüyor mu? Aklımda dönüp duruyor bu sorular. Bize, ‘Anneler Günü’ hediyesi vermek istiyorsanız, kadınların ve çocukların öldürülmediği, şiddet görmediği, yaşama hakkının devlet güvencesi altında olduğu bir ülke verin. Ondan sonra Anneler Günü’nü hep birlikte kutlayalım!

Sıradaki haber yükleniyor...
holder