Mehmet Coşkundeniz İyi ki doğdun Arda Turan
HABERİ PAYLAŞ

İyi ki doğdun Arda Turan

Arda Turan, Barcelona’ya transfer olduğunda “Yok artık, bu takımda nasıl oynayacak? Kesin yedek kulübesinin gediklisi olur” demiştim.

Şimdi bu sözlerimi geri alıyorum.

Çünkü Arda Turan, Barcelona’da forma giymeyi hak ediyor. Hem de fazlasıyla. Evet, geçen hafta sonu Barcelona’ya Arda Turan’ı izlemeye gittim.

Türk Telekom, Barcelona’nın proje ortağı. 6-14 yaş arası çocukların gittiği Barcelona’nın futbol okulu FCBEscola’nın Türkiye’de açılmasını sağlamışlar.

Buradan çıkan yetenekli çocuklar Barcelona’nın alt yapısında futbol oynayacak.

Haberin Devamı

Türk Telekom’un desteği

Türk Telekom, Arda Turan’ı desteklemek için Barcelona’ya bir seyahat düzenledi.

Sabah’tan Yüksel Aytuğ, Milliyet’ten Ali Eyüboğlu ve ben, adeta bir Şampiyonlar Ligi oluşturarak gittik bu geziye.

Üçümüz de en az 30 yıldır gazetecilik yapıyoruz çünkü. Cumartesi günü Türk Telekom ekibi ve biz üç gazeteci, formalarımızla dünyanın futbol mabedi Camp Nou’da yerimizi aldık.

O yıldızların hepsi birkaç adım mesafemizdeydi. Mesi, Neymar, Suarez, Iniesta, Piquet gibi isimleri dünya gözüyle canlı canlı izliyordum.

Ama biz tabii ki Arda’nın oyunda olmasını istiyorduk. Teknik direktör, Arda’yı ilk yarının ortasından itibaren ısındırmaya başlayınca anladık ki Arda mutlaka oyuna girecek.

Eski takımına karşı

Rakip, Arda’nın İspanya’daki ilk takımı Atletico Madrid. Bu maç Arda için hem bu açıdan önemli hem de o gün doğum günü.

Dakika 67. Rakitic çıkıyor, Arda giriyor.

Arkamızdaki sırada Arda’nın babası Adnan Turan, annesi Yüksel Turan ve sevgilisi Aslıhan Doğan var. Barça pek de iyi oynamıyor, hatta ilk golü yiyor. Derken 67’nci dakikada Arda oyuna giriyor da keyfimiz yerine geliyor.

Sonuca etki eden bir hareketi olmadı Arda’nın. Ama zaten 9 kişi kalmış rakip karşısında Barça oyunu rölantiye almıştı. Asıl mesele, Arda’nın o dünya yıldızları içinde hiç sırıtmıyor oluşuydu.

Evet, kabul edelim Arda da artık bir dünya yıldızı. Statta Türk bayraklarının da dalgalanıyor oluşu pek hoşuma gitti, gurur duydum.

Hele 14 yaşındaki Almila Berber’in sırf bu maç için babasıyla İstanbul’dan Barcelona’ya gelişi, “Arda! Milli gururumuz doğum günün kutlu olsun” yazılı pankart açması olağanüstüydü.

Haberin Devamı

Arda’nın Barcelona’da daha çok iyi işler yapacağından hiç kuşkum yok. Darısı diğer yetenekli futbolcularımızın başına.

FUTBOLUN GÜZELLİĞİ

Camp Nou, 100 bin kişilik bir stat. Biz maçın başlamasına saniyeler kala içeri girdik.

Yerimizi bulup oturduk. Kimse bizim koltuğumuzda oturmuyordu.

Kimseye “Kalkın, orası bizim yerimiz” demek zorunda kalmadık. Maç bitttiğinde stat öyle düzenli bir şekilde boşaldı ki hayret ettik.

Kimse kimseyi ezmedi, kimse kimseyle kavga etmedi. Bizim hiç de alışkın olduğumuz bir şey değil bu.

Bizdeki statlarda olsa, biraz boş bıraktığın koltuğun kapılır.

Maç bitip dışarı çıkarken millet birbirini ezer, mutlaka kavga çıkar

Arda’nın oyuna girmesi gecikince “Hocaa ya Arda’yı alırsın ya da ben giriyorum” diye bağırdım.

Peki stat mı çok akıllı, çok mu modern? Hayır, Camp Nou, bizdeki statlara göre köhne bile sayılır. Ama Barcelona halkı elindeki değeri çok iyi biliyor.

Haberin Devamı

Sadece futbol takımı bile bir turizm aracı. Maçları izlemeye dünyanın her yerinden turistler geliyor.

Camp Nou ve Barcelona markalarına özen gösteriyorlar. Bizse ne yazık ki elimizdeki futbol markalarını yok etmek için uğraşıyoruz.

Barcelona’da futbolun ne kadar güzel bir şey olduğunun farkına varıyorsun.

Sonra Türkiye’ye geliyorsun ve canın hiç de maça falan gitmek istemiyor...

EŞSİZ MANZARA, EŞSİZ LEZZET

İstanbul Gümüşsuyu’nda yapımı yılan hikayesine dönen meşhur Park Otel bir süredir hizmette.

CVK Grup’un yapımını üstlenip bitirdiği otelin adı da “Park Bosphorus İstanbul Hotel.” Bu otelin terasında adını epey kişiden duyduğum ‘Izaka Restaurant’ var.

Önceki akşam iki arkadaşımla gitme fırsatı bulduk.

Mezeler olağanüstü

Şunu söyleyebilirim; şu an İstanbul’un en iyi Boğaz manzaralı restoranı. İnsan manzarayı izlemekten yemeyi unutuyor, o derece.

Izaka Restaurant üç bölümden oluşuyor. ‘Mezze Mare’ deniz ürünlerinin sunulduğu bir balık lokantası. ‘Hitode’de sushi var. ‘The Midd’ ise Ortadoğu mutfağı ve kebap-et ağırlıklı.

Biz o gün et ve kebap yemeyi tercih ettik. Önden gelen tadımlık mezeler müthiş lezzetliydi. Ara sıcak olarak sunulan fındık lahmacun, kuru patlıcan dolması da harikaydı. Ama asıl et geldiğinde kendimizden geçtik.

Ben ki kebap deyince akan suları durdururum ve bu konuda hep hayal kırıklığı yaşarım, bu kez kıvamında bir kebap yedim. Şişteki terbiyeli eti de atlamamam gerek.

Bir de saray mutfağından ‘tahin akıtma’ diye bir tatlı yapıyorlar ki, akıllara zarar.

Şarap kavı çok çeşitli

Restoranın önemli bir şarap kavı var.

İyi ve keseye uygun Türk şaraplarından tutun, şisesi 12 bin liraya kadar çıkan Fransız şaraplarına kadar çok çeşit bulabiliyorsunuz.

Yazın restoranın üstü de açılıyor, böylece püfür püfür Boğaz eşliğinde harika yemekler yiyebiliyorsunuz. Hem dostlarınızla, hem iş arkadaşlarınızla, hem ailenizle, hem de romantik ortam için sevgilinizle gidebileceğiniz bir restoran.

Üstelik 14 Şubat Sevgililer Günü’nde Yeşim Salkım konseri de var. Bence kaçırmayın.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder