İnci Tulpar TEOG'sal sorular
HABERİ PAYLAŞ

TEOG'sal sorular

Haberin Devamı

Sık sık eğitim hakkında yazdığımdan olsa gerek; mesaj kutum velilerden gelen sorular ile dolup taşıyor. Yine bir TEOG sınavı arifesinde endişeli velilerin haklı soruları var.

- Geçen sene orijinal TEOG sınavında soru iptal edildi. Sonradan yapılan mazeret sınavında soru iptal edilmedi. Bu durumda, orijinal sınava giren çocuklar için yanlış soru başına düşen puan yükseldi. Sizce bu haksızlık değil mi?’ Haklısınız. Hele de geçen seneki gibi virgülden sonraki sayıların bile önemli olduğu bir sınav sonucunda, çocukların kaderini etkileyecek bir hata. Milli Eğitim Bakanlığı bu sapmanın ‘düzeltildiğini’ açıkladı ama ne şekilde yapıldığını açıklamadı.

- Bize uygun semtlerde bir tane Anadolu lisesi, iki tane imam hatip lisesi var. Ben çocuğumun Anadolu lisesine girmesini istiyorum. İHL’ye gönderemem, çünkü biz Aleviyiz. Ne yapmam gerek? Bilmiyorum. Bu yıl olamayacak yerleştirmeler yapıldı. Öte yandan, geçen sene imam hatip liselerinde 57 bin öğrencilik kontenjan açığı kaldı. Arz-talep dengesinin göz önüne alınması gerekir ama öncelikler bu şekilde belirlenmiyor ülkemizde.

- Geçen sene 3 yanlış 1 doğruyu götürmediği için, puanlamalarda bir sıkışma oldu. Üstüne üstlük yerleştirmelerde dikkate alınan kriterler ilk kez öğrencinin doğum tarihi ve hatta ‘mazeretsiz devamsızlık günlerini’ bile kapsadı. Bu sene 3 yanlış 1 doğruyu götürecek mi?’ Bu soruyu ben de eğitimcilere sordum. Henüz geçen senekinden ‘farklı’ bir yöntem izleneceğine dair bir açıklama yok. Milli Eğitim Bakanlığı sadece sınav tarihini açıklamış durumda ve ek bir açıklama yapmadığı sürece sistem ‘geçen seneki sınavın aynısı’ şeklinde işleyecek. Eğitimcilerin görüşü ise; yanlışın doğruyu götürdüğü bir sınavda öğrenci, yanıtlama yaparken bunu dikkate alıyor. Yani, bilmediği soruyu boş bırakıyor. Geçen sene ise çocuklar 4 şıktan birini ‘mutlaka’ işaretlediler. Çünkü yüzde 25 şansı var ve herhangi bir götürüsü yok. Bu durum da sınavın belirleyiciliğini azaltıyor. Sistemde ‘bilerek yapan ile atarak yapan’ ayrıştırılamıyor.

TEOGsal sorular

- TEOG’da en önemli ders hangisi? Gerçekten bir din sorusu ile bir matematik sorusu eşit önemde mi? İyi bir devlet okuluna girebilmek için her ders önemli. Hatta ‘orta öğretim başarı puanı’ içinde tüm dersler olduğu için, özel okul tercihlerinde de önemli. Ama çıplak hesapta matematik, Türkçe ve fen derslerinin ağırlıklı puanı; yabancı dil, sosyal ve din dersi sorularının ağırlıklı ortalamasından yüksek.

- Dersaneye göndermesem, çocuğum için çok büyük dezavantaj olur mu? Kişisel bir karar. Düşüncem, çocukların yapılacak olan sınav ile ‘ilk kez’ sınav sırasında karşılaşmasının iyi olmayacağı. Mutlaka, benzer sistemde, süre tutularak, daha önce çıkmış sınav sorularını da çözerek sınava hazırlanmaları gerektiği. Bunu ister okulda, ister evde, ister dersanede yapsınlar, ama mutlaka yapsınlar. Müfredat çalışması da çok önemli. Kitaplardaki fotoğraf altı yazıların bile gün gelip soru olarak çocukların karşına çıktığı oluyor, ki 3 yıl önceki bir fen sorusu ders kitabındaki bir fotoğraf altından idi.

Yaşam yürüyüşü

Seçme şansımız var mı, yoksa gerçekten kader denilen, karma denilen, şans denilen üç bilinmeyenli bir denklemin içindeki X kadar mı hayata etkimiz? Bir öğle saati karşımdaki açık televizyonda Suruç sınırında bekleyen insanlar gördüğümden beri bir sürü karanlık düşüncenin yanında, bu da geçiyor aklımdan. Bir anne, kaçarken kaybolmasınlar diye kalın bir urgan ile bağlamış çocuklarını kendisine... Ellerinde iki litrelik plastik bir meşrubat şişesinin dibinde kalmış biraz su... Kardeşler onu paylaşıyor... Yaşamın onlar için yazdığı senaryoda, canları için kaçmak var. İnsanoğlu tarafından ‘ilân’ edilmiş görünmeyen sınırları, sınır çizgilerini geçemiyor göçmenler. Arkalarından kovalayan ise, hepimizin şimdiye dek gördüğü belki de en büyük canavar.

Aynı anda sosyal medyada herkes birbirine girmiş; kimi der ‘bizim memleketin kendi başına sürecek merhemi yok, herkesi nasıl alalım?’, beriki der ‘insanlık namına sınırı açın, insanlar sığınsın, orada ölüme mi terk edelim?’ Danimarka açıklama yapmış: “Bizde de 2 bin 875 Suriyeli var, onları da alırsanız 7-8 milyon Avro yardım yaparız Türkiye’ye.” Danimarka’da dil ve uyum sorunu yaşıyormuş Suriyeliler! Mazeretleri bu. Duyduğum en soğukkanlı ve pazarlıkçı teklif. Zavallı göçmenleri para karşılığında sırtından atmaya çalışan bir ülke... Aklıma geldi; Danimarka hayvanat bahçesinde ‘yer yok’ diye, sağlıklı bir zürafayı göz önünde öldürüp aslanlara yedirmişti! Sonra da 4 adet aslandan oluşan bir aslan ailesini aynı sebep ile öldürdü aynı yetkililer! O gün dua etmiştim; ‘Danimarka’ya yol varsa kaderde, olmasın’ diye.

TEOGsal sorular

IŞİD’den kaçan Suriyeliler Suruç’a göç ediyor.

Gerçi Danimarka da bize bakıp bayramda kurban ettiğimiz koyunları, danaları görüyor muhtemelen. Çok yıllardır bağış olarak yapıyorum ibadetimi. Yaşamın içinde hâlâ bazı kararları verebilecek halde isek, can almama kararının sorumluluğunu alarak... Yazı nereden nereye geldi. Sığınmacı Suriyeliler diyorduk. Seçimleri, kararları kalmamış insanlar onlar.

En yakın ülke neresi ise; o sınıra ulaşmışlar. Bizim de kaderimizde, Suriye’ye en yakın ülke olmak varmış. Sınırı açmak yetmeyecek. Gelenlerin yerini yurdunu - toplum içi huzursuzluğa mahal vermeden- ve adaptasyonunu sağlamak da gerekecek. Bunu gerçekleştirmek için artık, bir an önce bir şeyler plânlasak iyi olacak, çünkü bize dağıtılan destede ‘en sorunlu coğrafyanın ortasında, en sorunsuz şekilde yaşamaya çalış’ kartı var. Tek yapabileceğimiz; insanlık kazanana dek oynamayı sürdürmek.

2

Sıradaki haber yükleniyor...
holder