Giriş
Ankara saldırısının ardından, sosyal medyada herkes yas tutmaya başladı. Siyah zemin üzerine ‘Ankara’ yazan yazıların paylaşımı çoğaldı.
Twitter’da saldırıdan başka şeyden konuşanlar linç edildi. Örgütler terör saldırısını neden düzenler?
Bak, ilkokul çocuğuna anlatır gibi anlatayım: Adını duyurmak, korku yaratmak ve taraftar toplamak için...
Ben biliyorum, o başkalarına “Vayyy, ülkede şu kadar kişi saldırıda öldü, sen çiçek böcek mi yazıyorsun?” diyenlerin umurunda bile değil olay.
Onlar da bu faciaları kullanarak ne kadar duyarlı olduklarını gösterip takipçi toplayacaklar aslında...
E saldırıyla taraftar toplamaya çalışan terör örgütünün yaptığından ne farkı var bunun?
Demiyorum ki; ölen öldü, hadi vur patlasın çal oynasın yapalım. Mümkün mü böyle bir şey? İnsanız, üzüleceğiz, ölenlere rahmet okuyacağız, ülkenin durumuna hayıflanacağız. Ama inadına yaşayacağız.
Terör örgütlerinin istediğini yapmayacağız. Ekmeklerine yağ sürmeyeceğiz. Korkmadığımızı, bizi yıkamayacaklarını, ülkemizi asla kan gölüne çeviremeyeceklerini göstereceğiz.
Yani sosyal medyada sevgi sözcüklerini de, bizi moralli gösteren fotoğraflarımızı da paylaşmaya devam edeceğiz.
Bundan vazgeçtiğimiz gün, terör örgütü kazanmış demektir.
HER2miz de farkında olalım
Meme kanseri erken teşhis konduğunda kolayca tedavi edilebiliyor. Ama bunun için farkındalık gerekiyor.
Üstelik bu görev sadece kadınların değil, sevgililerinin, eşlerinin de olmalı. Kanserle Dans Derneği’ni yeni duydum. Kanser hastalığıyla karşılaşmış, yani kanserle dans etmiş insanların tecrübelerini hastalara aktarıyorlar.
Bir yandan da kanser konusunda farkındalığı artırmak için çabalıyorlar. Meme kanserinde HER2 Pozitif diye bir tür varmış. Bu tür kanser hızlı büyüyüyor ve yayılıyor.
Kanserle Dans Derneği de işte HER2 Pozitif konusunda farkındalığı artırmak için sosyal medyada kampanya başlattı.
#HER2miz ve HER2Pozitif etiketleriyle bu kampanyaya bilgi verebilirsiniz. facebook.com/kanserledansdernegi adresinden de gerekli tüm bilgileri alabilirsiniz. Hepimizin sağlıklı günleri olsun.
Beni sevmeye niyetli misin?
Bitmez tükenmez martıların haykırışı var yüreğimde sana dair uçup gelen. Bir yarım sesle sesleniyorum, beni duyar mısın?
Ayın o acılı suratının arkasından, kutsal güzelliği içinde havanın, gün doğduğunda kanatlarını çırpan bir küçük kuş olduğunda sabah, sen yüreğini geçmişin kirinden arındırıp benim ellerime koyacak mısın?
Beni sevebilir misin? Niyetli misin buna?
Sen ilkyazın kucağında uyurken, yağmurlu serin akşamları düşünüp ödünç verilmiş yataklarda geçirdiğin sevişmeleri anımsayıp “Keşke daha önce bulsaydım seni” diye kahrolacak kadar niyetli misin buna?
Toprağın, iliğine ve yüreğine işleyen çok eski bir yağmur kadar beni içinde barındıracak mısın?
Ay düşmüş toprakta menekşe kokulu öpüşlerle gecikmiş iklimlerin ortasındayız seninle. Zaman durdu sanki birden, tartışmalar bitti...
Güneşe dönüyor ayçiçeği, her güne uyandığımda gözlerim sana dönmeye niyetli.
Sana diyor ki gözlerim; “Sen bir kırlangıç gibisin. Hayatın sana verdiği uslanmaz ruhunun içinde her baharda bana dönen ama güzün hep göç eden...”
Bitmeyen şarkılarla avunmayacağım bundan böyle. Bak şimdi gökyüzüne, hayali bir gölgeye dönüşüyor bedenim.
Her nefesinde solumaya başladın bile beni. Gece parçalanıyor, yıldızlar çıkıyor yüreğimden. Kirpiklerim titremeye başlıyor.
Yüreğinde olmak istiyorum ve bir daha ağlamak istemiyorum, anlıyor musun?
SERSEM ERKEKLER
Bazen, akşamları bir-iki eğlence yerine gittiğimde çok rastlıyorum onlara...
‘Kadın ruhundan anlayan erkek’ taklidi yapan sersem erkeklere...
Bunları anlaması da zor değil aslında. Güzel cümleleri kadının gözünün içine bakmadan söylüyorsa ışık hızıyla uzaklaşın.
Kendinden, işinden, parasından, otomobilinin markasından fazlasıyla bahsediyorsa yine kaçın.
Daha sizinle tanıştığı gün “Sen benim aradığım kadınsın” cümlesini sarf edebiliyorsa ‘sersem’in daniskasıdır. Geçmişindeki kadınları kötüleyenleri de yanınızdan hemen ışınlayın.
Bütün gece dil döktüğü kadının ‘Beni eve bırakır mısın?’ sözüyle birden gerçek yüzünü göstermeye başlayan ve hatta abartıp tacize kalkışan erkeklerin varlığı beni gerçekten utandırıyor.
Ne yazık ki onlar da aramızda yaşıyor işte. Çevreye zararlı atık maddeler gibi...
İmhaları zor ama imkansız değil. Yani öyle umuyorum.
