Siyaset Cumhurbaşkanı Erdoğan: Elinde silahı olanla elinde doları olan teröristin...
Paylaş
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Elinde silahı olanla elinde doları olan teröristin...

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe'de 34. Muhtarlar Toplantısı'nda muhtarlara seslendi

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe'de muhtarları ağırladığı toplantıda son dönemde yükselişi önlenemeyen döviz kurları konusuna da değindi. Erdoğan, "Türkiye'nin maruz kaldığı saldırıların ekonomik boyutunu da herkes görüyor. Elinde silahı olanla elinde doları, faizi olan teröristn amaç olarak hiçbir farkı yoktur. Amaç Türkiye'yi teslim almak, hedeflerinden ulaştırmaktır. Bunun için döviz kurunu bir silah gibi kullanıyorlar" dedi.


İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları;


2 yılda 400'er gruplar halinde 33 toplantımızı gerçekleştirdik. Her üç haftada bir muhtarlarımızla bir araya geldik. İçeride ve dışarıda yaşadığımız olağanüstü hadiseler arayı biraz olsun açtı. Muhtarlarımızla olan istişarelerimiz bir haspihal şeklinde geçiyor.

"40 YILLIK SİYASET HAYATIMDA..."



Biz öyle çevremizde ve dünyada pek çok örnekleri olduğu gibi nevzuhur millet değiliz. Biz köklü bir devlet geleneğine sahip bir milletiz. Milletimizin tercihleri rastgele değildir. Arkasında büyük bir birikimi, irfan, feraset vardır. 40 yıllık siyaset hayatımda gözüm milletimde oldu. Milli irade, demokrasi, hak ve özgürlükler birileri için laftan ibaret olabilir. Bizler bunların hayata geçirilmesine adadık.


"DEAŞ'I BİTİRMEKTE KARARLIYIZ"



Türkiye'nin son yıllarda yaşadığı sıkıntıları, saldırıları, oyunları sizler de yakından takip ediyorsunuz. Tıpki 1. Dünya Savaşı, 2. Dünya Savaşı sonrası yeni bir dünya kurulmaya bize de yeni bir rol biçilmeye çalışılıyor. Kefeni Çanakkale ve İstiklal Harbinde yırtmıştık. Ülkemizle ilgili kötü niyetler hala sürüyor, eski hesaplar önümüze sürülüyor. Son 3 yıldır yaşadığımız hadiseler bu hesaplaşmanın birer tezahüründen başka bir şey değildir. Terör örgütleri üzerinden ülkemize yöneltilen saldırıları birer birer boşa çıkarıyoruz. Asıl mücadeleyi onların arkasındaki güçlerle verdiğimzizi gayet iyi biliyoruz. Maşaları kırmazsak, arkadaki güç mücadelesini kazanamayız. Bölücü terör örgütüne güvenlik güçlerimiz tarihinin en büyük darbelerini vururken, milletimiz de gerçek yüzlerini görmüş durumdadır. FETÖ ile mücadelemizi tüm cephelerde sürdürüyoruz. DEAŞ denilen örgütü hem kendi topraklarımızda, hem de bölgemizde bitirmekte kararlıyız. Biz bu örgütlerin üzerine gittikçe, dışarıya verdikleri farklı görüntüler ortadan kalıyor, aynı ahtapotun kolları oldukları ortaya çıkıyor.

"O KÜRSÜ YIKMAK İÇİN ORAYA KONMADI"



Anayasa çalışmalarındaki tabloyu görüyorsunuz değil mi? Gelirsin söyleyeceklerini o kürsüde söylersin ondan sonra da yerine çekilir oturursun. O kürsü yıkmak için oraya konmadı. O kürsü sadece söyleyecek sözü olanlar için oraya kondu. Terör örgütleriyle parlamentonun önüne gelip siyasi partililerle eylem yaptılar. Bunlar iyi niyet göstergesi değildir.

"ESKİ DEFTERLERİ AÇMAK İSTEMİYORUM"



Parlamentoda çalışmaları engellemek, süreci uzatmak hiçbir şey kazandırmıyor. 15 gün değil, 1 ay. Ben inanıyorum ki, bu parlamentodan çıkıp milletin önüne gidecektir. Eğer millete saygınız varsa, milletin iradesine inanıyorsanız, Gazi Mustafa Kemal'in 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' ilkesine inanıyorsanız bırakın milletin önüne gitsin, millet ne karar veriyorsa biz de eyvallah diyelim. Ama bunlar milletten rahatsız. İkide bir tek adamcılık tek adamcılık, ne tek adamcılığı. Bunun kaynağında siz varsınız. CHP il başkanlarının belediye başkanlığı yaptığı dönemleri biliriz biz. Daha da geriye giderseniz asıl tek adamcılığı orada görürsünüz. Defterleri açmak istemiyorum ama açarsanız onları da görürsünüz. Bunlar tereciye tere satmaya çalışıyorlar. Artık bu ülkede bu tür gelenler, aldatmacaları yutacak bir millet yok. Herkes haddini bilecek ve sandığa saygı duyacak, milletin iradesine saygı duyacak.


"TERÖR ÖRGÜTLERİNİN ARKASINDAKİ GÜÇLER SENARYOLARINA İNCE BİR AYAR VERDİ"



Türkiye'de terör örgütleri taban bulamıyor, arzu edilen fitne çıkartılamıyorsa bunun sebebi tek devlet, tek bayrak, tek vatan, tek millet ilkelerine sımsıkı sarılmış olmamızdır. Terör örgütlerinin arkasındaki güçler bunu gördükleri için senaryolarına daha ince bir ayar verdiler. Tıpkı yılbaşı gecesi yapılan cani eylemde olduğu gibi, hayat tarzı, mezhep, meşrep gibi tartışmaları topluma sunarak toplumsal hislerimize hücum ettiler. Bir takım siyasiler de bilerek ya da bilmeyerek terör örgütlerinin değirmenlerine hala su taşıyorlar.

"MUHALEFETTEKİLER STATÜKOYA GARDİYANLIK YAPIYOR"



Bu ülkede kim rejim tartışması açıyorsa bilin ki bunların derdi rejim değil başka bir şeydir. Türkiye'de böyle bir şey olmadığını onlar da biliyor. Dünya değişirken, Türkiye değişirken 'her şey olduğu gibi kalsın' demek bağnazlığın dik alasıdır. Ana muhalefetin başındakiler de öyle diyorlar. İstanbul'a belediye başkanı oldum, koltuğa yeni oturdum. Hemen siyaset ve medya şunu söyledi: Bunlar şimdi otobüslerde kadın erkek ayrımına gidecekler. Trenleri aynı şekilde ayrıştıracaklar. Sene 1994 sene 2016. Böyle bir şey gördünüz mü? Ama hep tezgah bu. Bunlar avana kasnak gibi hep dönüp durdular. Esasen normal şartlarda iktidarı elinde bulunduranlar mevcudu muhafaza etmeye muhalefet de değşitirmeye çalışır. Bizde işler tam tersine döndü. Bizde iktidarda olanlar reform yapmaya çalışırken, muhalefettekiler statükoya gardiyanlık yapıyor. Türkiye demokrasi ile yönetildiğine göre bu hesaplaşmanın yeri sandıktır. Terör örgütlerinin ülkeyi ve milleti köken ve meşrep farkı üzerinden ayrıştırma çabalarına destek verme neyin nesidir?

"BİZ KİME NE YASAK GETİRDİK?"



Biz dertliyiz, bizim acımız var. Hala yaşam tarzı diyorlar. Nereye bir yasak getirildi? 14 yıl oldu. Biz nerede kime ne yasak getirdik söylesinler bakalım. Bu devletin yasalarına ters düşen bir şey olmadıktan sonra bu ülkede herkes inandığını inandığı gibi yaşamıştır. Düşündüğünü düşündüğü gibi yazmış, çizmiştir. Kimse bizleri enayi yerine koymasın. Dikkat ederseniz ülkemizde son günlerde Anayasa değişikliği ile ilgili pek çok değişiklik yapılmıştır. Ama bakıyorsunuz Meclis'te biri açıklama yapıyor. Diyor ki ilk 4 madde değiştirilecek. Böyle bir şey olmadığı halde bu söyleniyor. Çünkü bu ülkede en başta şahsım olmak üzere tartışmalar hep bu kardeşiniz üzerinden götürülüyor. Bunun benim şahsımla bir alakası yok ki, Türkiye'de bir anayasa değişikliği yapılıyor olay bu. İleride yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde kim öle kim kala. Ölüm haktır. Biz kaza ve kadere inanmış insanlarız. Ne zaman öleceğimize dair yazılı bir belge var mı? Rabbim ne takdir ediyorsa o olsun. Bizim tek derdimiz bu vatana, millete Rabbim'in verdiği ömrü süresince hizmet edebilmektir.

"BİZ HER ZAMAN NE DEDİK: LAİKLİK..."



Bunların demokrasi ile hukuk devleti ile hiçbir ilgi alakası yok. Ana muhalefet partisinin geçmişinde ne vardır. CHP'nin il başkanları aynı zamanda vali, belediye başkanıydı. Bu ülke bunları yaşadı. Eğer tek adamcılıksa işte budur. Bize neyi anlatıyorsunuz? Ama bizim sorunumuz demokrasi kavramının arkasına saklanıp milletin iradesini hiçe sayanlarladır. Biz her zaman ne dedik; Laiklik, devletin tüm inanç gruplarına eşit mesafede olması ve güvence altına alması demektir dedik. Biz 2001'de yola böyle çıktık. Bunu tüm dünyada nerede anlattıysak buna söyleyecek hiçbir şeyimiz yok demişlerdir. Bu laiklik anlayışını biz koruduk, koruyacağız.

"GÖREV SÜREM BİTMEDEN..."



Cumhurbaşkanı sıfatı ile 79 milyon vatandaşımın temsilcisi olduğumu hiçbir zaman aklımdan çıkarmadım. Geçmişte de aynı anlayışla hareket ettim. Hep, fakir fukaranın, sessiz yığınların sesi olabilir miyim? Hep bunun gayreti içinde oldum. Siyasi farklılıklar başka bir şeydir, seçim dönemindeki yarış başka bir şeydir. Bundan sonra artık sorumluluk alanındaki her bireye hizmet götürmekle mükellefsiniz. Biz bu siyasi terbiye ile büyüdük. Başkalarının yöntemi farklı olabilir ancak biz buyuz. Milletimiz bizim neyi yapacağımızı yapmayacğaımızı 40 yıllık siyaset hayatımız boyunca tartmış hükmünü vermiştir. Türkiye'de hiçbir siyasetçiye nasip olmayacak uzun bir süre Başbakanlık yaptım. Kurduğum parti yüksek oy oranı ile 14 yıldır iktidarı elinde bulunduruyor. Doğrudan milletin oyuyla göreve gelen ilk Cumhurbaşkanı olma şerefine nail oldum. Türkiye'nin halkıyla en çok buluşan, dertleşen, kucaklaşan Cumhurbaşkanı'yımdır. Bugüne kadar Ankara ve İstanbul'da özellikle yaptığım ziyaretler ortada. Cumhurbaşkanlığı görevime başladığımdan beri 82 kez il ziyareti yaptım. Bu da demektir ki her ay 3 il ziyaret ettim. Görev sürem tamamlanmadan kalan 25 ilimize de mutlaka gideceğim.

"ELİNDE SİLAHI OLANLA ELİNDE DOLARI OLAN TERÖRİSTİN HİÇBİR AMAÇ FARKI YOKTUR"



Türkiye'nin maruz kaldığı saldırıların ekonomik boyutunu da herkes görüyor. Elinde silahı olanla elinde doları, faizi olan teröristn amaç olarak hiçbir farkı yoktur. Amaç Türkiye'yi teslim almak, hedeflerinden ulaştırmaktır. Bunun için döviz kurunu bir silah gibi kullanıyorlar. Bizim de bir takım sıkıntılarımız, sorunlarımız var. Ancak bunların hiçbiri ülkemizdeki döviz kurunun bu seviyeye gelmesinin bir açıklaması olamaz. Yaşadığımız sıkıntılara ve sorunlara karşı çözüm yollarına öncelikli olarak kendimizin bulması gerektiğine inanıyoruz. Döviz üzerinden yapılan spekülasyonlarının derinliğinin olmadığı daha ziyade kağıt üzerinde yapılan işlemlerle kuruk yükseltildiği ortadadır. Bir fedakarlık yapılacaksa bugünler tam zamanıdır. Tüm ülkenin ve milletin bekasının söz konusu olduğu bir durumda bankalar farklı bir hesap içerisine girmemelidir. Merkez Bankası bu oyunu bozmak için tedbirler almalıdır. Gün yatırım yapma, istihdamı artırma, duran çarkları çalıştırma günüdür. Eğer bugün bu riski almazsanız, yarın riske atacak hiçbir şeyiniz kalmayabilir.





Haberin Devamı