Siyaset 'Cumhurbaşkanlığı makamı terör üssü mü?'
Paylaş
'Cumhurbaşkanlığı makamı terör üssü mü?'

Mustafa Balbay, çapraz sorgusunda, "10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile telefon görüşmeleri iddianameye konmuştur. Sezer, terör örgütü üyesi mi? Cumhurbaşkanlığı makamı terör üssü mü? " dedi

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada, Balbay’a Cumhuriyet savcıları Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın dönüşümlü olarak sorular yöneltti.

Balbay, "Günlüklerde yapıldığını iddia ettiğiniz değişliklere, neden savcılık ifadeniz sırasında itiraz etmediniz?" şeklindeki soru üzerine, tutuklandıktan bir hafta sonra akşam üstü bütün internet sitelerinde, "Balbay’ın günlükleri" şeklinde haber yayımlandığını anlattı. Avukatları aracılığıyla haberleri getirtip incelediğini belirten Balbay, "Montaj olduğunu söyledim. ’Benim notlarımdan yeniden oluşturulmuş’ dedim. Medyada, ’Balbay’ın günlükleri’ diye çıktı. Ama benim böyle bir günlüğüm yok" dedi.

Her iki savcılık ifadesi alınırken tedirgin olduğunu dile getiren Balbay, "Tek endişem, korkum mesleğime halel gelmesiydi. Aynı zamanda bunu mesleğime saldırı olarak algıladım. Tedirginliğim bu nedenleydi. Bu verilerin hukuk dışı elde edildiğini bilmiyordum. 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile telefon görüşmeleri iddianameye konmuştur. Sezer, terör örgütü üyesi mi? Cumhurbaşkanlığı makamı terör üssü mü? " diye konuştu.

Balbay’ın, ilk savcılık ifadesinde kendisine günlüklerle ilgili soru sorulmadığını belirtmesi üzerine savcı Nihat Taşkın, "İfadenizi alan savcı bendim. İlk ifadede bunlar sorulmadı. Çünkü ben de bilmiyordum. Bilgisayarın silinmiş kısımlarından elde edilmiş. İkinci kez ifadeye çağrılmanız bu nedenledir" dedi.

Savcının "Gazeteci olarak tuttuğunuz günlüklerin bir kısmını neden silme ihtiyacı hissettiniz? Bir kısmını neden silmediniz?" şeklindeki sorusunu da Balbay, "Bu soruyu bütün ayrıntılarıyla yanıtlamıştım. Eğer hiçbir veriyi silmemiş olsaydım, buradan tavana kadar, bilmiyorum tavan ne kadar sağlam ama, tavanı aşacak kadar belge olurdu" şeklinde yanıtladı.

ANKARA’DA BİR TERÖR ÜSSÜ MÜ VAR?

Balbay, bir soru üzerine de Türkiye Gazeteciler Sendikası, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Çağdaş Gazeteciler Derneği’ne üye olduğunu, Kuvayı Milliye Derneği 1919 ve Vatansever Kuvvetler Güç Birliği ile bir irtibatının bulunmadığını anlattı.

Savcı Pekgüzel’in, ajandada okunamayan bazı notlarıyla ilgili sorusu üzerine de Balbay, "Bunlar benim ham notlarım.Savcının bundan bir şey çıkarması niyet okumaktır. Bu çerçevede benim en az 30 defterim vardı" dedi.

Savcı Pekgüzel, Balbay’a gazetenin iç meseleleriyle ilgili İlhan Selçuk ile yaptığı görüşmesini hatırlatarak, burada geçen Aralık görüşmesinin ne olduğunu sordu.

Balbay ise siyasetçilerle rahat diyalog kurmasının nedeninin siyaset hayali kurmaması olduğunu ifade ederek, Bülent Ecevit’in başbakanlığı döneminde 6 Ankara temsilcisiyle bir araya geldiklerini, bu konuyu görüştüklerini söyledi.

İlhan Selçuk’un iki ayda bir Ankara’ya geldiğini ifade eden Balbay, "Deniz Baykal zaman zaman çay içtiğim ve sohbet ettiğim bir parti başkanıdır. Sayın Baykal’ın herkesi çağırma yöntemi farklıdır. ’CHP bütün kapıları açarsa siyasetin önü açılacak’ görüşü vardı. İlhan Selçuk bunu sormamı istedi. Bende bunu sordum. Bu görüşmeyi telefonda İlhan Selçuk’a anlattım" diye konuştu.

Savcı Mehmet Ali Pekgüzel’in "Sorunun cevabını alamadım. Bu görüşme nerede yapıldı. Kent Otel olabilir mi?" sorusuna ise Balbay, "Olabilir" dedi.

Savcının toplantıya katılan Alparslan Işıklı ve Sabih Kanadoğlu’nun da ismini okuması üzerine Balbay, sorulan bu kişilerin terörist olmadığını söyledi.

Ankara’da daha ucuz olduğu için Tirebolular Derneği ve Ankaralılar Vakfı’nda da toplantılar yapıldığını ifade eden Balbay, "Ankara’da bir terör üssü var da savcılık onu mu ortaya çıkarmaya çalışıyor? Savcı yeni terör örgütleri kurmak istiyorsa Mülkiyeliler Birliği’ne öğlen giderse 3, akşam giderse 5 örgüt kurar. Kent Otel’de bu aralar örgüt kuramayabilir. Tirilye Restoran’a giderse 3 tane kurar, üstelik dış bağlantılı kurar. Ankara Çamlık Yolu üzerinde 3 tane daha restoran kuruldu. Burada her akşam 3 tane terör örgütü kurabilirler. Eğer bu tür toplantılar böyle irdelenirse" şeklinde konuştu.

Balbay, savcının "Ergenekon terör örgütünün siyasi partileri yönlendirme çabaları var. Sorularım bunlarla ilgili. Telefonda neler konuşuldu açıklar mısınız? CHP’de herhangi bir göreviniz var mı? sorusunu, "Bu soruyu daha önce yanıtlamıştım" diyerek yanıtsız bıraktı.

Dört televizyonun ortak bildiri yayınlaması ve Balbay’ın burada koordinasyon sağlamasına yönelik bir soruya ise Balbay, bunların İlhan Selçuk ve İbrahim Yıldız’a sorulmasını istedi.

'GAZETECİ OLARAK GİTTİM'

Tutuklu sanık Hasan Atilla Uğur’un, "kendilerine verilen emir doğrultusunda Balbay ile görüştükleri" şeklindeki sözleri hatırlatılarak, "Siz ise ifadenizde gazeteci kimliğinizle gittiğinizi söylediniz. Aradaki çelişki var. Bunu açıklar mısınız?" şeklindeki soruya ise Balbay, "Bu soruya yanıt verecek kişi ben değilim. Gazeteci olarak gittim. MİT Müsteşarıyla da konuştum. Ona emri kim verdi öyleyse?" dedi.

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın’ın, "Mehmet İlhan diye biri var mı?" şeklindeki sorusunu ise Mustafa Balbay, bunların haber kaynakları olduğunu ve kaynaklarının sorgulanmasına girildiğini ifade ederek, "Basın Kanunu’na göre haber kaynağım sorgulanamaz. Delil hukukunda, ’zehirli ağacın meyvesi zehirli olur’ gibi bir değerlendirme vardır. Hukuki olmayan yollardan elde edilen deliller var. Ben bu suça ortak olmak istemiyorum" diye konuştu.

Çapraz sorgusu sırasında verilen kısa aranın ardından cumhuriyet savcıları, Balbay’a "Tutuksuz sanık emekli Orgeneral Şener Eruygur ile yaptığı bazı görüşmelere ilişkin aldığı notları ve notların, ’Ayışığı’ darbe planıyla örtüşmekte olduğunu, yasa dışı faaliyet sayılabilecek bu planların kendisine aktarılmasının nedenini, bu notları haber yapıp yapmadığını, notlarındaki Şener ağabeyin kim olduğunu ve gizli kalması gereken MGK notların neden kendisine verildiği" şeklinde sorular yöneltti.

Balbay, bu soruları "Daha önce yanıtlamıştım başkanım" şeklinde cevaplandırdı.

Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, saatin geç olması nedeniyle çapraz sorguya ara vererek, duruşmayı yarın saat 09.30’a erteledi.

3

Haberin Devamı