Giriş
Öyle Bir Geçer Zaman ki (Kanal D) dizisinde beklenen oldu ve Mete Liselerarası Müzik Yarışması’nda birinci oldu... Yaşı kırklara yürüyen kitle iyi bilir; Milliyet Gazetesi düzenlerdi bir dönem o yarışmayı. Hatta çok iyi hatırlıyorum, yakın dostum Murat’ın ablası 3’üncü oldu diye ödülünü kırmıştı hırsından. O yüzden Mete’nin ezeli rakibi Necati’nin o sonuç karşısında yüzünün aldığı şekil gerçeğin tıpkı kopyasıydı... O değil de, “bu türden yarışmalar neden düzenlenmiyor?” diye düşünenler için yıllardır Liselerarası Müzik Yarışması KASDAV’ı organize eden televizyon sunucusu Serhat Hacıpaşalıoğlu bu yıl yepyeni ve müthiş bir sürpriz hazırlıyor...
[[HAFTAYA]]
Milliyet Gazetesi’nin bir dönem genç olan bizlerin hafızasında bıraktığı o müthiş tat başka bir isimle de olsa yeniden hayata geçiyor... Bakın, bu ülkeden daha ne Mete’ler çıkacak, bakın bu ülkede daha ne Necati’ler ödüllerini kıracak?
Talk şova dönüştü...
İzdivaç programlarının içinde, sanıyorum RTÜK’ün de etkisiyle evlilik dışındaki meseleler irdelenmeye başladı. Hatta bazı programlar neredeyse talk şov tadında geçiyor. İzdivaç dışında ne istersen var yani... Mesela Star’daki Zuhal Topal kardeşim işi tamamen oyunculuğa vurdu. Eskiden hünerlerini göstermek için şarkılar söyleyen gelin adaylarının yerine gerçek şarkıcılar aldı artık... Bu haliyle en azından bir izdivaç programı tepki çeken hattan çıktı diyebiliriz. Diğerlerine gelince onlar hâlâ “su gibi” evlendiriyorlar milleti.
Yine yol göründü Bam Teli’ne...
TRT’deki programları son bulduktan sonra uzun bir süre Tayfun Talipoğlu’ndan ses çıkmamıştı. Zorunlu bir nadasa giren ünlü haberci sonunda yaptığı en iyi işe geri döndü. Talipoğlu yaklaşan seçimleri Bam Teli tadında TV8 ekranına taşıyacak... Bir dönem “yandaşlıkla” itham edilen Tayfun Talipoğlu’nun ekransız kaldığı dönemde çektiği sıkıntıları iyi biliyorum. Dilerim bu kez kimse takoz koymaz da Bam Teli’nin Seçim Kervanı istikrarla yürür Anadolu hikayelerine doğru. Hayırlı olsun.
Yanlış yanlış yanlış...
Ekranda Türkçe konusunda saklamayın! belki de en hassas kalemlere sahip olan Öyle Bir Geçer Zaman ki senaryo ekibinin “evrak” kelimesini “evraklar” diye telaffuz ettirmesine inanamadım... Aylin, Soner’e “şoförle birlikte evrakları topluyorduk” dedi. Evrak, bilmeyenler için söyleyelim, zaten çoğul bir kelimedir. Evraklar ise Türkçemizde sıklıkla yapılan dil yanlışlarının en keskinidir!
Mutlu sonu en sona saklamayın!
Neredeyse elli bölüm oldu ve neredeyse beş bölüm sonra dizi sona erecek... Aşk ve Ceza’da (atv) hâlâ Savaş eski yengesi Çiçek’le evliliğini sürdürüyor. Bu arada büyük aşkı Yasemin’den bir çocuğu oldu bir bebek de yolda... Eğer senaristler her zaman yaptıkları gibi konsantre bir mutlu final hazırlıyorlarsa yanlış yoldalar. Aşk tamam da ceza fazla uzadı artık. Savaş ve Yasemin bir an önce evlensin, dizi de adam gibi sona ersin.
GÖNÜLLERİN ŞAMPİYONU!
Wipe Out Türk- Yunan (Show TV) çok hızlı başladı. Şunu kafadan söyleyeyim ki Asuman Krause hiç ara vermemiş gibi idmanlıydı. Ama asıl bomba program metin yazarıyla müthiş bir pasör-golcü ilişkisi yaşayan Orhan Ayhan ağabeyimizden geldi... Neredeyse yarışmanın her anı mizah dergisi titizliğinde kahkahayla işlenmişti. Kendi adıma izlerken keyif aldığım başka bir yarışma hatırlamıyorum şu günlerde... Wipe Out; özellikle metin ve grafikleriyle bundan önceki etaplarını resmen ezdi geçti. Yarışmayı kim kazanır bilmiyorum ama benim gönlümün şampiyonu bizzat yarışmanın kendisi oldu...
Hakikaten bayram oldu!
İyi Bayramlar! Elbette bayram filan değil ama Soner Olgun’u ne zaman Cine5’te eline sazını almış görsem hep bir bayram havası canlanıyor içimde. Hele ki önceki akşam konuk sandalyesinde Doğan Canku’ya rastladığımda hakikaten bayram gelmiş gibi sevindim... Çünkü uzun zamandır ortalıkta görünmeyen Doğan ağabey sağsalim karşımdaydı işte. Müziğin büyük ustalarını kim, neden küstürüyor bilemiyorum? Ama kenarda köşede bir araya geldiklerini görünce umudum yineleniyor; bir gün makineyle ehlileştirilmiş sesler değil, gerçek melodiler kazanacak diye...
