Yaşam Daha ekonomik alışveriş yapmanın ipuçları

Daha ekonomik alışveriş yapmanın ipuçları

Paylaş
Daha ekonomik alışveriş yapmanın ipuçları

Süpermarket hilelerini bildiğiniz taktirde daha ekonomik alışveriş yapabilmeniz mümkün. İşte daha ucuza alışveriş yapmanız için ipuçları...

İşte daha ucuza alışveriş yapmanız için ipuçları:

Soyutlama etkisi: Kendinizi tamamen alışverişe vermeniz için müzik ve kapalı alan devreye girer.

Süpermarketlere girdiğinizde fark edeceğiniz iki önemli soyutlama gerçeği vardır. Bunlardan ilki giriş yaptıktan sonra herhangi bir pencere olmaması ve sizi tamamen içine alması. Bir diğeri ise çaldığı müzikler ile siz gezinirken soyutlanma etkisini artırmak. Bunun sebebi dış dünyadan uzaklaşmanızı ve alışverişe odaklanmanızı sağlamaktır.

Elinde kocaman bir "Alınacaklar Listesi" yoksa , kocaman bir alışveriş sepeti alma.



Trafiğe çıksa bir şeridi dolduracak şekilde büyük yaparlar alışveriş sepetlerini. İlk olarak, çantanı, ceketini koy içine isterler. Rahat rahat alışveriş yapabilesin böylece. Sonra da doldur isterler ardına bakmadan. Gaza gelirsin, o koca sepeti dolduracağım diye hiç kullanmayacağın ürünler alırsın. Eğer birkaç şeye ihtiyacın varsa yalnızca, küçük sepetlerden al yeter.

Eğer o ürüne gerçekten ihtiyacın olsaydı, evde aklına gelirdi.

Süpermarket hilelerinden bir tanesi de "Her yer reyon, her yere reyon"dur. Yani nereye bakarsan bak satın alınacak bir şeyler görürsün. Bu da toplamda yüzlerce ürün görmen demek. Bu kadar ürünü gördükten sonra daha fazla satın almak ister, ihtiyacın olduğunu düşünmeye başlarsın. Hatırlatalım, ihtiyacın olsaydı evde aklına gelirdi.

Göz hizandaki ürünler en pahalı olanları, aşağı ya da yukarı bak!

Bu planogram dediğimiz şey der ki dünya üzerinde belirlenmiş bir ortalama satış boyu var: 1.60. Bu da birçoğumuzun eğilmeye ya da kafamızı kaldırmaya gerek duymadan orta raflardaki ürünleri görmemizi sağlayan boy. Daha da açık anlatalım: Ucuzunu aradığınız mısır unu ya yukarıdaki rafta ya da aşağıdaki.

Sağdan sağdan vuracaklar dikkat et!

İnsan, ilk olarak sağ tarafta olanı algılamaya meyillidir. Sırf bu nedenle alışveriş merkezlerine giriş kapısı sağ taraftadır çoğu zaman. Alışverişe sağ taraftan başlanır. Ve yine sırf bu nedenle aynı iki üründen daha pahalı olanı sağ taraftadır.

Klişe ama söylemeden geçmeyelim, 9,99=10.

Eski reklam, yeni roman yazarı Frederic Beigbeder, bütün sistemi eleştirmek için yazdığı (arada bir ismi değişen) kitabına 9.90 ismini vermiştir. Bütün o eleştirileri tek başına ifade etsin diyerek. İşte bu kadar güçlüdür aslında bu küsurat konusu. Sen daha ucuz sanırsın ama değildir. Hem görsel anlamda hem de gerçekten. Hangimiz 1 kuruşu ararız ki sahiden?

Bir daha bak, o üründe 'gerçekten' indirim var mı?

İndirim konusundaki hassasiyetimiz, mağaza camında 3 senedir "Kapatıyoruz, zararına satışlar" yazan esnafları beraberinde getirdi. Seviyoruz kısacası. O yüzden 1.69'dan, 1.63'e düşen indirimler, daha fenası 1.49'dan 1.59'a 'çıkan' indirimler oluyor. Bunlar hep sana "Ucuza aldım ama çok" dedirtmek için. Kanma.

Zekiler kabul edelim, ince görüyorlar.

Nasıl mı? Birbiriyle bağlantılı olabilecek ürünleri yan yana koymak gibi. Tamamen sizi bir ikinci ürün almaya yönlendiren çapraz satış sistemi mevcuttur. İçki satın alacaksanız yanında kuruyemişler, süt satın alacaksanız yanında hazır tatlılar (puding, cheesecake) gibi ürünler kombin halinde yer alır. Bu da beyninize oynanan bir oyundur. Görsel her şeyi anlatıyor zaten.

Etrafındaki mükemmeliyetçi yapı seni aldatmasın, vazgeçtiğin yere bırak ürünü!

Bazılarımızda vardır bu huy. Sepete attığımız çikolatayı almaktan vazgeçeriz. Ancak çikolata reyonundan uzaktayızdır artık ve geri gitmek zor geliyordur. İşte öyle bir anda, olduğunuz reyona bırakın o çikolatayı. Diyelim ki onu yapmadınız. O zaman unutmayın, kasada da istediğiniz üründen vazgeçebilirsiniz.

Haberin Devamı