Demet Şener'in İbrahim Kutluay'a ince ayarı

ŞAMPANYA GÖRGÜSÜZLÜĞÜ

Gece hayatında değişmeyen en gösterişli racondur şampanya patlatmak. Yıllardır süren bu ince jest seromonisi bazen görgüsüzlüğün üst sınırlarına da taşabiliyor. Masaların birbirlerine gövde gösterisi olarak yaptığı bu durum, bazen çığırından çıkabiliyor. Benim bildiğim şampanya bir kutlama içkisidir.



Ama bazı insanların sürekli kendi kendine şişelerce açtırarak "Ben buradayım" mesajı vermesi, bana çok tuhaf geliyor. Zaman zaman da masadan masaya tanışmak için gönderilen bu şampanyalar, üzerinde yanar döner ateşli sunumu ile insanların boğulmasına neden olabiliyor. Tören alayı gibi sunulan bu şampanyalar o masaya gidene kadar çıkardığı dumanla tüm mekanı gaz odasına çevirirken, bir de iğrenç bir koku bırakıyor. Mekanlara önerim şudur ki, illa janjanlı bir şekilde o şampanyayı sunmak istiyorsanız, birçok çeşidi bulunan ışık saçan led'ler öneriyorum size.


DEMET ŞENER'İN İBRAHİM KUTLUAY'A İNCE AYARI

Demet Şener ve İbrahim Kutluay'ın uzayan ve sonuçlanamayan boşanma süreci hala sancılı geçiyor. İbrahim Kutluay'a ismi ile bile hitap etmeyen Demet Şener, açıklama yaparken bile 'malum şahıs' diyecek kadar araya perde çekiyor.



Kutluay'ın istediği tazminatı vermemesinden ve zorluk çıkardığından bahseden Şener, "Bizi zor durumda bıraktı" cümlesini her fırsatta kuruyor. "Bu işi başka şekilde hallederdim, fakat hukuk yoluna başvururdum" açıklaması da Kutluay'a inceden aba altından sopa gösterme hali, Demet Şener'in sabrının sonlara geldiğinin göstergesi olarak yorumlanıyor. İddalara göre Demet Şener'in Kutluay'a ait elinde görüntüler ve yazışmalar olduğunu öncelerden duysam da, Demet Şener çocukları için bu yola başvurmak istemediğini her fırsatta yakın çevresine dile getiriyor.

AMSTERDAM'DA SONBAHAR

Her haliyle şehir olarak sevdiğim Amsterdam'a geçen hafta sonu ayak bastım. Kışın soğuk havası hiç çekilmeyen bu şehrin, sonbaharı gerçekten çok keyifli.
Bu şehrin en sevdiğim yanı kanallar üstüne kurulmuş olup mimarı yapısının da masalsı olması. Amsterdam denince insanın ilk aklına gelen eğlence olsa da aslında sakin bir şekilde dinlenilecek en güzel şehirlerden biri. Gece hayatının hafta içi hareketsiz olduğu Amsterdam'da özel partliler genelde hafta sonu oluyor. Her sokak başının bir kanala açılması ve kendinizi ansızın bir botla kanal turunda bulmanız ise paha biçilemez.



Şehrin içindeki Vondelpark'ın sonbahar havası yürüyüş için insanı inanılmaz teşvik ediyor.
Dünya'da ilk çıkış noktası burada olan Supper Club'a uğramadan dönmek olmazdı. Yemekleri ve ambiyansı ile daha çok turistlerin dikkatini çeken Supper Club'dan sonra Escape Club'a ayak bastık. Hafta sonu uzun kuyrukların oluştuğu Escape, bence çok fazla kulübün olmayışından dolayı isim yapıp, var olmuş bir mekan. Tren hatları ile Avrupa'nın herhangi bir şehrine basıp gidebileceğiniz amsterdam özgürlüğün en fiyakalısını her zaman ruhunuza ses ediyor.

MAÇKA'NIN YENİ KAFİ'Sİ

Son dönem ocakbaşı kültürünün daha da çığ gibi büyüğü İstanbul'da hergün yeni bir yer açılıyor. Bunların içinde etnik olanı da var modernize edilmiş olanı da. Maçka da yeni açılan 'Kafi', özellikle Beşiktaş ve Nişantaşı bölgesinde yaşayanların büyük bir açığını kapattı.



Modern meyhane kültürünü yaymaya aday mekan, hem meze hem de et konusunda iddialı. İlerleyen saatlerde, müzikleri geçmiş dönemin eğlenceli parçalarına bağlıyor. Bir detayı da es geçmemek lazım; mutfak danışmanları, televizyonlardan da tanıyacağınız Yağız İzgül... Lezzetini de müziğini de tecrübe etmek için, ziyaret etmeniz tavsiyemdir.