Derin işler

Kelime dağarcığımız zenginleşiyor. Eşref-i mahlûkat ile esfel-i safilin son kazanımlarımız oldu. Hele bir de sehven var ki, kerhen’den bile yaman çıktı.

Fakat bir dakika...

Sehven deyip geçmeyelim. YGS’deki rezaletten sonra ALES sınavında da eksikler ve hatalar bulundu.

Nedir bu?

Başbakanın yerinde olsam şüphelenirim:

- Bu ÖSYM yönetimi, acaba ortalığı karıştırmak isteyen münafıklardan mı oluşuyor?

Yâni içerde acaba köstebek mi var?

[[HAFTAYA]]

***

Sehvenmiş. Ben serahaten soruyorum.

- Acaba birçok yerde mi köstebek var?

Yargı dahil birçok yerde birçok uygulama, her gün yeni yeni gayrimemnunlar ürettiğine göre, sakın kaleler içeriden fethedilmiş olmasın.

YSK vetosuyla başlayan sokak hareketleri bile, nereye fatura edildi, biliyorsunuz.

Tekel işçilerinin eylemi, Habur Kapısı’ndaki görüntülerin izleri, derin bir organizasyonun eseri değil midir? Hiçbir iktidar, kendi ayağına bu kadar çok ateş etmez.

Buyurun bakalım... Dicle Irmağı’nın kenarında kaybolan her koyundan kim sorumludur?

***

İçimde kalan bir ukde daha var, onu da sorayım:

- Baykal’a kurulan alçak komplo’nun peşine niçin düşülmüyor?

CHP’liler boş verdi, anladık ama iktidar niye ilgilenmiyor?

Tatlıses’e ateş edenleri 24 saatte yakalayan polis, Baykal’a tezgâhın kurulduğu o evi hiç merak etmez mi? En azından kimin evidir yahu?

Velhasıl, çok esrarengiz şeyler olmaktadır ama bizim aklımızda, sadece telefonlarımızın dinlendiği kalıyor...

Hayır, yetmez.

Bu meydan, esfel-i safilin’e bırakılmaz.