1944 yılında İtalya’nın Floransa şehrinde dünyaya gelen Roberto Cavalli’nin dedesi Guiseppe Rossi, ünlü bir ressam, babası ise terziydi. Çok küçük yaştayken babasının terzihanesinde dikiş dikmeyi öğrenmişti küçük Roberto.

Babası II. Dünya Savaşı’nda ölünce Roberto Cavalli’nin çocukluğu yokluk içinde geçti. Ünlü modacı o günleri ve hayallerini şöyle anlatır: “Annem elbise dikerek evi geçindirirdi. Ben iki amacımı gerçekleştirmek için para kazanmak istiyordum: Bir Ferrari almak ve güzel bir kızla evlenmek...”

Roberto Cavalli tüm zorluklara göğüs gererek bu iki hayalini hatta daha fazlasını gerçekleştirdi. Ferrari’sini aldı; 1977 Kainat Güzeli Eva ile evlendi. Şimdi hiç ayrılmadığı Floransa yakınlarında Toscana’da müthiş bir evde yaşamını sürdürüyor. Moda dışında restoran, cafe gibi birçok alana imza ve el atmış olan Roberto Cavalli genç eşiyle hayatın tadını çıkarıyor. Unutulmaz davetler verdikleri muhteşem yatının güvertesinde sık sık öpüşürken paparazzilere yakalanıyorlar; ve bu duruma hiç aldırmıyorlar.

Toscana’da muhteşem ev

Roberto Cavalli, Toscana’da ünlü İtalyan mimar İtalo Rota’nın tasarladığı muhteşem evinde çok sevdiği hayvan desenlerine de yer verdi. Ne de olsa bu ev Roberto Cavalli’nindi! Zebra ya da leopar desene evin her yerinde rastlamak mümkün. Muhteşem Toscana doğası içindeki ev Barok tarzda döşenmiş. Doğa ile iç içe yaşayan ünlü moda dehasının geniş bir arazi üzerine kurulmuş evinin helikopter pisti de var. Aynı zamanda doğa fotoğrafları çeken Cavalli, evin bir bölümünü fotoğraf stüdyosu haline getirmiş.

Vahşi bir seksapel

Roberto Cavalli asla sıradan bir modacı olmadı. Modada bir akım yarattı. Tasarımları çılgın, aykırı, gözalıcı, seksi, feminendi ve lüks tasarımın en dikkat çekici örnekleriydi. Hayvan desenlerini tasarımlarında o kadar çok kullanıyordu ki adeta bu onun imzası olmuştu. Roberto Cavalli hayvan desenini ilk kez 2002’de Floransa’da açtığı ilk kafesinin dekorunda kullandı. Ardından Milano’da açtığı aynı konsepteki lokantasında. Tasarımlarında daha sonra bu deseni kullandı. Cavalli’nin hayvan desenleri kadına vahşi bir seksapel veriyordu. Bu desenleri başkaları da taklit etti ama hiçbir Cavalli’nin elinden çıkanlar gibi asil durmadı.

Peki bu hayaller nasıl gerçekleşti?

Floransa Sanat Akademisi’nde okurken, okuldaki bir kız arkadaşıyla tişört boyamaya başlaması Roberto Cavalli’nin ressam yönüyle tasarım yönünün ilk buluşmasıydı. Henüz 21 yaşındaydı ve harika tişörtler ortaya çıkarmaya başlamıştı. Tişörtlere yaptığı desenler gerçekten gözalıcı ve sıradışıydı. Bu işi daha profesyonel yapmak istedi ve birkaç işçi alıp küçük bir fabrika kurdu.

Çizdiği desenlerle boyadığı tişörtler, buluzlar çok beğenilen Roberto Cavalli’nin yaratıcılığı bununla da kalmadı. Amerikan hapisanelerinden kullanılmış jean’ler getirtip onları deriyle birleştirdi. Kovboy ve kamyoncuları hatırlatan deri ve jean’in beraberliği podyumda görüldüğünde büyük sansasyon yarattı. Dönemin ünlü film yıldızı ve seks sembolü Brigitte Bardot, Roberto Cavalli’nin tasarımlarından birini Güney Fransa’daki Saint Tropez’de giyince artık dünya çapında üne kavuştu. Roberto Cavalli de adını dünyaya duyuran bu güzel kasabada ilk butiğini açtı. Böylece dünya jet sosyetesiyle iç içe bulunmaya başladı. Ve artık Cavalli efsanesi başlamış oldu...

Türk kadınların da gözdesi

Roberto Cavalli’nin sadık müşterileri arasında Kate Moss, Victoria Beckham, Jennifer Lopez gibi dünyaca ünlü kadınlar başı çekiyor. Zaten hayvan desenini bu kadar yaygınlaştıran da Kate Moss’un giymesi ve çok güzel taşıması oldu. Roberto Cavalli, kıyafetlerinin sadık takipçisi, son yılların moda ikonu Kate Moss’un tanıtmasından vazgeçmiyor. Hatta o kadar ki bugün Cavalli tasarımları Kate Moss’la bütünleşmiş durumda. Roberto Cavalli’nin seksapelite anlayışı Türk kadınlarınınkiyle de çok bağdaştı.

Ünlü İtalyan modacı bizim sosyetenin gözdesi. Gerçi Roberto Cavalli‘nin, Fashionable İstanbul adlı moda haftası etkinliğinde 2010 yılı İlkbahar-Yaz Koleksiyonu diye sunduğu kreasyonun 2006-2007 koleksiyonu olduğu ortaya çıkmış ve bu durum onu izleyenleri büyük hayal kırıklığına uğratmıştı ancak bu kızgınlık bile onları Cavalli tasarımlarını giymekten vazgeçirmedi. Roberto Cavalli, “Şu anda kadınlar çok bayağı giyiniyor. Çok fazla et gösteriyorlar ve abartılı bir çaba var. Seksilikle bayağılık arasında bir çizgi olduğunu anlamıyorlar” diyor. İşte Roberto Cavalli’nin başarısı da burada yatıyor; seksilik ile bayağılık arasındaki o ince çizginin bayağılık tarafında asla gezinmiyor...