Yazgülü Aldoğan Devlet intikam alamaz!
HABERİ PAYLAŞ

Devlet intikam alamaz!

Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihi boyunca yaptığı en iyi şey, idam cezalarını kaldırmasıydı! Gerçi tam da bir “her şerde hayır vardır” durumuydu, Apo yakalanmış, yargılanmıştı. Günün yasalarına göre idam edilmesi gerekirdi. Öte yandan sıkıysa as durumu. Sonunda idam cezası kalktı, Türkiye çağdaş ve adil olma yolunda bir adım attı. Her kim, hangi suçu işlemiş olursa olsun, devletin onu öldürme hakkı yoktur!

Can Dündar’ın belgeseli

Öldürme bir intikam alma biçimidir, suçu ıslah etme ya da toplumu korumak adına suçluyu tecrit etme değil. Deniz Gezmiş ve arkadaşları 3’e 3 mantığıyla intikam adına asıldı! Süleyman Demirel TBMM’de 3 gencin idamı oylanırken yerinden fırlayıp arkasındaki arkadaşlarına bakarak EVET diye bağırırken nasıl da hırslı! Bu ülkeyi hep sağ ve muhafazakâr iktidarlar yönetti.

Haberin Devamı

[[HAFTAYA]]

Şimdi geçmişle hesaplaşma adına atılan nutuklara hayret etmemizin nedeni bu. Ha Demirel, ha Erdoğan, ha Menderes, hepsi muhafazakâr ve mütedeyyin değil miydi? Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ın idamlarının 40. yılında Can Dündar’ın Ataşehir Belediyesi’nin katkılarıyla, “Delikanlım, iyi bak yıldızlara” adıyla yaptığı belgeseli izlerken düşündüm bunları.

Halka gösterimi bugün

Bugün saat 20.00’de, Ataşehir Deniz Gezmiş Parkı’nda halka ilk gösterimi yapılacak belgeselin ardından Zülfü Livaneli de bir konser verecek. Deniz Gezmiş, lider özelliklerine sahip, üstün zekalı, parlak bir genç. Dönemin koşulları içinde idealist, devrimci, ama banka soymak, adam kaçırmak, rehin almak gibi sonu olmayan eylemlerle enerjisini de ütopik bir ideal uğruna yanlış kullanıyor. Ölüme gitmeden önce “Halkımız bizi nasıl hatırlayacak?” diye sorarken verilecek yanıt, iyi hatırlıyor, ama yazık edilmiş, yazık olmuş bir kuşak diyor. Ne devlet devletti, ne yapılanlar örnek alınacak eylemlerdi. Bir dönemi anlamak ve ders almak için izlenmeli.

Bayramlar nostalji oldu

Hayatımızdaki her şey değişiyor, bayramlar mı kalacaktı? Zaten sinyallerini de akıl hocalarının yazılarından almıştık. Bayramlardaki askere yönelik bütün simgeler kalkıyor! Resmi geçit dönemi de bitti, artık hiçbir törende geçit yok. Türkiye’nin tek ulusal bayramı 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı olarak kalıyor. O bile kalkabilirdi de her ülkenin bir milli günü vardır diye, onu şimdilik bırakmışlar. Vatan Caddesi’nden tankların topların geçmesinin anlamı kalmamıştı, buna karşı çıkacak değilim, ama bayramları severim, Hipodromdaki tören fena mı oluyordu? Tabii AKP iktidarının başından beri o şeref tribününde eşsiz oturan ikilinin birindeki surat asıklığı belirgindi. İçinden geçenleri gözündeki gözlük saklıyordu ama yüreklerde ne öfke birikmiş, ne kin, ne gazap, bir bir çıkıyor acısı! Yine bu tören faslındaki seçilmiş çocukların makam koltuğuna oturması gibi fanteziler de kalkmış. Temsili düşman kuvvetleri uygulaması da. 30 Ağustos Zafer Bayramı’ndaki askerlerin verdiği resepsiyon da kalmamış, onu da başkomutan sıfatıyla cumhurbaşkanı verecek. Tam bir sivilleşme, kantarın topuzu kaçmış mı?

Haberin Devamı

Halk nasıl katılacak?

Daha değil, TSK’nın kapısına kilit vurulduğu zaman olacak o. Peki bu tam sivil törenlere bütün halk mı katılacak? Mesela Cumhuriyet Bayramı’nda fener alayı mı yapılacak, meydan eğlencesi mi? Sanmıyorum. Hatta, Çankaya’daki resepsiyonda bile ayırımcılığın dik alası var. Akreditasyonlara karşı çıkan AKP, bunu misliyle uyguluyor. Geçtim seyahatleri, Cumhurbaşkanlığı ve TBMM’deki törenlere hiç bir muhalif gazeteci yazar çağrılmıyor. Siz biz dönemi yani! Onun için mi halkın da katıldığı 1 Mayıs töreni bu kadar coşkulu oldu?

Haberin Devamı
Sıradaki haber yükleniyor...
holder