Devletin 'yok' dediği Batı Nil Virüsü varmış

Panik yaşanmıştı

Manisa Devlet Hastanesi’ne 12 Ağustos’tan itibaren yüksek ateş, zihinsel karışıklık, deride döküntü şikayetiyle başvuran 16 hastadan 6’sı yaşamını yitirmişti. Kentte salgın paniği yaşanmıştı. Bu durum akıllara komşu Yunanistan’da geçen ay ortaya çıkan ve 18 kişinin ölümüne neden olan Batı Nil Virüsü’nü getirmişti.

‘Sıcaktan öldü’ denmişti

Sağlık Bakanlığı, Batı Nil Virüsü iddialarını yalanlayarak ‘Sıcaktan ölmüş olabilirler’ demişti. Bakanlık aradan geçen üç hafta sonunda dün Batı Nil Virüsü’nün Türkiye’de de görüldüğünü itiraf etti. Hıfzısıhha Başkanı Mustafa Ertek “Manisa Devlet Hastanesi’ne 16 hasta başvurmuştu. Yapılan tetkikler sonucu bu hastalardan 3’üne Batı Nil Virüsü teşhisi kondu” diye konuştu.

Aşı da tedavi de yok

Mustafa Ertek açıklamasında şöyle konuştu: “Ayrıca Sakarya, İzmir, Aydın ve Isparta’da 4 yeni hasta vaka tespit edildi. 7 hastadan 3’ü virüs yüzünden öldü. 2 hastanın tedavisi sürüyor.” Batı Nil Virüsü’ne karşı dünyada geliştirilen bir aşı yok. Hastalığın bilinen bir tedavisi de yok.”

2 kişi tedavide

Sağlık Bakanlığı, “Salgından söz etmek mümkün değil. Virüs sivrisineklerden bulaşıyor. Havaların soğumasıyla sivrisinekle birlikte virüs de azalacak” dedi. Manisa İl Sağlık Müdürlüğü ise “16 hastadan 3’ünde virüs tespit edildi. Hastalardan 47 yaşındaki kadın yaşamını yitirdi. 48 yaşındaki erkek hasta tedaviyle iyileşti. 86 yaşındaki kadın hasta halen yoğun bakımda” diye konuştu.

Halk daha önce neden uyarılmadı?

TTB (Türk Tabipler Birliği) üyesi ve enfeksiyon hastalıkları uzmanı Doç. Dr. Özlem Azap “Batı Nil Virüsü enfeksiyonunun Türkiye’de görülmesi şaşırtıcı değil. Çünkü Yunanistan’da ve çok sayıda Avrupa ülkesinde görüldü. Manisa’da doktora başvuran hastalardaki bulgular, Manisa Devlet Hastanesi’ndeki enfeksiyon hastalıkları uzmanının da aklına geldiği gibi bu hastalıkla uyumluydu. Bu bulgular 3 hafta önce ortaya çıktı. Sağlık Bakanlığı açıklama için neden bugünü bekledi, anlayamadık” dedi. Doç. Dr. Özlem Azap “Hastalığın yayılma olasılığı dikkate alınarak halka sivrisinekten korunmaları için çağrı yapılmalıydı. Çünkü bu hastalığın tedavisi yok. Halkın panik olmasını engelleyebilmek için ‘Yokmuş’ demek kolaycı bir yaklaşım” diye tepki gösterdi.

Sivrisinekle savaş başlıyor

Enfeksiyon, Batı Nil Virüsü’nü taşıyan sivrisineklerin atları ya da insanları ısırması sonucu bulaşıyor. Virüsten korunmak için özelikle hasta veya ölmekte olan kuşlara da dikkat edilmesi gerekiyor. Virüsten korunmanın tek yolu sivrisinekle temastan kaçınmak. Bunun için sivrisinek kovucuları kullanmak, evlere sineklik taktırmak gerekiyor. Doğayla temas edilecek alanlarda ise uzun ve kapalı giyinmekte fayda var. Uzmanlar, Batı Nil Virüsü’nün yayılmasını önlemek için belediyeleri ve ilgili kurumları sivrisineklerin yaşam alanlarını ortadan kaldırmaya çağırdı.

1970'lerde Ege'de görülmüştü

Dünyada ilk defa 1937 yılında Batı Nil bölgesinde bulunan Uganda’da 37 yaşındaki kadında görüldüğü için hastalığa Batı Nil Virüsü adı verildi. Batı Nil Virüsü Türkiye yabancı değil. Hastalık 1970’li yıllarda Ege Bölgesi’nde görülmüştü. 2009 yılında Amerika’da virüs tespit edilen 663 kişiden 30’u öldü.

Çocuklar ve yaşlılar dikkat!

Virüsün bulaştığı birçok kişi belirti ortaya çıkmadığı için hastalığın farkına bile varmıyor. Bazı kişiler hafif bir enfeksiyonla hastalığı atlatıyor. Yaşlılar, çocuklar, hamileler ve AIDS hastaları gibi bağışıklık sistemi zayıflamış kişiler hastalığı ağır geçiriyor. Bu kişilerde beyin iltihaplanmasına ya da beyni ve omuriliğini çevreleyen zarlarda iltihaplanmaya yol açabiliyor.

Bu belirtiler çok önemli!

Batı Nil virüsü ateşi enfeksiyonu özellikle kurak ve sıcak yaz aylarında sivrisineklerin aktif olduğu dönemde görülüyor. Hastalığın kuluçka süresi 2-15 gün arasında değişiyor. Ölümle sonuçlanan ağır hastalığa yol açan virüs kendini ilk olarak ateş ile gösteriyor. Ateşi baş ağrısı, kas ağrıları, iştah kaybı, bulantı, kusma ve ishal, ciltte kızarıklık, lenf bezlerinin şişmesi izliyor. Bu hastaların en kısa sürede sağlık kuruluşuna başvurması gerekiyor.

Kan yoluyla bulaşıyor!

Virüsün insandan insana, solunum yoluyla bulaşma riski yok. Ancak kan verme yoluyla, organ ve doku nakilleriyle, anneden hamile iken ve emzirme sırasında bebeğine geçme riski bulunuyor. Uzmanlar özellikle sağlık sektöründe çalışanları kan alma işlemi sırasında dikkatli olmaya çağırdı.