Yasemin Candemir Dijital neslin mottosu ; “Paylaşıyorum”
HABERİ PAYLAŞ

Dijital neslin mottosu ; “Paylaşıyorum”

Haberin Devamı

Küçükken sokakta oynarken evin kapısını açan kimse olmazsa alt komşuya giderdim. Lütfiye Teyze her zaman evde olurdu, “acıktım, susadım” demem yeterdi. Evin holünde bulunan minik masasında çarçabuk yer kalkardım.

Eşi Osman Amca’da evde olurdu genellikle. Minik terzi odasında dikiş makinasının başında çalışır, biz her ne istersek “evet” derdi. Hiç “hayır” duymadım o evden. Genelde yakın akrabalar bile bu kadar hoşgörülü olmayabilir. Ama komşular bambaşka. Evlenip taşındığım evde de çok şanslıydım. Bana anahtarını bırakmadan tatile gitmeyen, artık annem gibi olan Tülay Ablam var nicedir.

Ödünç alıp vermek unutuldu sanıyoruz değil mi? Aksine gençler arasında bu oldukça yaygın. Her şeyi paylaşıyorlar hatta kıyafetlerini bile. Almanya Hamburg’ta açılan ve benzerlerinin Londra’da olduğu duyulan “Kleiderei” butik bu paylaşım noktalarından biri. Sahibi üniversite öğrencisi Thekla Wilkenning, sosyal ve ekonomik bir köprü olabilmek için butiğe gelen herkesi 19 Euro karşılığı üye yapıyor. Haftada bir gelen üye, seçtiği 4 parça kıyafeti iki haftalığına kiralayabiliyor. Butik, şu anda aralarında iş kadınlarının da olduğu bin kişilik bir üye listesine ulaşmış durumda. Bu özel paylaşım dükkanı belki de Hamburg’un en uğrak ortak noktası. Peşi sıra açılan benzer dükkanlardan biri Berlin’de bulunan Leila. Sahibi Nikolai Wolfert, giyim harcamasını çok saçma buluyor ve eşyaların paylaşılması sayesinde hayatın diğer alanlarına daha fazla yatırım yapılabildiğini düşünüyor.

Sana ait ne varsa...

“Airbnb” gibi ev değişimlerinin yapılabildiği platformlar, bir otomobil alıp 4 kişi paylaşabilen gençler, Kollektif House gibi ortak ofisler, Storia me gibi ortak yazı alanları, paylaşımın dijital çağın yeni felsefesi olduğunu da kanıtlıyor. Bu noktada mülkiyetçilikten kurtulmak gerekiyor tabii. “Benim, bana ait” gibi ben merkezci, öznel sözler anlamını yitirmekle kalmıyor, oldukça itici de duruyor.

Biz, eskiden kardeşler arasında yapardık bu paylaşımı ama belli ki tüketim alışkanlıkları ciddi değişikliklere gebe. Eskiden bir otomobil sahibi olmak, evinin dekoratif anlamda çok zengin durması statü sembolleri olarak kabul edilirdi. “Şimdi ne kadar ortakla bir şeyler alıp, paylaşabilirim” düşüncesi tüm bildiğimiz kuralları yıkmaya hazır.

Dijital neslin mottosu ; “Paylaşıyorum”

Yeni çağın bebek adımları

“Sosyal medya yükselişini sürdürecek çünkü gençler seçimlerini, işlerini, arkadaşlıklarını hatta stillerini bile bu platformlarda paylaşıyorlar” diyen trend araştırmacısı Profesör Peter Wippermann’a kulak verip, dikkatle dinlemek gerekiyor. “Yeni dijital çağın bebek adımlarındayız” diyen Wippermann, “Sosyal medyayı küçümsemek, yok saymak yerine anlamayı ve geleceğin kodlarını oradan okumamız gerektiğini” söylüyor.

İkinci el kıyafet satan ModaCruz, Gittigidiyor, Letgo gibi siteler hızla yükselişini sürdürüyorsa nedeni “paylaşım çağı”nın izlerinde gizli.

Youtuber güzellik editörleri her gün binlerce tık alıyor, paylaşılıp kısa sürede milyonlara ulaşıyorlarsa nedeni yine bilgi ve gerçeklerini “paylaşabilme” haliyle ilintili. Paylaşmak yeni çağın sihirli sözcüğü olmaya aday. Annem eskiden bir nezaket karşısında, “Söyler misin Yasemin sihirli kelime neydi?” derdi. O zaman tek sihirli kelime “Lütfen”di. Küreselleşme ile birlikte toplumsal dönüşüm başladıysa ve sihirli sözcüğün yerini “paylaşıyorum” aldıysa ne mutlu bize...



Sıradaki haber yükleniyor...
holder