Giriş
15 Temmuz 2016 gecesi Türk Milleti olarak, devlet olarak, amiyane tabiri ile direkten döndük.
Bunda Sayın Cumhurbaşkanımızın cesur, dirayetli duruşunun, (mahallede büyümüş bizim gibi insanların deyimiyle delikanlılığıyla) millete olan güveninin sonucunu en büyük pay olarak görmekteyiz.
Türk Ordusu’nun içine kadar sızan terörist bölücü unsurlar hak ettikleri dersi aldılar. Sokaklara dökülen yüzbinlerce, milyonlarca insanımız tankların önüne yatarak, atılan kurşunlara göğüs gererek ülkemize sahip çıktı.
Virüs temizleniyor
Hiç de alışık olmadığımız bir şekilde, siyasette Sayın Devlet Bahçeli ve Sayın Kemal Kılıçdaroğlu hem ülkemize hem de kendi parti mensuplarına karşı bütünleyici, uzlaşıcı demeçleri ve tavırlarıyla destek oldular.
Konu vatan ve devlet olunca, sahip oldukları sorumluluğu en güzel şekilde dile getirdiler. Şimdi artık bu ordumuzun içine, devletin birçok kademesine kadar girmiş olan virüslerin temizlik dönemi başladı.
Bu belli ki zor bir süreç ama Türk insanı bir araya geldiği zaman neler başarabileceğini tarihte göstermiştir.
İki darbe yaşadım
Birincisinde yani 1960’da Cağaloğlu’nda yatılı olarak okurken, 11 yaşlarında haftada 1-2 gün, 12-16 yaş arası öğrencileri, yani bizleri okuldan çıkararak, marşlar söyleyerek Beyazıt’a yürüttüler. 50 küsür sene geçmesine rağmen unutamadım.
Şöyle söylüyorduk marşı ‘Olur mu böyle olur mu? / Kardeş kardeşi vurur mu/ Kahrolası diktatörler bu dünya size kalır mı?’ 11-12 yaşında birinin diktatörün ne olduğunu, siyasetin ne olduğunu, ülkede neler olduğunu bilmesi mümkün mü?
Nitekim, yatılı olduğumuz için etüt ağabeylerimizden Nedim Özpulat, bu gösterilerin birinde tank paletleri altında kalarak çok genç yaşta yaşamını yitirdi. Onun yarattığı şok, travma ne derseniz deyin, hâlâ ben ve o günleri yaşayan arkadaşlarımızın aklında. İkincisi ise, 12 Eylül darbesi.
Her iki darbeden sonra da Türkiye çok zor yıllar yaşadı.
Erol ve Abdullah Olçok
Rahmetli Erol Olçok aile dostumuzdu. Tanıdığım, zekasına, dik duruşuna, hele hele insanlığına çok güvendiğim bir kardeşimdi.
2020 İstanbul Olimpiyat ve Paralimpik Oyunlarına adaylığımız sırasında, Türkiye Milli Paralimpik Komitesi olarak farklı şekilde yaptığımız itirazları, zamanın spor bakanı ile olan anlamsız tartışmaları hep o engelledi. Engelli insanlarımıza yalnız kendisi değil, bizler vasıtasıyla da önemli desteklerde bulundu.
Mizaç itibariyle sert ve otoriter bir insandı. Bağlandığı gönlü bir daha gönlünden hiç ayırmazdı. Daha 53 yaşında bu devlet için yapacağı şeyler varken talihsiz bir şekilde aramızdan ayrıldı. Nur içinde yat Erol kardeşim. İnşallah zamanı geldiğinde birlikte olacağız.
Abdullahımız’a da Yüce Allah’ımız rahmet eylesin. Kederli, dertli annesi Nihal kardeşime de sabırlar diliyorum.
Bu millet inanırsa...
Allah bir daha böyle günleri bu ülkeye ve bizlere yaşatmasın.
Bunun da yolu birlikten, beraberlikten geçer. Bırakalım artık birbirimizi ezmeye çalışmayı, yaşamını kötü bir şekilde etkilemeyi, kıskançlıkları, hasetleri... Bu dünya hiçbirimize kalmayacak. Sırası gelen gidiyor.
Bugünden sonra, artık çocuklarımıza, torunlarımıza daha güzel, daha yaşanabilir bir ülke bırakmak için elimizden geleni yapalım.
Aslında bu kalkışma girişimini engellemenin ateşini yakan Sayın Cumhurbaşkanımızın yanında tanıdığımız, tanımadığımız birçok devlet yetkilimiz de var.
Hangi partiden olursa olsun, gösterdikleri destek için, başta Sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, hepsine şükranlarımızı sunuyoruz. Bu milletin inandığı yolda neler yapabileceğini tüm dünya bir kez daha gördü. 15 Temmuz gecesi ülkemiz için şehit olan kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz.
Destekleriniz bekleniyor
Aziz Türk milletinin de yaşanan bu acı karşısında yoğun yardım talebinin olması nedeniyle, “Milletimizin bu yoğun taleplerini karşılamak amacıyla” Başbakanlıkça belirlenecek esaslar çerçevesinde harcanmak üzere Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı görevlendirilerek bir yardım kampanyası başlatılmış ve banka hesapları açılmıştır.
Yardım yapmak isteyenler yandaki hesap numaralarına bağış yapabilmektedirler.
