Dünyanın merkezinde siz yoksunuz!

Elimize telefonu alıp aklımıza geleni yazdığımız, istediğimiz fotoğrafı yükleyip kendimizi dünyanın merkezine koyduğumuz günden bu yana daha ağır yanılıyoruz. İnanın kurduğumuz cümlelerin, aklımıza gelenlerin, ilgi çekelim diye yazdığımız cesaretli cümlelerin çoğu muteber değil. Oysa biz o cümlelerle, o fotoğraflarla, o saniyelik görüntülerle akıp giden hayatı durdurup başrolü kendimize yazıyoruz...

Oysa geçerli bir cümle kurabilmek için on binlerce kitap okumak gerek... Bir konu bir mevzu üzerinde usanmadan çalışmak gerek. Öyle gelişine vurmakla olmuyor, o yazdığımız kısa hikayeler adı üstünde ömrü de çok kısa oluyor. Burun kıvırdığımız, beğenmediğimiz, çağ dışı bulduğumuz mevzular hayatı belirliyor aslında...

Bakın siz medyada spora dair içinden yalnızca kazanmak geçen cümleler okuyorsunuz ya birileri hayata başka bir pencereden bakıyor ve doğru işler yapıyor. Altınordu kalecisi Erce Kardeşler’in kurduğu bu cümleler mühim:

"U-8 seviyesinde sosyal medya eğitimi almaya başlıyor futbolcular kulübümüzde. 13 yaşından itibaren de özel medya ve röportaj eğitimleri alıyoruz. Biz 3-4 senedir A takım seviyesinde bu eğitime tabiiyiz. Ali Ergöçmez Ağabey bizi çalıştırıyor. Hangi kelimeleri kullanmalıyız, hangilerinde vurgu yapmalıyız bunları öğreniyoruz. Sosyal medyada fotoğraf veya tweet paylaşırken neler yapmalıyız, yapmamalıyız onları öğreniyoruz. Haftada birkaç saat mutlaka bunlara ayrılıyor."

Bana kalırsa o derste "Sosyal medyada her yazılanı kafanıza takmayın" cümlesi de mutlaka olmalı. Çünkü hayat sosyal medyadan çok daha farklı mecrada akıyor. Hayatı ıskalamak istemiyorsanız, bu şart...