Erkut Can Düşünüyorum da...
HABERİ PAYLAŞ

Düşünüyorum da...

Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki, biz gazeteciler için gündem fazlasıyla bol. Vatandaş için de, acı, üzüntü, hiddet duyulacak haber bolluğu var. Sevindirici bir haber içinse günlerce beklemek gerekiyor. O da şansınız varsa, o haberi duyup, okursanız. Böylesine bol gündem içinde beni düşündüren haberleri bir başlık altında topladım. Bakalım düşüncelerimiz kesişecek mi?

1) AB BiZiMLE KAFA BULUYOR

Hükümetin, daha doğrusu devletin kamuoyunda puan kazanmak ve bu puanı muhtemel Anayasa referandumu ve yine muhtemel başkanlık hayalinde oya dönüştürmek amacıyla üzerinde tepindiği AB ülkelerine vizesiz girebilme hevesi, AB’yi de şaşırttı.

Haberin Devamı

Herkes konuşuyor ama hiçbiri konuya olumlu yaklaşmıyor. Canımız ciğerimiz Merkel yenge bile kendi seçimini düşünerek kıvırıverdi. Önce, “Türkiye sığınmacılara yaptıkları ile ne kadar takdir edilse azdır” diyerek gönül alırken, sonra, “Türkiye bütün şartları yerine getirmek zorunda. Ödün yok. AB üyeliği de gündemde değil” deyiverdi.

Konsey başkanı da, iyimser olmadığını ve olursa anlaşmayı 28 devletin kabul etmesi gerektiğini söyledi. Ayrıca mali yardımın 6 milyar Euro’ya çıkacağı da kesin değil.

İlk bölümü olumlu harcarsak düşüneceklermiş. Bunlar yetmiyormuş gibi, BM de “Göçmenler için Türkiye güvenli bir ülke değil” demez mi.

Bir de Kıbrıs çıktı başımıza.

Türkiye önce Rum tarafını tanısın dediler ama imzayı da attılar. Zirveye katılanların endişeleri ortak.

Temel hak ve özgürlükler engelleniyor.

Basın özgürlüğü yok.

Etnik ve siyası ayrımcılık yapılıyor.

Bağımsız yargı ve hukuk işlemiyor.

DÜŞÜNÜYORUM DA...

Bütün bu olumsuz tanımlamalara rağmen biz, ille de serbest dolaşım deyip duruyoruz. Türkiye bu kadar küçülemez. Dolaşmayıverelim ne olur?

Vize var diye sanki gitmiyor muyduk? Yine gideriz. Parası olana vize yolu ne zaman kapandı ki? Belki şimdi biraz daha kolaylaşacak.

2) BiZDE YASSAH!..

Son yılların en büyük ekonomik durgunluğunu yaşayan Brezilya’da yolsuzluk suçlamaları Rousseff iktidarını sarsmaya başladı.

Devlet başkanının halk desteği rekor seviyede düşünce, geçen hafta birçok şehirde milyonlarca kişi yolsuzlukları protesto için yürüdü. Hiçbir polis müdahalesi olmadan.

Haberin Devamı

DÜŞÜNÜYORUM DA...

Böyle bir yürüyüş bizde olabilseydi neler olurdu? Ne polis yetişirdi, ne gaz, ne su, ne de TOMA. Çünkü bizde protesto yasak.

Cumartesi anneleri ile başlayan yasak, en son Ankara saldırısını protesto eden kalabalığa Taksim’de su ve plastik mermi ile karşılık verilerek devam etti.

Edecek de. Ve artık, hesap vermeyenlere hesap soranlar ‘vatan haini’ yaftasını da boyunlarında buluyorlar. Aman dikkat.

3) YOLUN SONUNA GELiNDi

Ankara’da 17 Şubat saldırısını gerçekleştiren ve 29 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan teröristin taziye çadırına giden HDP Van milletvekili Hezer’in dokunulmazlığının kaldırılması fezlekesi Meclis’e gönderildi.

Görünen o ki, ilk vekil o olacak. Arkasından yine HDP’li Batman ve Siirt milletvekilleri, PKK Sur sorumlusu teröristin cenazesine katıldılar.

Onlar için de hemen işlem tamamlanacaktır. Diğer HDP’liler gibi.

DÜŞÜNÜYORUM DA...

Terör örgütünün propagandasını yapan, suçluyu öven, seni yaşatacağız diyenlerin TBMM’de ne işi var.

Haberin Devamı

Türkiye partisi olma hayali bitti, şimdi sıra hakimin karşısına çıkmaya geldi. Sonrası ise herkesin malumu.

TBMM rozetini çıkarmakla kurtulunmuyor. Cumhurbaşkanı da “Bu dosyaları bekletmeyin” dedikten sonra. Artık her yol çıkmaz sokak. Allah akıl fikir versin.

4) YiNE SONUÇ DEĞiŞMEDi

Artık kanıksadık. Bekliyoruz. Bakalım YGS’de kaç soru yanlış çıkacak diye. Ve yine oldu. 9 soruda hata varmış. Uzmanlar 7 sorunun kesin iptal olması gerektiğini söylüyor. ÖSYM ise bir açıklama ile iddialara açıklık getirmek yerine, sosyal medyada konuları paylaşanlar hakkında yasal işlem yapılacağını belirtmekle yetindi. Bakalım kaçı iptal olacak.

DÜŞÜNÜYORUM DA...

Yalnız üniversiteye girişte değil, benzer büyük imtihanlarda hep yanlış soru heyecanı yaşıyor katılanlar ve velileri. Peki biz bu işi neden beceremiyoruz.

Kim bilir bu soruları kaç profesör hazırlıyor, kaç profesör kontrol ediyor. Ve yine kim bilir kaç kere.

Nasıl onların gözünden kaçıyor da, liselerdeki hocalar bu yanlışları yakalıyor. Hem de çok kısa bir sürede.

Yoksa öğrencileri hazırlayanlarla soruları hazırlayanların yerini değiştirmek mi lazım?

5) YARGI YARGISIZLIĞI

HSYK Başkanvekili açıkladı. Paralelci hakim ve savcıların sayısı 5 binmiş. 700’ünün ihracı için harekete geçilmiş. HSYK’nın sitesine baktım, Türkiye’deki hakim ve savcı sayısı 12.047. Bunların 2.908’i kadın, 9.119’u erkek.

Cemaatle savaşta şimdiye kadar hiçbir meslek dalında kadın cemaatçi adı duymadığımıza göre, demek ki hakim ve savcıların yarıdan fazlası cemaatçiymiş.

DÜŞÜNÜYORUM DA...

Peki bu 5.000 hakim ve savcının bugüne kadar verdiği kararların yüzde kaçı hukuka, yüzde kaçı cemaate uygun çıktı? Tabii bilinmiyor. Büyük davalardaki kumpaslar ortaya çıktı.

Ya küçük davalarda yok yere canı yananlar ne olacak?

6) AH DEVELER, VAH DEVELER

Bodrum Yahşi’deki mavi bayraklı Camel Koyu’nda, hazineye ait 3 dönümlük araziye İslam Tanıtım Merkezi yapılacakmış. Bodrum Belediyesi karşı çıkınca, Çevre Bakanlığı, yerel yönetimi safdışı bırakıp onayladı.

Burada turistler Müslümanlık hakkında bilgilendirilecekmiş. Herkes bilir burası yazın tur teknelerinin mola verdiği ve herkesin develere binmek için sıra beklediği bir yerdir. Pırıl pırıl suyu ve kumu olan bir sahil.

Kadın turisler teknelerden bikini ile iner ve pareo ile dolaşır. Başka elbisesi de yoktur. Peki bu görüntü ile mi hocanın karşısına geçip İslamı, camiden ezan sesini dinleyecekler.

DÜŞÜNÜYORUM DA...

Tamam yapılsın böyle bir merkez. Belki karşısında dinleyici de bulur. Ama niye burası? Koca Bodrum’da başka yer mi yok. Projeye baktım, kışla ve camisi gibi. Bunu yapacaksanız eğer, Bodrum’un merkezine biraz daha yaklaşın.

Hem orada dinleyecek turist daha çok. Hadi gelin, ilk kazmayı vurmadan bir kez daha düşünün.

iSTiKLAL MARŞI’NA ÖDÜL OLMAZ

Anamur’da istiklal Marşı’nın kabul edildiği gün gençlere bu ruhu yaşatmak için ‘En güzel okuma’ yarışması yapılıyor. 36 öğrenci yarışıyor. İlkokul, ortaokul ve liseliler. İyi, güzel.

Ancak mansiyon ödülüne layık görülen 10. Sınıf öğrencisi Rabia Şeyda Kar kendisine verilen çeyrek altını kabul etmiyor.

“Benim ödülümü bir hayır kurumuna verin. İstiklal Marşı için ödül konulmamalı” diyerek yarışmaya noktayı koyuyor. Bravo Rabia kızım. Gözlerinden öpüyorum.

Usta yapar da...

Cumhurbaşkanı Erdoğan katıldığı uluslararası toplantılarda aile resmi çekilirken, kimin nerede duracağını belirleyen bayraklar arasında Türk bayrağını gördüğü zaman üstüne basmamak için hep yerden alıp cebine koyması ile takdir görürdü.

Hem de mevkidaşlarının, “Ne yapıyor bu adam” diyen şaşkın bakışları arasında. Davutoğlu geri kalır mı? O da eşiyle birlikte Kızılay’da bombanın patladığı yere giderek kırmızı karanfil koyarken, çiçeklerin arasında gördüğü Türk bayrağını alıp önce öptü, sonra da duvarın üzerine koydu.

O çiçeklerin üzerine kimse basmayacaktı ama olsun.

CIZZZ

Anayasa taslağında laiklik yok. Çünkü laiklik, düşünce hürriyetine pranga vuruyormuş.

YSS’yi bekliyorum

Kadıköy’den Boğaz Köprüsü yolu. Durduk. Adım adım gidiyoruz. Bir çekici enlemesine yolu kapatmış. Sadece 1 şerit açık. Polise sordum: ”Hayrola niye kapattınız?”

Cevap: “Cumhurbaşkanı geçecek.” 35 dakikam gitti. Olsun. Aman o güvenli geçsin. Beklemesin. Bir hafta sonra yine aynı yol. Bu defa kıpırdamıyoruz bile. Sonra birdenbire açılan trafik. Köprüde benzini biten araba yüzünden. 1 saat mola. Olsun. Hiç olmazsa bombalı araç tedbiri yüzünden.

Diyorum ki; bu zorunlu trafik molaları hep beni mi buluyor? Ve kararımı verdim. Karşıya geçmek için Yavuz Sultan Selim’i bekleyeceğim.

Onunla geçeriz. Hem de 125 bin araç geçişi taahhüdüne bir katkım olur.

SEKS nedir?

İki sokak kadını konuşuyorlar.

- Söylesene sence seks nedir?

- Giyinir bir bara gidersin, bir erkekle flört edersin. Sana içki ısmarlar. Sonra onunla yatarsın. Giderken masana biraz para bırakır. İşte seks odur.

- Peki iyi seks nedir?

- Yattığın adam giderken masana çok iyi para bırakır. İşte iyi seks odur.

- Peki ya aşk?

- Aşk mı? O bir Yahudi icadıdır.

Masaya para bırakmamak için.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder