Edirne'ye gitmek için sebebiniz çok

Tarihiyle, doğasıyla, eğlencesiyle, pozitif insanlarıyla ve tabii ki modernliğiyle büyüleyici bir şehir Edirne. Ben normalde başka bir kente gittiğimde önce bir kafeye oturur, kahvemi içer ve dinlenirim. Ama Edirne öyle bir enerjiye sahipti ki; bizi getiren araçtan iner inmez keşfetme arzusuyla kendimi şehrin sokaklarına atıverdim.

Araç trafiğine kapalı Saraçlar Caddesi'ne girer girmez, kendimi Edirneliler ve Bulgaristan'dan 'Kuker Festivali' için gelmiş Bulgarlar ile birlikte dans ederek baharı karşılarken buldum. Sanki yıllardır bu kentte, bu şehrin halkıyla birlikte yaşıyormuşuz gibi hissettim.

Halkın konukseverliği enerjimi o kadar yükseltti ki; "İyi ki, kahve içerek vakit kaybetmemişim" dedim içimden. Adım başı bir tarihi eserle karşılaştık Edirne'de. Bize bilgi veren rehberleri ağzım açık, hayretle dinledim. Onları dinlerken, burnumuzun dibindeki bu muhteşem şehir hakkında ne kadar az şey bildiğimi fark edip kendime kızdım.

​

YENİDEN GİDECEĞİM

Sultanların Şehri'nde tarihi eserleri gezdikten sonra Meriç Nehri kıyısında oturmanın keyfi, o atmosferi solumak, sanki günlerdir tatil yapıyormuşum gibi dinlendirdi beni. Nihayet, hafta sonları kafamı dinlemek, havamı değiştirmek için kolayca gidebileceğim muhteşem bir yer buldum kendime. "Buraya tekrar gelip daha fazla kalarak şehrin tadını çıkartacağım" kararıyla döndüm İstanbul'a.