Pazar Postası Ediz Hun: Güzel kızların peşinde şöhret oldum
Paylaş
Ediz Hun: Güzel kızların peşinde şöhret oldum

Ediz Hun 78 yaşında. Hâlâ çok yakışıklı ve fit. 130 filmin aktörü. Kadınların sevgilisi. Üniversitede hocalık yapıyor. Berna Hun ile 44 yıldır evli. Burak ve Bengü’nün babası. “Erotik film tuzağına beni de çektiler. Sinemaya 10 yıl ara verdim ama saygınlığımı kaybetmedim” diyor

Canan Danyıldız
canan.danyildiz@posta.com.tr
Fotoğraflar: Eray Akın



İki yıldır peşinizdeyim!

Yoğunluk var, koşuşturmam oluyor. Magazinsel açıdan görünmeyi sevmiyorum. Magazin ve siyaset konuşmayı prensip olarak istemiyorum.

Anneme, “Ediz Hun’a gidiyorum” deyince, “Ben de geleyim” dedi. Hâlâ bu kadar seviliyorsunuz...

Seven de vardır, sevmeyen de. Genellikle yumuşak mizaçlı, insanlara iyi davranan biriyim. Trafik dışında! Trafik beni biraz geriyor. Normalde vefalı biriyim. Haksızlığa tahammülüm yok, o zaman pek alttan alamayabilirim. Öfkeli değilim ama hadsizin haddini bildiririm.

Çok saygın bir aktörsünüz, nedir bunun sırrı?

1963’ten beri sinemanın içindeyim. Belki üstlendiğim rollerin etkisi vardır ya da sonra bir hoca olarak çevre konusunda gösterdiğim çabalar sevilmeme, takdir edilmeme sebep olmuş olabilir.



‘Ses Dergisi’ dönüm noktanız olmuş.

Evet, Ses’in açtığı yarışmayla şöhrete kavuştum. O yıl Hülya Koçyiğit, Ajda Pekkan da katılmıştı yarışmaya. Ama Ajda yaşının ortaya çıkmasını istemez, bahsetmez o sebeple. Tesadüf tabii o yarışma.

Sanatçı mutlaka örnek mi olmalı?

Yoo, ben doğal bir insanım. Evde uyanınca saçım başım dağınıktır ama dışarı çıkacaksam dikkat ederim. Sanatçı davranışıyla örnek olmalı. Özel hayatını dikkatli yaşamalı. Beraber olduğum kadınları hiç afişe etmedim. Kadınların gururu erkeklerden daha fazladır. Topluma ilişkini deklare etmemelisin, belli bir gizlilikte götürmelisin.

20’li yaşlarınızda şöhret olup kızlar üzerinize atlayınca, ‘ne oldum delisi’ oldunuz mu?

Hiçbir zaman! Hep kendini bilen biri oldum. Babam Çerkez, annem Macar kanı taşıyor. Moda’da evleniyorlar. Tek çocuğum ama egoist olmadım, aksine paylaşımcı oldum. Tamam benim de egom var, her canlı gibi. Maharet kontrollü götürmek.

O sırada Almanya’da öğrencisiniz.

Evet, Büyükada’da evimiz vardı. Babamın yanına geldiğimde Acar Film’den Sabahattin Sürmeligil ile tanıştırdı. “Şansını denesene Göksel Arsoy var, Ayhan Işık var, sen de gir” dedi. Herhalde güzel kızlar vardır, bir gidip bakayım dedim. Ama hiçbir kız yüz vermedi. Ajda ve ben birinci seçildik. Böylece şöhret oldum.



Kaç film çevirdiniz?

Genç Kızlar’ ilk filmimdi ama iyi iş yaptı. Ben hiç beğenmedim gerçi. Gencecik çocuğum, kolumdan çekip galalara götürüyorlar. Sonra 130 filme ulaştım. Diziler... Her filmde öğrenci gibi çalıştım. Şöhret bir pırıltı. Ama hiç kötü rollerin adamı olmadım, fiziki yapım müsaade etmedi.

BENİ DE EROTİK FİLM TUZAĞINA ÇEKTİLER

70’lerde erotik-komedi furyası başladığında ne yaptınız? Aydemir Akbaş, “Biz olmasak sinema biterdi” diyor...

Öyle öyle... Buna yanıt vermeyeceğim, sanatçı dostlarım alınmasın. Ama yalnız Aydemir değil, başkaları da oynadı. Sonra onlar da başka işler yaptı, neyse. Ben 1973-74 gibi geri çekildim. İsim vermeyeceğim, kapalı bir ortamda film çekiyoruz. Olmadığım sahnelerde dinleniyorum.

Merak ettim şimdi?

Arada bir oda var, oraya yatak getirdiler. “Herhalde gece sahnesi çekecekler” dedim içimden. Kapı aralığından bakıyorum. Bir kız getirdiler, 17 yaşında, sarışın beyaz tenli bir kız, figüran. Kızı soydular. İç çamaşırını tülle kapadılar. Göğüsleri açık ama tülle örtülü...



Ayy Ediz Hun tuzağa...

Yönetmene, “Bu nedir” dedim. Baktım adam geveliyor, ben uyandım! Normal konulu filmlere ‘parça’ koyuyorlar. Yani erotik sahne ekliyorlar, bana da yapacaklarmış! Kızın yanına gittim “Ne yapıyorsun?” dedim, kız çekindi. Bir oğlanla onu yatağa koyup benim filme erotik ek yapacaklar. Kızı uyardım, “Çocuğun olunca bunu seyretse” dedim.

Yani sizin de erotik filminiz mi olacaktı?

Tabii! Beni de erotik filmlerin tuzağına çekmeye çalıştılar. Bizim Tamer Yiğit diyor ki, “Edizcim, ensesi bana benzeyen bir adam gördüm. Bulup giydiriyorlar, ben yokken de filmi çekmeye devam ediyorlar kadınlarla.” Eyvah, bu işin tadı kaçtı dedim ve bıraktım.

Neredeyse 10 yıl sonra setlere geri döndünüz.

1985’te Orhan Aksoy, Reşat Nuri’nin ‘Acımak’ını çekiyordu. Ayşegül Aldinç de kızımı oynuyordu. İlk kez bir jön hem aldatılıyor, hem de alkolik olup sefilleşiyor. Başrolde ben vardım.

Bu erotik dönem mutlaka yaşanmalı mıydı?

Hayır. Ondan önce çok iyi işler yapıldı. üçüncü sınıf film çekenler, açık sahnelerin genç erkeklerce beğenildiğini gördüler. Çok para kazanmaya başladılar. Büyük şirketler dışında herkes buna yöneldi. Ama erotik-seks filmleri kadınları sinemadan soğuttu.

Haliyle...

Çünkü kadın erotik şeyler seyretmekten hoşlanmaz. Kadın daha romantiktir, elinin tutulmasını, saçının okşanmasını ister. Erkekler erotik şeylere daha meraklı. Sinemaya bunu yapan büyük günah işledi.

EŞİMİN YILDA İKİ KEZ KISKANÇLIK KRİZİ TUTAR

Yaşlandığınız için üzülüyor musunuz?

Gençliğimi özlemiyorum. O gün yapabildiklerimi şimdi de yapabildiğim için öyle bir derdim yok. Hayatıma giren çok kadın oldu. Bazen, “Beni hatırladın mı diye?” durduruyorlar. Çapkındım ama dedim ya, ifşa etmedim.



Berna Hanım ile yıllardır evlisiniz. Böyle yakışıklı bir adamla zor mudur?

Eşim Berna’nın yılda iki kez kıskançlık krizi tutar. 73’ten beri evliyiz. Karşılıklı saygımız bunca yıl sürmesine sebeptir. Berna bir davetiye getirmek için gelmişti, tanıştık. Arkadaşlığımız başladı ve evlendik.

Şöhretli biriyle neden evlenmediniz?

Gösteriş ya da kadını koluma takayım görüneyim dertlerim olmadı. Şöhretli bir kadınla bile birlikte olmadım.

EŞİMİN TARIK AKAN İLE FİLM ÇEKMESİNİ İSTEMEZDİM

Siz de kıskançsınız bence...

Eşim sanatçı olsa Tarık Akan’la, Cüneyt Arkın’la çalışacak... Yakışık almaz. İstemezdim. Karımdan eminim ama... Ne kadar medeni de olsak bazı sahnelerde muhafazakarız. Belki bu yaşta daha olumlu bakarım ama gençlikte, hormonların da etkisiyle izin vermezdim.


BAŞKASINA MUHTAÇ OLMAKTAN KORKARIM

Ölümden korkuyor musunuz?

Ölümden korkmuyorum, o tatlı bir uyku herhalde. Ama başkasına muhtaç olmaktan, akıl sağlığımı kaybetmekten korkuyorum.

Parasızlık çektiniz mi?

Yok, hiç zorlanmadım. İnsan ekmekle, bir parça suyla da yaşar.



Çocuklarınız Burak ve Bengü şöhretiniz altında zorlandılar mı?

Tabii eskiden bizimle görünmek istemezlerdi. Ne de olsa hareketlerine dikkat etmek durumunda kalıyorlardı. Çocuklar için de kolay olmadı.

HİÇBİRİYLE GERÇEKTEN ÖPÜŞMEDİK

Sizin de ‘Türkan Şoray kuralları’nız var mı?

Yok, ama bizde öpüşme sahneleri marke edilir. Öpüşmemden halk çok hoşlanmıyor.

“O sahneleri biz hissettik, rol mol değildi, yastık koymadık” diye insanlar yıllar sonra itiraf etti...

Çok fazla hissetmemek lazım! Rol arkadaşınız, diyelim ki Filiz Akın... E kocası Türker İnanoğlu arkadaşım, nasıl hissedersin? Oyun yapıyorsun, his mis duyarsan tuhaf bir durum. Hülya Koçyiğit, Fatma Girik, Türkan Şoray’la iş yaptık. Hiçbiriyle gerçekten öpüşmedik. Hepsiyle rahat çalıştım. Sette kaprisi olan biri değilim. Kendi makyajımı bile kendim yapardım.

EVLENİRKEN ÇOK TEHDİT ALDIM

Evlenince işleriniz azalmış... Çok yazık!

Evlenirken çok tehdit aldım. Yüz binlerce mektup gelirdi. Evlenince işler düştü, genç kızların hayallerinde artık yoktum, evlenmiştim. Kadınlar evlenince işleri artıyor, erkeklerde tam tersi.

Tarık Akan, Göksel Arsoy, Kadir İnanır gibi isimleri kıskandınız mı?

Hiç. Herkesin başka bir müşterisi, ağırlığı var. Hepimizin başka misyonu vardı.



HAFTADA BİR TENEKE BAL TÜKETİRİM

Şöhret olunca üniversiteye ne oldu?

Hak getire... Avusturya Lisesi ve Atatürk Lisesi’nde eğitimimi tamamladım. 1975’te Türk sineması başka bir kulvara girince, içimde kalan üniversite eğitimini tamamlamak için Norveç’e gittim. Üstelik okulu ikincilikle bitirdim. Ama tek çocuk olduğumdan ailem için geri döndüm.

Geçmişi özlüyor musunuz?

Çok özlüyorum! Gerçi o zamanlar da menfaatçiler vardı ama insanlar daha saygılıydı. Daha sakin, huzurlu, ahlaklı bir hayatımız vardı.

İyi para kazandınız mı?

Çok şükür. Filmler sayesinde dairemi aldım, Büyükada’da arsa aldım, ev yaptırdım. Otomobil de aldım. Ben doğa adamıyım, han almak yerine doğa içinde hayatım olsun istedim.

Hâlâ çok yakışıklı ve fit görünüyorsunuz!

78’ime gireceğim Kasım’da. Her şeyi yer içerim, haftada bir teneke bal tüketirim. Her gün bir yumurta yerim.

Haberin Devamı