Derya Özel Kanada Eğitim Sistemi'nde beni büyüleyen detaylar
HABERİ PAYLAŞ

Kanada Eğitim Sistemi'nde beni büyüleyen detaylar

Daha önce kısaca değindiğim Kanada eğitim sistemi hakkında nihayet uzun uzun yazacağım. Geçtiğimiz ay, Kanada hükümeti ve Kanada devlet okullarının davetiyle 3 yazar anne (Elif Doğan ve Perihan Gürer) soluğu Kanada'da aldık. Neden Kanada derseniz eğer, Kanada New Brunswick eyaletinin Türkiye'de 2 okul açmasıyla bize Kanada eğitim sistemini tanıtmak istemeleriydi sebep. Açıkçası bu kadar etkileneceğimi hiç ummuyordum. Seyahat boyu çoğu kez uzaklara dalıp, "Ah keşke bizim ülkemizde de böyle bir eğitim sistemi olsa, yavrularımız böyle okusa" gibi hayaller kurduk ve öğrendik ki Kanada, dünyanın en iyi ilk 10 eğitim sistemi içinde yer alıyormuş. Bir ara ciddi ciddi Kanada'ya yerleşmeyi bile düşündük. Gerçi Kanada'nın yeni seçilen başbakanını görünce bu düşünceyi kafamdan tekrar geçirmeye başlamadım değil :)

Haberin Devamı

New Brunswick Eyaleti Okul Öncesi ve Eğitim Bakanı Yardımcısı John McLaughlin, Elif Doğan (Sağındaki), Perihan Gürer (solundaki)

Yolculuğumuzun ilk durağı Toronto'ydu. Üzerimizdeki jetlag'i attıktan sonra Dünyanın sayılı üniversitelerinden Toronto Üniversitesi'ne gittik. Bizim Boğaziçi Üniversitesi'ne benzeyen fakat onun en az 5 katı büyüklüğünde büyüleyici bir okul. Okul Toronto'nun en iyi birinci, dünyanın da en iyi 16. okulu seçilmiş. Yemyeşil kampüsüyle, eski kitap kokan koridorlarıyla, öğrencilerin doya doya spor yapabildiği açık alanlarıyla, önünüze atlayan sincaplarıyla bizi kendine hayran bıraktı. Hayal kurarak okuldan ayrıldık.

Ertesi gün New Brunswick eyaletine doğru yola çıktık. Şimdi anlatacaklarım sizi biraz sarsabilir, zira biz okulları gezerken biraz daha kendi ülkemizdeki eğitim sistemi adına mutsuz, omuzları düşmüş bir şekilde çıktık her binadan. Çocuklara verdikleri değer, okulun akademik başarısından çok daha önemliydi Kanada okullarında. Anaokulundan üniversitesine kadar gezdiğimiz tüm okullarda önce çocuk önemliydi onlar için. Bizdeyse okula girince müdürlerin ilk anlatmaya başladığı şey okullarının TEOG'da ne kadar başarılı olduğu vs...

İlk gün Kings Clear Consolidated Elementary School'a gittik, yani bir ilkokul. Okul eskidiği ve artık o bölgeye yetersiz kaldığı için kapatılacakmış. Eskimiş ve bakımsız kalmış lafına aldanmayın, o haliyle bile bizim devlet okullarını silkeleyip atacak donanıma sahip. Her sınıfta 4 minik hoparlör, sınıfın dört duvarına monte edilmiş, her öğretmende kolye gibi duran mini mikrofonlardan gelen sesi sınıfa eşit olarak yayıyor. Sebep o kadar basit ve pratik ki, biz bunu niye düşünemedik diye hayıflanıyoruz. Ne öğretmen çocuklara sesini duyurmak için boğazını patlatıp sürekli boğaz enfeksiyonu geçiriyor, ne de sınıfın en arkasındaki çocuk öğretmenini duyamadığı için zayıf not alıyor. İşte bu kadar basit. Aman aman bir ses sisteminden bahsetmiyorum sayın okuyucu, evde atıl duran o kullanılmayan hoparlörler yok mu, hah işte onları değerlendirmişler. Velhasıl, okuldaki öğretmenler mutlu, öğrenciler mutlu, bizse düşünceli olarak ayrıldık okuldan.

Haberin Devamı

Kanada okullarını gezerken tek gördüğümüz özel okul bir çocuk bakım merkeziydi. Sunny Days Children's Center, çalışan anne babaların çocuklarını götürdükleri bir yer. Hem gündüz bakım evi, hem de bir etüd merkezi. Bu yüzden 6 aylıktan 12 yaşına kadar çocuk kabul ediyorlar. Büyük çocuklar daha ziyade okul sonrası etüd programı için oraya gidiyor. Yine bizi hayrete düşüren bir müdireyle tanıştık. Müdire hanım bakmış ki hasta olan çocukların sayısı her geçen gün artıyor, hemen gerekli yerleri arayarak okulunun sağlık koşullarına uygun olup olmadığının denetlenmesini rica etmiş! Hastalık onlardan mı kaynaklanıyor yoksa bir virüs mü dolaşıyor bilmek istemiş. Sağlık ekipleri gerekli denetimi yaptıktan sonra verdikleri raporu tüm velilere yollamış. Kendinin denetlenmesini isteyen bir müdür! Aman tanrım!

Haberin Devamı

Bir başka okula geçiyoruz. Bliss Carmen Ortaokulu'nun müdürü bize heyecanla çocuklar için neler yaptıklarını anlatıyor. "Gelin" diyor, "Size çocuklara aldığımız yeni oyuncaklarını göstereyim" Biz de hakikaten oyuncak bekliyoruz, derken karşımıza 3D printer çıkıyor. Çocuklar maket yaparlarken ya da bir proje üzerinde daha rahat çalışsınlar diye onlara 3 boyutlu yazıcı almış okul müdürü. Bir başka sınıfa geçiyoruz. Özel ihtiyaçları olan çocuklar için tasarlanmış odalardan oluşuyor burası. Üzeri kirletme ihtimallerine karşı bir çamaşır ve kurutma makinesi bile var. Kendini huzursuz hisseden otizmli öğrenciler için sakinleşebilecekleri bir alan, yürüme zorluğu çeken öğrenciler için özel dizayn edilmiş bir ray sistemi gibi aklımızı uçuran şeyler görüyoruz. Evet burası bir devlet okulu. Hiperaktif öğrenciler için sessiz çalışan bir koşu bandı almış müdür. Sınıfın en arkasına koyacakmış bunu. Dikkati dağılan ve enerjisini atmak isteyen hiperaktif öğrenci, işte bu koşu bandına çıkarak enerjisini boşaltacak ve bir yandan da öğretmenini dinleyecek. (Elbette mikrofonlu öğretmen ve ses sistemli sınıfta duyma zorluğu çekmeden) Hayal gibi değil mi?

Bir sonraki durağımız bir lise. Oromocto Lisesi. Bizi kendine aşık eden okul müdiresi Donna Shirley'i anlatmadan geçemem. İçi içine sığmayan, okuldaki her öğrenciyle arkadaş gibi olan, onların yaratıcılığını geliştiren, sosyal gruplar kurarak kaynaşmayı ve birbirlerini anlamalarını sağlayarak çocukları sosyalleştiren bir müdire. İlk etapta bizde şok etkisi yaratan olay, sınıf duvarına resmedilmiş "Throw out Homophobia- Homofobiyi dışarı atın" yazsıydı.

Sınıfın girişine asılmış bir başka posterde de "Aynı cinsiyet, ilişkidir" yazıyordu. Tuvaletin kapısına asılmış erken, kadın ve yarı erkek yarı kadın figürlü tabela da bizi şaşırttı.

Müdire hanım okuldaki gay öğrencilerin dışlanmaması ve diğer öğrencilerin de bu konuda daha hassas davranması için kurulan topluluğa tam destek veriyor. Öyle ki okul dışına asılan 3 bayraktan biri Gay Pride bayrağı yani gökkuşağı bayrağı. Bakın eğitim dediğimiz şey önce ayırımcılık yapmamayı öğretmekle başlar. Senden olmayan ölsün mantığını güderek hiçbir yere varamayız. Okuldaki öğrenciler birbirlerine o kadar saygılılar ki, bir lisede olduğumuza inanamadık. Genelde o yaş grubunun isyankar, dik başlı hallerinden burada eser yoktu. Sadece Oromocto Lisesi için bile ayrı bir yazı çıkar.

Üniversiteleri geziyoruz bu kez de. Öğrencilerin seçtikleri dersler, öğretmenlerin öğrencilerini tek tek tanıyor olması, verdikleri eğitim ve elbette yine sosyalleşme imkanları bizi kendine hayran bırakıyor. Öğrenci değişim programlarıyla gelenlerle sohbet ediyoruz. Çoğu okul bittikten sonra onlara tanınan imkanlarla okulda akademik kariyer yapmayı seçmiş ya da mezun oldukları bölümlerle ilgili işlere girmişler.

Öğrencilere sunulan imkanlar öyle çok ki, ben de bir ara buradaki üniversitelerden birinde tekrar istediğim bir bölümde okumayı düşündüm. Kısacası Kanada Eğitim Sistemi'nde odak noktası öğrencinin kendisi. Akademik başarı ikinci planda kalıyor. Öğrencilerin sosyal, duygusal ve ahlaki yönleri, akademik başarıdan önde geliyor onlar için. Ufak bir not da iliştireyim; yarın (22 Ekim Perşembe) saat 11:00'da Etiler Kidsnook'ta tüm izlenimlerimizi görsel bir sunumla sizlerle paylaşacağız.

Katılım için i.gokmen@kanadaanaokulu.com adresine geleceğinizi bildirmeniz yeterli.

Kidsnook adres: Yıldırım Oğuz Göker sokak No: 11 Akatlar 0212 324 0706

Sıradaki haber yükleniyor...
holder