Cumartesi Postası Eğlenceli giysiler

Eğlenceli giysiler

Paylaş
Eğlenceli giysiler

27 yaşındaki Hande ve Duygu Gülşen bu modanın Türkiye'deki öncülerinden. Çok eğlenceli ama herkesin de giyebileceği giysiler yapıyorlar

Röportaj: Seral CUMALI

Ünlü Fransız tasarımcı Jean Paul Gaultier,Hep eğlenerek giyinmenin önemsenmesi gerektiğini savundum. Girilen ortamdaki resmiyet, ciddiyet ya da ağırlık ne olursa olsun işin içine bir parça mizah ve farklılık katılabilir” diyor.

Yine ünlü bir Fransız tasarımcı, Christian Lacroix da; “Hayatın her zaman renkli ve neşeli yanına odaklanın” diyerek hayata ve modaya bakışını özetliyor. Böylece son yıllarda birçok modacı, vamp ve ciddi görünümlü kadının yanında içimizdeki çocuksu tarafı ortaya çıkarmaya çalışıyor.

Evet son yılların trendi eğlenceli giyinmek. 27 yaşındaki Hande ve Duygu Gülşen bu modanın Türkiye’deki öncülerinden. Çok eğlenceli ama herkesin de giyebileceği giysiler yapıyorlar. Hem eğlenceli giyiniyorlar, hem de eğlenceli giydiriyorlar. Markalarının adı 2wins (tvins okunuyor. Twins İngilizce ikiz demek). Çünkü onlar ikiz...

Sarışınlık nereden geliyor?

Biz Boşnak’ız. Annemiz Saraybosnalı. Sarışınlığımız o topraklardan geliyor.

Çok benzemeniz avantaj mı dezavantaj mı?

Tek yumurta ikiziyiz onun için çok benziyoruz. Ama bizi biraz tanıdıktan sonra ayırımı yapabiliyorlar. Bu benzerlik şimdiye kadar pek çok muziplik yapmamıza neden oldu. Benzerliğimizi özellikle küçükken çok kullandık. Sadece küçükken değil aslında daha sonra da birbirimizin yerine çok geçtik. Yani avantajı oldu.

Hikayeniz nedir?

Turizm okuduk, hedefimiz turizmci olmaktı. Ama moda, giyinmek, kendi elbiselerimizi süslemek hobimizdi. Bundan çok keyif alır, bayağı da zamanımızı verirdik. Turizm işinde çok mutlu olmayınca hobimizi iş olarak yapmak istedik. Böylece moda serüvenimiz başladı.

Hep eğlenceli mi giyinirdiniz?

Hep renkli giyinirdik. Aksesuar çok severdik. Elbiselerimizi takılarla, küpelerle tamamlardık. Elbise ve takı beraberliğine çok önem verirdik.

Giysileriniz kadar neşeli misiniz?

Özellikle bir arada olduğumuzda çok çok neşeli oluyoruz. Birlikte çok gülüyoruz, çok eğleniyoruz. Birbirimizden, birlikte çalışmaktan, birlikte yaşamaktan çok keyif alıyoruz. 24 saat beraber yaşıyoruz.

Aynı evde mi yaşıyorsunuz?

Aynı evde, hatta aynı odada. Çok renkli bir dünyamız var. Hayal gücümüz de çok renkli. Aslında çok çok daha renkli ürünler yapmak istiyoruz ama alınabilir olmasını da hedeflediğimiz için bu bizi engelliyor.

İlk ne tasarladınız?

3-4 senedir moda sektöründeyiz. İlk ayakkabı ile başladık. Bir yere sandalet numunesi yaptırdık, onun üzerini aksesuarlarla süsledik. Bu sandaleti kendimiz giydik. Sokakta bizi durdurup, “Ne kadar güzel, nereden aldınız” diye soruyorlardı. Kıyafete yönelmek isterken bu olumlu geri dönüşlerden sonra ayakkabı yaptık. Ardından ayakkabıyla beraber elbise, aksesuar ve bu sene de ilk kez şapkalar yaptık.

Giyim tarzınız da giysilere mi yansıdı?

Aksesuarları elbiselerle bütünleyip onların bir parçası, bir detay olarak kullandık. Böylece aksesuara gerek kalmadan insanlar sadece bizim elbiselerimizi, buluzlarımızı giyip sokağa çıkabilsin istedik. Küpe, kolye arama derdinden onları kurtarmak istedik. ‘2wins’ ürünü kullandıklarında aksesuara gerek duymuyorlar. Hepsi giysinin içinde.

Tasarlarken eğleniyor musunuz?

Hem de çok. İşe gider gibi hissetmiyoruz, sanki alışverişe çıkıyoruz ama ne istediğimizi biliyoruz. Onu aramak yerine üretiyoruz.

Mutlaka esprili olsun diye zorluyor musunuz, yoksa espri kendiliğinden mi oluşuyor?

“A ne kadar şeker olmuş” dedirtmek istiyoruz ve ona yoğunlaşıyoruz. ‘2wins’ markası giyen birinin bir ortama girdiği an dikkat çekmesini önemsiyoruz.

Esprinin dozunu nasıl ayarlıyorsunuz?

Mutlaka satılabilir, giyilebilir olmasını hedefliyoruz. Bunun için de hayalgücünü limitlemek zorunda kalıyoruz. İnsanlar genelde fazla renk bile kullanmaktan biraz çekiniyorlar. Bu yüzden yazın bile mutlaka bir modelimizin siyah versiyonunu yapıyoruz. Ama siyah üzerine full aksesuar koyuyoruz.

En eğlenceli tasarımınız neydi?

Taçlarımızdı. İlk 15-16 adet taç yaptık. Öyle satıldı ki yetiştirebilmek için kendimiz evde 2 günde 100 adet taç yapmaya başlamıştık.

Satmak için hayalgücünüz limitleniyor, kendi giyiminizde hayaller serbest mi?

Biz de genelde kendi markamızı giyiyoruz. Onun dışında giyinmeyi doğru bulmuyoruz.

Sokakta falan nasıl tepki alıyorsunuz?

Çok olumlu tepkiler alıyoruz.

Dünyada birkaç yıldır bu trend var, gardroplar daha eğlenceli. Lady Gaga, Deniz Berdan’ın giyimini nasıl buluyorsunuz?

Bizim tarzımız biraz daha masum, biraz daha çocuksu. Seksapel görüntüden öte içimizdeki çocuk ruhunu yansıtmaya çalışıyoruz. Onlar daha seksapeli tercih ediyor, yırtık çoraplar falan giyiyorlar.

Müşterileriniz sadece gençler mi?

Sadece 16- 20 yaş değil, 45-50 yaş üzerindekiler de tercih ediyor. Çünkü onlar da hala ruhlarında bir çocuk barındırıyorlar. Biz de onlara bir ayna tutuyoruz. Tabii kıyafeti iyi taşıyabilmek için ruhun kıyafetle bütünleşmesi önemli.

Bu tarzı giyenlere ne önerirsiniz?

Herkes bir kere bu tarz bir elbise giymeyi denemeli. Çünkü herkesin içinde hala çocuksu bir ruhun olduğuna inanıyoruz. Renklerin insanların ruhunda bir yansıma yaptığını düşünüyoruz. O yüzden renkten kaçınmamalarını öneriyoruz. Özellikle yaz sezonunda renklerden kaçınmamalı. Elbiselerimizin sabahtan geceyarısına kadar giyilmesini hayal ediyoruz ve ona göre yapıyoruz. Bizim bir elbisemizi giyerek sandaletle güne başlayıp, topuklu ayakkabısıyla akşam yemeğine gidebilir müşterilerimiz.

Eğlenceli giysiler ruhumuzda da olumlu etki yaratır mı?

Renklerin çok önemli etkisi var. Biz her rengin yansıması olduğuna ve her rengin bir enerjisi olduğuna inanıyoruz. Motivasyonumuzun düşük olduğu gün, sabah beyazlar giyip dışarı çıkıyoruz ki; güne pozitif ve taze devam edebilelim.

Sizin koleksiyonunuzda öne çıkan eğlenceli ayrıntılar neler?

Her sezon mutlaka belli hayvan figürleri kullanıyoruz. Uğur böcekleri, tavşanlar, ayılar. Kullanmadığımız hiçbir hayvan figürü kalmadı. Örgüler, tığ işleri, makreme detaylar kullanıyoruz. Örgü işlerini el işi bilen ev hanımlarına yaptırıyoruz. Onların da aile bütçesine katkıları oluyor böylece. Bu da bizim için hoş bir şey oluyor.

Nelerden esinleniyorsunuz?

Her şeyden ilham alıyoruz. Mesela hayvan figürü için yeni arayışlar içindeyiz, boyama kitaplarına bakıyoruz. Çizgi film seyrediyoruz. Oyuncaklardan ilham alıyoruz, muhakkak bir oyuncakçıya giriyoruz ve onlara bakarak renkleri kombinliyoruz. Çünkü oyuncak rengarenk bir dünya.

Nerede satılıyor sizin tasarımlarınız?

Elbiselerimiz ve ayakkabılarımızın bir kısmı Cho mağazalarında, ayakkabıların bir kısmı da Vakkorama’larda satılıyor.

Fiyatlar nasıl?

Herkesin gardrobunda bulunmasını hedefliyoruz. Elbiseler 285’ten 375 liraya değişiyor. Ayakkabılar ise 285’ten 455 liraya kadar fiyatlandırıldı.

3

Haberin Devamı