Haklısınız ama ne fayda

2002’de trafik kazası geçirdim. Tazminat davası 10 yıl sürdü, sonuçta kazandık. Borçlunun mallarına haciz koymak için girişimde bulunduk ama anladık ki borçlunun hiçbir malvarlığı yok. 10 yıl içinde hepsini tasfiye etmiş. Avukatımız bu paranın tahsil edilemeyeceğini söylüyor. Bunun bir çözüm yolu yok mu? T.G.

Okuyucumun anlattığı olayın iki cephesi var. Bir trafik kazası olmuş, neticede olay belli, kurallar belli 10 yıl neyin nesi? Bir ihtilafın, üstelik trafik kazası gibi olanların ortada olduğu bir olayda 10 yıl, akla hayale sığar mı? Böyle bir yargılama sonucunda dava kazanılsa bile buna kazanmak denilir mi? Bu husus tek başına bir skandaldır. Ancak ne yazık ki gerçektir.

[[HAFTAYA]]

Bu olayın bir cephesi. Olayın ikinci cephesi, 10 yıl süren bir davada, davalıya tüm malvarlığını tasfiye etme imkanı sağlanmıştır. Bu tür davalarda, dava açılması ile birlikte özellikle kazaya karışan araç üzerine tedbir konulması istenebilir. Bu talebin sonucunda kesinlikle ‘tedbir kararı verilir’ demek mümkün değil. Bazı olaylarda tedbir kararı verilir, bazılarında verilmez. Bu husus talebin yapıldığı hakimin takdirine bağlıdır. Zira tedbir kararı vermeyenlerin gerekçesi, "Araç üzerine tedbir konulabilmesi için aracın ihtilaflı olması gerekir" şeklindedir. Doğrusu buna da itiraz etmek pek mümkün olmuyor. Bu, tedbir kararı alınamayan hal, peki tedbir kararı verilseydi ne olurdu? Kaza tarihinde araç acaba kaç yaşındaydı, bir de bunun üzerine 10 yıl koyun, bu aracın teminat olma özelliği kalmış olabilir mi? Bu yaştaki aracı satmaya kalksanız kim para verip alır? Neticede vatandaşın mağduriyetine neden olan husus, adli sistemin yavaş işlemesidir. Bugüne gelindiğinde, okuyucuma avukatının söylediği doğrudur, şayet borçlunun parası veya malı varsa alırsınız, yoksa, işte o zaman okuyucumun durumuna düşersiniz. Bu safhada yapılacak bir şey kalmaz, haklısınız ama ne fayda?