İlk sıradasınız

Çalıştığım işyerinin aracı ile kaza yaptım. İşveren bu kaza nedeni ile işime son verdi. Ben de dava açtım ve mahkeme hem kıdem tazminatına hem de ihbar tazminatına hükmetti. Ben bu paraları almayı beklerken işyerinin iflas ettiği haberini aldım. Bu durumda ne yapmalıyım? U.H.

Bir işyeri iflas ederse, onun adına bir iflas masası kurulur. Bu, iflas işini yöneten bir heyet demektir. İflas eden kimsenin alacaklıları buraya başvurup alacaklarını kayıt altına aldırır. Bu masa nerededir diye soracaksınız. Bu başvuru yeri iflas memurluğundadır. Adliyelerde icra daireleri gibi iflas daireleri vardır. Bu dairelere başvurup alacağınızı yazdırırsınız.

[[HAFTAYA]]

Bunlar iflas idare kuruluna girer ve alacaklar sıraya yazılır. İşçi alacakları birinci sıradadır. Bu sıra demek, iflas edenin malları tasfiye edilip, malvarlığı paraya çevrildiğinde önce kime ödeme yapılacaktır, bu onun sırasıdır. İşçi alacakları önce ödenir, kalan para sonraki alacaklılar arasında paylaştırılır. Ancak işçi alacakları birinci sırada olmasına karşın hemen ertesi gün ödenmesini beklemeyin. Zira önce iflas eden borçlunun malvarlığının listesi yapılır, alacakları tahsil edilir, gayrimenkuller paraya çevrilir, para ödemesi ondan sonra yapılır. Dolayısı ile bu iş vakit alır. Yani demek istediğim şu ki; biraz bekleyeceksiniz ama paranızı ilk sırada sizler alacaksınız. Ancak öncelikle yapacağınız iş, iflas dairesine gidip, mahkeme kararını sunup kendinizi alacaklılar listesine yazdırmaktır.

Hisse haczedilir

Babamdan anneme miras kalmış tarlada üç hisse var. Annemin de bankaya kredi borcu var. Bu borç için hisseli arsaya haciz konulabilir mi? D.D.

Bir gayrimenkule, herhangi bir kesinleşmiş borç için haciz konulabileceği gibi, hisseli geyrimenkullerde herhangi bir hissedarın hissesine de haciz konulabilir. Borç ödenmediği takdirde hisse satışa çıkarılır ve ihale yolu ile satılır. Önceki yazılarımdan hatırlayacaksınız. Hisseli bir gayrimankulde hisse satışı yapılması halinde, diğer hissedarların öncelikli alım hakkı vardır (şüf-a hakkı). Yani hissedarlar yeni malike karşı dava açarak o hissenin kendileri adına tescilini isteyebiliyorlardı. İşte bu tür satışlarda şüf-a hakkı dediğimiz öncelikle alım hakkı yoktur. İhale yolu ile alınan hisse için şüf-a davası açılamaz. Bu da işin bir özelliğidir.