Giriş
Kanunlar değişiyormuş. Kiracıların daireden tahliyesi kolaylaşacakmış. Gazeteler bunların örnekleri ile dolu. Peki biz kiracılar üvey evlat mıyız, niye yasalar hep yoksulların aleyhine çıkıyor? L.Y.
Değişen kanunlarla ilgili haberleri ben de izliyorum. Ancak görüyorum ki o haberlerde verilenler yeni şeyler değil. Biliyorsunuz kiracı kiralayan ilişkisi ülkemizde çok büyük bir kesimi ilgilendiriyor. Dolayısı ile her değişikliğin ve yeniliğin haber değeri var. Yeni çıkacak yasalarda (çıkacak diyorum çünkü henüz Resmi Gazete’de yayımlanmadı) olabilecek her değişiklik toplumu ilgilendirdiği için derhal haber yapılıyor. Ancak elbette yeni yasa hükümleri haberlerde veriliyor ama eski yasa hükümleri verilmiyor. Çünkü onların artık haber değeri yok. İyi ama bu defa bir yanılgı ortaya çıkıyor. Yeni yasa verilirken vatandaş bunların bir yenilik olduğu izlenimini ediniyor.
[[HAFTAYA]]
Oysa verilenlerin pek çoğu bugün zaten var. Şimdi bu ne demek? Şu demek: Kira ilişkisi önce 1926 tarihli Borçlar Kanunu’nda düzenlenmişti. Ancak bu kira ilişkisi tüm eşyanın kiralanması hükümlerini içerir. Örneğin bisiklet kiralaması, tekne kiralaması... Bunların arasında elbette gayrimenkul kiralaması da var. Ancak zamanla şehir hayatı gelişip kiracı kiralayan ilişkisi önem kazınınca bu maddeler ihtiyaca yetmez oldu ve özel olarak gayrimenkullerin kiralanması için yeni bir düzenleme yapma ihtiyacı doğdu. İşte bu halde de 1955 yılında 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun çıkarıldı. Bu kanun halen uygulanıyor. Şimdi yapılan 1955’ten bu yana yürürlükte olan bu kanunu kaldırıp, bu kanun hükümlerini Borçlar Kanunu içine almaktır. Size aktarılanların büyük çoğunluğu da zaten 6570 sayılı kanun içinde vardı. Yani yenilik değil. Peki hiç mi yenilik yok? Bir iki taneyi biliyoruz. Elbette tamamının bilgisine sahip değiliz çünkü çıkan kanunlar binlerce maddeyi içeriyor. Kiracı aleyhine olacak değişikliklerden biri şu: Halen yürürlükte olan yasaya göre ihtiyaç nedeni ile tahliye ancak kiralayanın kendisinin, eşinin veya çocuklarının ihtiyacı için mümkün iken yeni yasada ana-baba ve kardeşlerin de ihtiyacı için dava açılabilecek. Bu hal de kiracıların daha çok nedenle tahliyesini sağlayacak. Yani kiracılar aleyhine. Kira artırımında ise büyük bir değişiklik yok. Ancak şunu da kabul edelim ki kiracı mutlaka fakir kesimi anlatmıyor. Aylık üç-dört bin liraya kiralanmış evler olduğu gibi biliyorsunuz kırk bin liralık kiralık evler var.
Kat maliki olmalı
Beş malikli bir binanın ortak alanında otopark işletiliyor. Bu mümkün mü? Buna engel olunamaz mı? A.Ö.
Okuyucum sorusunu yazmış ve eklerden de söz etmiş ama eklerinin hiçbirini açamadım. Onun için sorusunu bu kadar özetleyebildim. Ancak anlaşılan, evlerinin ortak alanı olan bahçe otopark olarak işletiliyor, bu olabilir mi? Elbette olamaz. Bir binanın ortak alanı tüm bağımsız bölüm maliklerinindir. Birinin dahi izni olmasa bu yere müdahale etmek mümkün değildir. Ortak alanlar ancak amaçları doğrultusunda kullanılır. Bırakın dışarıdan birini, kat maliklerinden biri bile ortak alanı amacı dışında kullanamaz. Okuyucum kaymakamlığa başvurmuş. Malik olanlardan birinin kaymakamlığa başvurusu mümkün. 3091 Sayılı Kanun çerçevesinde kaymakamlığın müdahalesi istenilebilir. Ancak bu yasa hükümlerinde bazı süreler söz konusudur. Bundan sonuç alınamayabilir ama bağımsız bölüm maliklerinden herhangi birinin mahkemeye müracaatı halinde bu müdahaleye son verilir. Hepsinin birden müracaatı gerekmez. Anladığım kadarı ile okuyucumun kendisi kat maliki değil, bu nedenle müracaatta bulunamıyor ancak bir kat maliki başvursa dahi sonuç alınabilir.
