Çeşitleri var

Yazılarınızda ve günlük hayatta duyuyorum ama gerçeği öğrenemedim. Adi kefalet nedir?

Biliyorsunuz kefalet birinin borcunu taahhüt etmektir, yani o ödemezse ben ödeyeceğim anlamı taşır. Borç için bir şahsi teminattır. Ancak bunun da çeşitleri vardır. En çok kullanılan iki türüdür, adi kefalet müteselsil kefalet. Bir belgeye badece “kefil” sıfatı ile imza atan kimse adi kefildir. Adi kefalette alacaklı alacağını almak için önce borçluyu takip etmek zorundadır. Borçlunun takibi sonuçsuz kalır ve bazı nedenlerle örneğin iflası nedeni ile alacağını alamayacak duruma düşerse ancak kefil bu hallerde takip edilebilir.

[[HAFTAYA]]

Ancak kefil müteselsil kefil sıfatı ile imza atmışsa bu halde yukarıdaki şart aranmaz. Borç ödenmediğinde alacaklı ister asıl borçluyu isterse doğrudan doğruya kefili takip eder. Kefaletin başka türleri de vardır ama tatbikatta pek uygulanmaz örneğin, birlikte kefalet , kefile kefil ve rücua kefil gibi kefaletler de vardır ancak sizler pek karşılaşmazsınız. Bir kimse hiçbir açıklama yazmadan sadece “kefil” başlığı altında imza atarsa bu adi kefalettir. Diğerleri amaçlanıyorsa bunun mutlaka açıkça yazılması gerekir.

Riskli bir durum

Ben yurt dışında çalışıyorum. Yurtta adıma gayrimenkul alması için babama para gönderdim. Babam da bu parayla gayrimenkul aldı ama kendi adına aldı sonra ben yurda geldiğimde benim adıma geçirdi. Babam şimdi vefat etti ama kardeşlerim bu devrin iptali için dava açtı. Bu dava ne olur? O.A.

Bazı olaylar var ki çok yaygın. Bu okuyucumun sorusu bunlardan biri, çok yaygın bir yanlış uygulama. Dolayısı ile bu yanıtımla birçok okuyucunun sorusunu da yanıtlamış olacağım. Ortada birtakım yanlışlıklar var. Birincisi, madem ki yurt dışından para gönderiyorsunuz, gayrimenkul almak gibi bir niyetiniz var bu durumda para gönderdiğiniz gibi bir de vekaletname gönderin ki gayrimenkul doğrudan doğruya sizin adınıza alınsın. Bu imkan varken daha zor ve dolambaçlı yollara saparak birbirinizden aktarma yapıyorsunuz ki bu yanlış. İkincisi, yurt dışında yaşayan vatandaşlar zaman zaman yurda geliyor. O halde daha doğrusu yurda geldiğinde kendi adına gayrımenkul almak. Zira bir gayrimenkul kişisel olarak beğenilerek alınır, sipariş üzerine alınmaz. Neyse okuyucularımın çoğu bunu yaptığına göre biz son duruma bakalım. Tahmin ediyorum ki okuyucumun babası, okuyucum yurda döndüğünde satın aldığı gayrimenkulü, tapuda bağış biçiminde oğlunun üzerine geçirdi. Bağış şeklinde geçirilmesi durumunda diğer mirasçıların mahfuz hisselerini talep etme imkanı doğar. Şayet satış gösterdi ise bu halde de satışın gerçek satış olmadığı aslında bağış olduğu iddiası ile karşılaşılabilir. Bu halde davacı iddiasını ispatlayabilirse satış iptal olunur. Dolayısı ile riskli bir durum vardır. Ancak okuyucum gerçek durumu belgelemek zorunda. Bunu da gönderdiği havale belgeleri ve tanıkla yapabilir. Ancak riskli bir durumdur.