Çok haklı sorular

Ürün satıyoruz, işçi çalıştırıyoruz, vergi veriyoruz ama para tahsiline gelince ev eşyası haciz edilmez, birinci eşya alınmaz, bulunursa altın alınır, gümüş alınır deniliyor. Borçlular şimdi açıkça “Gel ne bulursan al alabilirsen” diyor. Bütün milletvekillerimize sesleniyoruz, bu adil midir, gönlünüz rahat mı? A.A.

Bu konuda çok yoğun bir mektup bombardımanı altındayım. Sanki kanunu ben değiştirmişim gibi. Ancak okuyucularımın bu yönde bana sitem etmelerini çok da yadırgamıyorum. Dertlerini bir hukuk köşesine aktarmayacaklar da sağlık köşesine mi aktaracaklar. Merci doğru ama ne yazık ki ben de kendilerine yerden göğe kadar hak verdiğim halde elimden bir şey gelmiyor.

[[HAFTAYA]]

Evet bunu kısa bir süre önce yazdım, ev eşyasının haczine sınır getirildi, ancak ikincisi varsa ikinciler veya üçüncüler haczedilebilecek. Zaten daha önce de tazyik hapsi çok sınırlandırılmıştı ve bunların sonunda ödenmeyen çekler ve bonolarda patlama yaşanmıştı. Bu patlama elbette bir şeylerin göstergesi, yani okuyucumun yansıttığı gibi, “alacaklıdan kim korkar, gel alabilirsen al” dönemine girdik. Bu doğru mu? Yanlış hem de çok yanlış. Bir tarafta kamu alacağını takip eden vergi dairesi “Daireye gel belki borcun vardır öde” diye borçsuz mükellefi daireye davet ederken, elindeki belgelere dayalı alacaklı vatandaşı dışlıyor. Böyle iki taraflı bir tasarruf olmaz. Borçlunun hayatını teminat altına almak, alacaklıyı ikinci sınıf vatandaş statüsünde tutmak hiç kimsenin hakkı değil. Bu husus vatandaşlar arasında ikilik yaratır. Borçlu korunuyor, alacaklı korunmuyor. Bunun nedeni mantıklı biçimde açıklanmalıdır. Bunu açıklayacak biri varsa o ben değilim. Alacaklı zaten ekonomik gelişeler sonucu mağdurdur.
Eskiden evde yapılan hacizlerde buzdolabı, çamaşır makinesi haczedilir, ikinci el olarak satılır üç beş kuruş para gelirdi. Bugün bunlar mağazada 24 ay taksitle satılıyor, ikinci eli kim ne yapsın? Yani fiilen bunların haczi işe yaramaz hale gelmişti. Bir ihtimal yeni televizyon ve dizüstü bilgisayarlar haciz için düşünülecek eşya idi ama şimdi bu imkandan da alacaklılar mahrum. Bu durumda okuyucularım bu soruyu sormakta haklıdır ve tatmin edilmelidir.