Tamer Heper Kadınlar niye öldürülüyor?
HABERİ PAYLAŞ

Kadınlar niye öldürülüyor?

Haberin Devamı

Birçok cinayet haber okuyoruz, son günlerde. Kadınlara karşı suçta artış var, bazı haberlerde de verilen cezanın ertelendiğini, geri bırakıldığını okuyoruz. Bu geri bırakmalar suç işlemeyi teşvik etmiş olabilir mi? Bu nedenle de suçlar artmış olabilir mi? S.B.

Günlük haberlerde okuduğumuz cinayet olaylarının iki cephesi var. Biri kriminolojik cephe, diğeri sosyal cephe. Kriminoloji demek suç bilimi demek. Bir toplumda sıfır suç olmuyor. Suç işlenir, bu suçlar incelenir kriminolojik araştırma nedeni olur. Toplumda işlenen suçun cinsi toplumun özelliğini gösterir. Çok hırsızlık varsa demek ki toplum fakirdir, paraya ihtiyacı olan çalıyordur. Toplumda erkekler karılarını öldürüyorsa işte bu husus da araştırılmalıdır ve bilin ki altından toplum baskısı ve çevreden alınan yanlış eğitim yatar. Bir olayı hiç unutmam. Bir gün evin beyi eve geldiğinde karısını banyodan çıkarken buluyor ve karısını öldürüyor.

[[HAFTAYA]]
Sebep olarak da şunu söylüyor: “Demek ki beni aldatıyordu, banyo yaptığına göre biri ile gizli ilişkiye girmişti.” Toplumu bu kadar paranoyak yapan, bir salgın hastalık değil çevrenin yanlış yönlendirmesidir. Bu genel anlamda eğitime kadar dayanır. Toplum doğru eğitildiği oranda suç azalır. Peki müeyyide suçun işlenmesine engel mi? Müeyyide yani verilen ceza suçun işlenmesinde engelleyici bir unsurdur ancak kısmen. Zira cezaların hafifliği suçu özendirir, ağırlığı ise suçu tamamen ortadan kaldırmaz bir miktar caydırıcı olabilir o kadar. Olması gereken ise cezanın dengeli olmasıdır. Ne çok hafif ne çok ağır. Bu denge çok zor bulunur ama zaten zoru başarmak maharettir, kolayı herkes yapar.

Hüküm sonuç doğurmuyor

Geleyim sorudaki ertelemeye. Bizde hafif cezaların tecil edilmesi yani çektirilmemesi, belli süre geçmeden suç işlenirse ikisinin birlikte çektirilmesi sistemi varken şimdi buna yenisi eklendi. Kısaca şöyle: Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezası ise, mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurulan hükmün sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmamasını ifade eder. Bu uygulama 2006 yılından beri var ve ilginç bir uygulamadır zira aradan beş yıl geçtikten sonra yeni bir suç işlenmemiş ise bu dosya da olduğu gibi ortadan kaldırılabilir.

Bu kararı verebilmek için yargılananın geçmişine bakılır. Önce suç işlememiş, gelecekte suç işleme temayülü olmayan kimselere uygulanır. Ancak toplumda yanlış anlaşılır ve her suça uygulandığı gibi bir izlenim çıkabilir. Dikkat ederseniz bu iki yıla kadar hapis cezasını kapsar, peki karılarını öldürenlerin beyanına bir bakalım ne diyorlar: “Namusum için işledim.” Peki aile içinde namusa aykırı davranış bu kadar yaygın mı? Üstelik bir banyo yapmak veya telefonda bir erkek sesi duymak namus meselesi mi? Bence hayır. Namus nedeni ile cinayetlerde haksız tahrik indirimi var, dörtte birden üçte bire kadar. Bu da az bir zaman değil. Peki namus konusu cinayet sebebi kabul edilip indirim uygulanmalı mı? Namusundan yana problem yaşanması boşanma nedeni değil mi? Peki neden boşanma yerine öldürme tercih edilir? İşte bu da çevrenin verdiği yanlış eğitimdir, toplum baskısıdır. Bu yüzden her zaman toplumun makul biçimde eğitilmesinden söz ediyorum. Dolayısı ile bizde verilen cezalardaki müsamahayı da buna eklersek endişe verici bu durum ortaya çıkıyor. Öğretimin kişi başına dört yılın altında olduğu ülkemizde işimizin ne kadar zor olduğu anlaşılıyor.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder