Giriş
Bir bankadan 2007’de kredi kullanmıştım, zamanında geri ödeyemediğim için icraya verdiler. Bankanın hukuk bürosu bana belli bir miktar söyleyip, “Bunu ödersen hesabı kapatırız” dedi. Ödedim ama takip devam ediyor. Tekrar aradığımda, sizinle konuşan arkadaşı işten çıkardık, bu sözle bağlı değiliz denildi. Benim ödediğim miktar da icra dosyasından düşülmemiş. Ben şimdi ne yapacağım? C.B.
Evet sıkıntılı bir durum. Öncelikle şunu hatırlatayım. Bir konuda anlaşmaya varılacak ise bunun yazılı yapılmasında yarar var. Ama yazılı yapmakla bitmiyor. Karşınızdaki bir şirket veya kurum ise sizinle anlaşma yapanın kimliği önemli. Bakalım şirketi veya kurumu temsil ediyor mu? Bunun tespiti için de yetki belgesi veya imza sirkülerinin örneğinin sözleşmeye eklenmesi gerekiyor. Gelelim olayınıza. Birincisi sizinki sözleşme değil, bir konuşma? Bu konuşmayı ve karşı tarafın kabulünü nasıl ispat edeceksiniz?
[[HAFTAYA]]
Bu mümkün değil, sonra yaptığınız telefon konuşması, acaba kimle konuştunuz? Konuştuğunuz kişinin bankayı temsil edebilmesi için bu konuda yetkili olması lazım. Şayet elinizde yazılı belge olsaydı ve bu kişinin bankayı temsil ettiğini gösterir belgeyi de alsaydınız banka taahhüdü ile bağlıydı. Ama şimdi olayı ispat güçlüğü içindesiniz. Peki sade vatandaş bunları nereden bilsin? İşte köşemin varoluş sebebi bu. Doğruyu göstermek, hiç olmazsa sizden sonrakileri kurtarmak. Ödediğiniz para dosyadan silinmemiş, anlaşılıyor ki elden ödeme yapmışsınız, peki makbuz nerede? İleride bunu ibraz ile borçtan düşülmesini sağlayabileceksiniz. Ancak doğrudan doğruya icra dairesine ibraz yetmiyor, bunu ileride mahkemeye sunmanız gerekecek.
Suç işlemişler
Annemin vefatında mezar yerini ve tapusunu almıştım. Bu yakınlarda mezara gittiğimde bizim mezarın bir başkasına satıldığını ve hazırlandığını gördüm. İlgililere başvurdum tapu ile birlikte gittik ve bu yerin benim gösterdiğim tapulu yer olduğunu doğruladılar. Araştıralım dediler ve birkaç gün sonra bana bu yeri kazdıklarında kemik çıkmadığını dolayısı ile bir başkasına tahsis ettiklerini söylediler. Bu yer benim annemin mezarı iken böyle bir şey nasıl olur? Ne dersiniz? H.A.
Şu yazılarıma başlayalı otuz seneyi geçti, avukatlık mesleği ise kırk sene oldu. Bu süre içinde duymadığım ihtilafları duyar oldum. Şimdilerde mezar sıkıntısı var, belli süreler sonra mezarları yeniden kullanmaya başlamışlar ancak hukuken bakarsanız bir kimsenin tapulu malına ellenemeyeceği gibi, bir kimsenin ailesinin cenazesini de kaldırıp bir yerlere koymaya hiç kimsenin hakkı yok. Ben hukuki olanı söylüyorum. Bir din adamına sorsak o da her halde bir cenazenin gelişigüzel alınıp ortadan kaldırılmasının dinen de caiz olmayacağını söyleyecektir. Gördüğüm kadarı ile ortada bir suç var. Mesela Türk Ceza Kanunu’nun 153’üncü maddesi, mezarlara zarar verenler için hapis cezası tayin etmiştir. Öncelikle savcılığa suç duyurusunda bulunun. Sonra sulh hukuk mahkemesi kanalı ile bu mezar yerinin elinizdeki tapuya ait olduğunun tespitini yaptırabilirsiniz. Ancak bunların yanında annenizin kemiklerini nasıl ve nerede bulacaksınız, işte onu bilemiyorum. Bir ölüye bu kadar saygısız olanlar bir gün karşınıza bir takım kemik çıkarıp “işte annen bu” da diyebilirler. İnsanda utanma ve günah korkusu olmalı, başka ne diyeyim?
