Komşu hakkı korunur

Oturduğum daire sitede. Bitişik site ile sınırdayım ve dairemin penceresi bitişik sitenin bahçesine bakıyor. Aradaki demir korkulukta sarmaşıklar var. Bunların önüne gül dikildi birkaç da ağaç var. Bitişik site ile bir ihtilafım oldu. Şimdi bu ihtilaf nedeni ile biraz da beni sıkıntıya sokmak için korkulukları yükseltmeleri veya benim görüş mesafemi kapatacak bitkiler dikmeleri mümkün diye düşünüyorum. Böyle bir şey olursa mani olma hakkım var mı? E.L.

Bahsettiğiniz olay bir site içinde geçiyor olsaydı buna karşı Kat Mülkiyeti Mevzuatı’nın uygulanması gerekeceğini söyleyecektim. Ancak komşular arasında böyle bir ihtilaf olursa bunun artık Medeni Kanun hükümleri çerçevesinde halli gerekecektir. Medeni Kanunumuzda şu cümle vardır: “Herkes taşınmaz mülkiyetinden doğan yetkileri kullanırken ve özellikle işletme faaliyetini sürdürürken komşularını olumsuz şekilde etkileyecek taşkınlıktan kaçınmakla yükümlüdür.”

Bunun yanında belki sizin olayınızda uygulanmayacak ama bitişik araziler için de getirilmiş bir kural vardır. Diyor ki: “Komşunun arazisine taşarak zarar veren dal ve kökler, onun istemi üzerine uygun bir süre içinde kaldırılmazsa, komşu, bu dal ve kökleri kesip kendi mülkiyetine geçirebilir.” Gördüğünüz gibi komşuluk korunmuş ve buralarda genel bir kural olan iyi niyet aranmıştır. Demek ki size zarar verecek bir eylem yapıldığında hakimin müdahalesini isteyebileceksiniz.

Takip yapıp bekleyin
Beyaz eşya almak için satıcıya senet verdim ama eşyamı alamadım. Satıcı senedimi bankaya teminat olarak vermiş. Ben şimdi parayı ödüyorum. Bu zararı telafi için satıcı da bana senet verdi ama ödemedi. Ortadan da kayboldu. Ben ne yapacağım? H.A.

Bu sorulara o kadar çok yanıt verdim ki, siz de hatırlayacaksınız: ”Bono sahibinin cebinde parası varsa alırsınız, cebinde parası, malı-mülkü yoksa, o bono kağıt parçasıdır. “Şimdi siz de satıcının malını mülkünü bulursanız o kağıt parçası değil bonodur. İcra takibine başlayın diyeceğim, başlayın bakalım bir şey bulursanız alırsınız ama bilin ki şimdi bu tür borçlular da işin ustası. Üzerine hiç mal almaz.

Eskiden bunları icra takibine koyuyorduk. Mal beyanında bulunmayana hapis cezası vardı. Hapis cezasından kurtulmanın yolu parayı ödemekti. Şimdi o da kaldırıldı. Tabii toplumsal olarak işin tehlikeli yanı hukuki çözüm getirilmediği, hukukun boşluk bıraktığı yeri hukuksuzluk doldurur, temennim bu noktayı hukuksuzluğun doldurmamasıdır.

Moralinizi bozmayın
Eşim bir buçuk yıldır çalıştığı işyerinden dört aydır ücret alamıyor. Bu işine son verme nedeni imiş, peki alamadığı haklarını nasıl alacağız? A.B.

Okuyucularımın dikkatini bir noktaya çekmek isterim. Bakın bu ve benzeri sorularla ne kadar çok karşılaşıyoruz. İşyerinden ücretini alamayan işçiler bir tarafta, çekleri karşılıksız çıktığı için cezaevinde yatan ve yatacak olan binlerce kişi bir tarafta. Bunlar krizin evlatları. Yani bize dokunmayan, teğet geçen krizin mağdurları. Şimdi iki üç ay sonra toparlanmaya başlayacakmışız.

Görelim bakalım iki üç ay sonra yine işinden beş parasız çıkarılanlarla, apar topar karşılıksız çekten içeri alınanların mektupları mı gelecek yoksa işçi arıyorum bulamıyorum, ne olur gelin iş var çalışacak adam yok diyenler mi? Bu konuda çok yanıt verdim. Önce bölgenizdeki çalışma müdürlüğüne bir başvurun diyorum. Burası bir çözüm getirir mi? Hayır mahkeme gibi değil, bir tavsiye kararı verir ancak bu tavsiye kararını mahkemede kullanmak mümkün.

Çünkü ardından dava açacak ve alamadığınız ücretlerin, kıdem tazminatının, varsa ihbar tazminatının, fazla mesailerinizin ödenmesi için karar isteyeceksiniz. Umarım bu karar çıkana kadar borçlu kayıplara karışmaz veya karşılıksız çekten içeri girmez. Kayıplara karışmazsa ve cebinde parası kalmışsa siz alacağınızı alacaksınız. Şayet birazcık kaldı ise o moralinizi de bozmayın.