Tamer Heper Önce kafadan mı başlanır?
HABERİ PAYLAŞ

Önce kafadan mı başlanır?

Haberin Devamı

Bir gün sancılandım ama üzerine gidemedim. Çünkü maddi durumum çok kötü. Ancak sancılarımın psikolojik olduğu düşünüldü (niye düşünüldü bilmiyorum) yakınlarım beni hastaneye psikiyatri servisine götürdü. Onlar da yakınlarımın anlatımından ve sancı nedeni ile görülen berbat durumumdan dolayı beni yatırdı ve durumu da mahkemeye bildirmişler. Vesayet altına alınmam için dava açıldı. Ancak incelemeler yapılınca sancımın karnımdaki bir kistten kaynaklandığı anlaşıldı, ameliyat oldum, geçti. Ancak vesayet davam vardı, mahkemeye “Vesayet altına alınması koşulu kalkmıştır” yazısı verildi, dava ilk celsede reddoldu. Şimdi korkum: Bu dava ileride benim gerek iş gerekse aile hayatıma olumsuz etki yapar mı? T.A.

Okuyucumun mektubu uzun mu uzun, bu kısaltılmış hali. Doğrusu anlatılanlar da inanılmaz bir ibret tablosu. Sancıdan kendini kaybetmiş birinin sancısını bırakıp onu psikiyatriye yatırmak; günlerce ne olduğunun farkında olmadan akıl hastası muamelesi yapmak; sonunda da “Karnında kist varmış” deyip hiçbir şey yokmuş gibi kenara çekilmek nasıl bir şey? Anlayan varsa bana da anlatsın.

[[HAFTAYA]]

Doktor değilim ama bir genç kızın akıl hastalığı belirtisi ile karnındaki sancının bağlantısını bir hekim çıkıp anlatabilir mi? İnsan “Karnım ağrıyor” derse önce karnına bakılmaz mı? Yoksa biz mi bilmiyoruz önce aklına mı bakılıyor? Ben artık pes etmek üzereyim. Ya akıl almaz şeyler oluyor veya benim aklım dumura uğradı bazı şeyleri artık anlamaz oldum. Neyse biraz da anladığım konulara geçeyim, bir insan için vesayet davası (hacir altına alınma talebi) açıldı diye bu onun hayatını olumsuz etkilemez. Etki yapacak şey hacir altına alınma kararıdır. Böyle bir karar alınmadığı, ilk celsede reddolduğu için, üstelik de “hacir altına alınma nedenleri yoktur” raporu ile reddolduğu için herhangi bir olumsuzlukla karşılaşmazsınız. Üzülmeyin, kötü günler geçirmişsiniz ama onlar geride kaldı. Bari bundan sonraki günlerinizi güzel geçirmeye bakın.

İşlem doğru

Eşimin ilk evliliğinden iki çocuğu var, bizim de iki çocuğumuz var. Bir tek evimiz var, eşim bunun intifa hakkını bana verdi. Şayet önce ölürse ben istifade edecekmişim. Bu böyle midir, mirasçılar itiraz edebilir mi? G.T.


Bahsettiğiniz uygulama toplumun bilinçlenmesi sonucu son zamanlarda yaygın olarak yapılmaya başlanılan bir uygulamadır. İntifa hakkının ne olduğu toplumda bilindikten sonra yakın akrabalar ve çoğunlukla karı-koca arasında veya ana-baba ile çocuklar arasında böyle uygulamalar yapılmaktadır ve hukukidir, geçerlidir, işe de yarar. İntifa hakkı sahibi, intifa hakkına sahip olduğu gayrimenkulü kullanır, yararlanır. Bu belli süre için olabilir, ancak intifa hakkı tesis olunurken süre konulmamış ise intifa hakkı, intifa hakkı sahibinin ölümüne kadar sürer. Yani yaptığınız işte bir terslik yok. Ancak intifa hakkı bağış şeklinde kurulmuş ise ancak kuru mülkiyet sahibinin ölümünden sonra mahfuz hisseli mirasçılar tarafından itiraza uğrayabilir. Bu halde de işin mahkemeye yansıması halinde elbette kararı mahkeme verecektir. Mahkemenin kararı hakkında peşinen bir şey söylenemez, zira ilk alım anında intifa hakkı ile kuru mülkiyetin ayrı ayrı kurulması veya sonradan kurulması veya bedelli alınmış hali, neticeyi etkileyen hususlardır.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder