Tamer Heper Soru yağmuru
HABERİ PAYLAŞ

Soru yağmuru

Haberin Devamı

Bir mektup bombardımanı altındayım. Mektup bombardımanın konusu, daha yasa değişikliği yapılmadan, borçlunun ev eşyasının haczedilmeyeceğinin açıklanması. Mektupların tümüne yakını tacirlerden geliyor ve özetle söylenen şu: Bizler ticaret yapan kimseleriz taksitle satış yaptık elimizde birikmiş bonolar var. Ancak eşya haczi yapılamayacağını duyan borçluların hiçbiri borcunu ödemez oldu. Şimdi kendilerine yalvarır olduk. Daha yasa çıkmadan durum bu ise çıktıktan sonra halimiz ne olacak? Üstelik borçluların para ve altınını cebinde gezdireceğini düşünenler herhalde şaka yapıyor. Kim parasını veya altınını cebinde gezdirir veya evinde saklar?

Elbette bir yerlere saklayacaklardır ve biz alacaklılar asla alacağımızı alamayacağız. Peki alacaklıları koruyacak sistem de gelecek mi? Bu sorular bir iki kişiden gelmiyor, yağmur gibi yağıyor. Ancak bana bunu soran okuyucularım elbette biliyor ki bunun yanıtı bende değil. Ben ancak problemlerini köşemde yansıtır, kendilerine hak verebilirim.
[[HAFTAYA]]

Daha fazlasını yapamam. Bir gerçeği daha önce de açıklamıştım, korunması gereken bir kesim olamaz, devletçe herkes korunmalıdır, bunların arasında elbette alacaklılar da vardır. Tek kesimin, yani borçlunun korunup, alacaklının korunmamasını ben de anlamıyorum. Alacaklıların hakkı korunmayıp adalet sistemi alacağı tahsil edemezse bu iş yeraltına, tahsilat çetelerine kalır ki asla istenmeyen bir durum ortaya çıkar. Acaba bu husus düşünüldü mü? Sonra konu ile ilgisi olmasa da yıllar yılı anlamadığım bir hususu da açıklamadan geçemeyeceğim.

Tasarruf bunun neresinde?

Anlamadığım ikinci husus yaz saati uygulaması. Yaz saati uygulaması ile nasıl bir enerji tasarrufu sağlandığını da anlamış değilim. Elektriği asıl harcayan sanayi 24 saat çalışıyor, yani erken veya geç kalkmak sanayiyi ilgilendirmiyor. Mesele vatandaşın evinde yaktığı elektrik ise erken kalkan vatandaş zaten elektrik kullanmak zorunda zira mesainin yedide başladığı durumda çalışanın saat beşte kalkması gerekiyor. Yazın da olsa kışın da olsa aydınlığa ihtiyacı olmayacak mı, yani lambaları yakmayacak mı? Peki tasarruf bunun neresinde?

Geleyim büro olarak çalışılan işyerlerine. Peki buralarda mesai boyunca elektrik yanmıyor mu. Mühim olan çalışma süresi. Bir kurumda günde sekiz saat çalışılıyor ise ve sekiz saat ampuller yanacak ise erken yanmış geç yanmış ne fark ediyor? İnsanları saat yedide mesaiye başlamak için beşte kaldırmak, yaz saatini uygulamakla saat sabaha karşı dörtte kaldırmak nasıl bir tasarruf, anlamak mümkün değil.

Herhalde bizim aklımız emiyor, yeni enerji kaynağı bulmak yerine vatandaşı zora sokmak mıdır enerji tasarrufu? İşte bu iki konuya aklım ermedi ermiyor, bakalım alacakların tahsilatı işi yasal yolla yapılmayınca tahsilat işi yer altına inecek mi inmeyecek mi göreceğiz keza sabah saat dörtte kalkmak zorunda kalan çalışanın performansı ne olacak? Ben biliyorum, ama acaba herkes biliyor mu?

Sıradaki haber yükleniyor...
holder