Gündem Ekrem İmamoğlu Parlamenter sistemi daha da güçlendirmeliyiz

Ekrem İmamoğlu Parlamenter sistemi daha da güçlendirmeliyiz

Paylaş
Ekrem İmamoğlu Parlamenter sistemi daha da güçlendirmeliyiz

Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu mevcut sistemde büyük eksikliklerin olduğunu ve bunların düzeltilmesi gerektiğini söyleyerek, “Yeni sisteme karşıyım. Türk toplumuna en uygun sistem parlamenter sistemdir” diyor

RÖPORTAJ: ALEV GÜRSOY CİMİN

■ Türkiye referanduma gidiyor. Siz bu sürecin neresindesiniz?


Hem bir birey, hem de belediye başkanı olarak bu sürecin ortasındayız. Parti ayrımı gözetmiyoruz. Çünkü bizler halkı aydınlatacak kişilerin başında geliyoruz. ‘Evet’ diyen de, ‘Hayır’ diyen de kapımızı çalabilmeli. Bunun bir siyasi parti seçimi değil, referandum olduğunu anlatmalıyız. İki ana sorumluluğumuz var. Birincisi, vatandaşın önüne sunulan anayasa maddelerinin onlar için ne ifade ettiğini göstermek. İkincisi de, sağlıklı oy kullanmalarını sağlamak.




■ Seçmene vereceğiniz mesaj çok önemli. Bu referandumun sonucu ne olmalı?

15 Temmuz darbe girişiminden sonra insanlar iki kelimeyi daha sık kullanmaya başladı. Biri cumhuriyet, diğeri demokrasi. Herkes cumhuriyet ve demokrasiyi en iyi şekilde yaşamak istediğini haykırdı. Biz de insanların cumhuriyet ve demokrasiyi daha iyi kavrayabilmeleri için çalışmalar yaptık.

Türkiye 90 yıldır cumhuriyet ve demokrasi için inanılmaz bir mücadele veriyor. Bu olağanüstü mücadelemize geri adım attıracak hiçbir şeyi kabul etmemeliyiz. Daha özgürlükçü olmalıyız. Demokrasi her bireyin yaşama hakkını sunan bir anlayış. En güzel tanımını Yunus Emre’den bir sözle ifade ediyoruz, “Sen sana ne sanırsan, başkasına da onu san.” Bu cümle, anahtar bir cümledir. O yüzden toplumun bu duygularla demokrasiyi sonuna kadar hissetmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Kaldı ki Atatürk, 1920’de egemenliğin kayıtsız şartsız milletin olduğunu söylemiştir. Böylece milli iradenin en önemli irade olduğunu ortaya koymuştur. Özellikle de parlamenter sistemle toplumun her kademesinin temsil edilebileceğini vurgulamıştır. Bence Türk toplumuna en uygun düzen ve sistem, parlamenter sistemdir.

‘HERKESİN GÖRÜŞÜ ALINMALI’


■ 16 Nisan yaklaşırken, Türkiye’deki atmosferi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Toplumun her kesimine güveniyorum. İnsanlarımız elbette sorgulayacak ve araştıracaklar. Bazı sıkıntılar var. Mesela sunum noktasında. İnsanlar ve birçok yönetici görüşlerini açıklayamıyor. Keşke bu anayasa tüm toplumu kucaklayarak yapılsaydı. Daha geniş kitlelerle hazırlanmalı ve herkesin görüşü alınmalıydı.

Mesela STK’lar yok sayılmamalıydı. Milli iradenin de anayasayı anlama konusunda sıkıntıları var. Bizler mümkün olduğu kadar toplumun her kesimine anayasanın bize ne sunduğunu anlatacak ortamlar hazırlamalıyız. Siyasi kavramların ve partilerin hiçbir önemi yok.




Yeter ki insanlar farklı görüşlerden bilgi alabilsinler. Biz insanların tamamını kucaklayan, toplumdaki ayrışmaları yok eden, herkesin kendini sistemin bir parçası hissettiği güçlü bir yönetim anlayışı ve parlamenter sistem istiyoruz.

‘KAYGILIYIM AMA TÜRK TOPLUMU BUNU AŞAR’


■ Rejimin değişeceğine dair endişeler var. AK Parti ise bunu şiddetle reddediyor. Sizin bu yönde endişeleriniz var mı?

Türkiye çok güçlü ve büyük bir ülke. Dolayısıyla Türkiye’nin çok büyük sıkıntılar yaşayacağını düşünmüyorum. Ama önümüze konan yeni anayasanın bir rejim tehdidi içerdiğini de belirtmek gerekiyor. Bu bir tehdittir. Ama Türk toplumu için bir uçurum mudur? Hayır. Toplumun bunu çözeceğine inanıyorum.



‘EVET DE BİZİM HAYIR DA’


■ Beylikdüzü’nde durum ne?

Beylikdüzü, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel değer ve ilkelerini çok iyi algılayan, eğitim düzeyi yüksek bir vatandaş kitlesine sahip. Bu bizim şansımız. O yüzden siyasi parti tercihleri ne olursa olsun buradaki halkın yeni anayasaya olumlu bakmayacağını düşünüyorum. Bu bilgilendirmeyle ilgili, çalışmayı da biz yürüteceğiz. Ulaşabildiğimiz kadar çok insana ulaşacağız. Buradan ‘Hayır’ çıkacağını düşünüyorum.


'YARINI DÜŞÜNEN HAYIR DEMELİ'



■ AK Partili bir kesim, bu sistemin artık tıkandığını söylüyor. Bu tezi nasıl çürütürsünüz?

İyi incelememişler. Biz 21 maddeyken iki defa brifing aldık. Özel toplantılar yaptık ve her maddeyi çok öneten çıktıktan sonra da yine 18 madde üzerinden brifinglerimizi yaptık.

Hatta Beylikdüzü Belediyesi olarak yöneticilerimize dahi anayasa maddelerinin izahıyla ilgili toplantılar düzenliyoruz. En büyük eksiklik, ne olduğunu anlamadan siyasi tercihe göre oy verme eğilimi. Bu çok yanlış. Türkiye seçime gitmiyor. Yönetimin değişip, değişmeyeceğini referandumla oyluyor. O nedenle herkes çok iyi düşünsün. Diyorum ki, insanlarımız yarın inandıkları siyasi partilerine yeniden oy vermek istiyorlarsa, referandumda ‘Hayır’ demeliler.

■ Bazı AK Partili belediye başkanları, “Bu sistem yerel yönetimdeki sistemin aynısı. Demek bizde tek adamız” şeklinde açıklamalar yapıyor. Bir başkan olarak ne diyeceksiniz?

Belediye Yasası’nın da daha özgürlükçü, daha tabana dayalı, şeffaf olması için yaklaşık 2 yıldır bir çalışma yapıldığını herkes biliyor. Ama Türkiye’nin önüne darbe kalkışması, anayasa çalışması geldikçe, yerel yönetimler çalışması rafta bekliyor.




Kendini tek başına başkan gibi hisseden varsa, yanılgı içinde olduklarını düşünüyorum. Kendi yönetim kadromuz içinde başkan yardımcılarımızı, müdürlerimizi atama yetkimiz var. Bu doğru. Ama mekanizmaya bakarsanız, bizimde bağlı olduğumuz bir kaymakamlık ve İçişleri Bakanlığı var. Arkadaşlarımız öyle hissediyorlarsa, demek onlara öyle hissettiriliyor.

■ CHP’nin bu süreçte izlediği politikayı nasıl buluyorsunuz?

Çok doğru buluyorum. CHP’nin bu sürecin siyasal bir süreç olmadığını vurgulayarak, hiçbir siyasi miting düzenlememesini, toplumun her katmanıyla iletişime geçmesini çok doğru buluyorum. O yüzden Sayın Genel Başkanımıza ve bu kavramlarla sahaya dağılan tüm partililere teşekkür ediyorum.

Çok dikkat etmemiz lazım. Şu an bizim siyasi parti bayrağımız yok, bizim bayrağımız Türkiye Cumhuriyeti’nin bayrağı. Doğru anayasal tercih yapmazsak, referandumdan sonra sallayacak parti bayraklarımız kalmaz.


'ÖNERİLEN SİSTEM ÇOĞULCU DEĞİL'


■ Parlamenter sistemin eksiklikleri yok mu?

Tabii ki var. Zaten bunun mücadelesini veriyoruz. Bugün Türkiye’de hala hukuk sistemi, temel hak ve özgürlükler tartışılıyorsa elbette ciddi sıkıntılar vardır. Halkın ya da iradenin yönetim yetkisi daha çoğulcu ve denetlenebilir kavramlarla olmalı.

Tek kişiye dönük bir yoğunlaşma çok yanlış. Bunu düzeltmek yerine maceraya atılmanın hiçbir anlamı yok. Bir kesimi yok sayarak, yeni bir sistem kurgulayamazsınız. Demokrasi her ne kadar çoğunluğun yönetme hakkı olsa da azınlığın da var olma hakkıdır. Önerilen sistem, çoğulcu ve denetlenebilir değil.