Kültür - Sanat Eleştirmenleri Vurun
Paylaş
Eleştirmenleri Vurun

Onları yükseğe asın!...Tunca Arslan, memleketin ‘eleştirmenlik’ kurumuna karşı aldığı tavrı netleştirdiği kitabı ‘Eleştirmenleri Vurun!: Sinemanın Lanetlileri’ ile tarihe ‘şaşırtmayan’ notlar düşüyor

Murat ÖZER/ cinemozer@gmail.com


Tunca Arslan isminin benim için anlam ve önemi bir başka olmuştur her zaman. Eleştirmenliğe adım attığım günün ‘kahraman’ıdır o. 1990’da, yüzünü ilk kez gördüğü genç bir ‘yazar adayı’yla 2000’e Doğru’daki sayfalarını paylaşma cesaretini göstermiş, sonrasında da hem meslektaş hem de dost olarak hayat patikasında eşlik etmiştir o ‘genç’ yazara. Keskin kalemi mi? O da onun alametifarikasıdır, zaman zaman kimilerinin canını epeyce yaksa da.

“Eleştirmenleri Vurun!: Sinemanın Lanetlileri” ise Tunca Arslan’ın kaleminin keskinliğini ete kemiğe büründüren bir kitap. Adını François Truffaut’nun “Piyanisti Vurun” (1960) filminden alan kitap, Arslan’ın yıllar içinde biriktirdiklerinin su yüzüne çıkmasıyla oluşuyor.

İlhamını film adlarından alan dört bölümden mürekkep “Eleştirmenleri Vurun!”: Birinci bölüm “Yağan Taşlar” (Ken Loach; 1993), ikinci bölüm “Onları Yükseğe As” (Ted Post; 1968), üçüncü bölüm “Sekiz Adam Dışarı” (John Sayles; 1988) ve dördüncü bölüm “Vampirle Görüşme” (Neil Jordan; 1994).

Eleştirmenlere ‘özlü sözler’

Tunca Arslan, ‘Giriş’ yazısında her şeyi açıklıyor aslında: “Bu kitap, ‘eleştirisiz ve eleştirmensiz’ bir dünya özlemi içinde olanlara, her fırsatta ‘eleştirmenleri vurun!’ diye bağıranlara karşı yazıldı.” O böyle söyleyince gerisi de çorap söküğü gibi geliyor tabii.

“Yağan Taşlar” bölümü, ‘eleştirmenlik’ hakkında dile getirilmiş ‘özlü sözler’le hayat bulurken, kitabın bütününü tarif eden Türkiye ayağının ağırlığı göze çarpıyor bu bölümde. Kimler neler dememiş ki!

Kitabın omurgasını oluşturan “Onları Yükseğe As” bölümü, 150 sayfa boyunca tarihsel süreç içinde film eleştirmenliği kurumunun yaşadıklarına yöneltiyor ilgisini. Özellikle Sinan Çetin’le ilgili yazıların ‘ister istemez’ öne çıktığı bu bölüm, ‘eleştirmenleri vurma’ eyleminin lafta kalmadığını da belgeliyor bir yandan.

Üçüncü bölüm “Sekiz Adam Dışarı”, Tunca Arslan’ın vaktiyle yayımlanıp ses getirmiş ‘eleştirmenlik’ yazılarına ev sahipliği yapıyor.

Bunlardan ilkini unutmak mümkün değil tabii: Antrakt’ın Ağustos 1992 tarihli 11. sayısında yayımlanan “Birbirimizi Paspas Gibi Çiğneyelim!” başlıklı yazı, özellikle o dönemde genç eleştirmenler arasında büyük heyecan yaratmış, sonrasındaki artçı sarsıntılarla birlikte uzun süre gündemde kalmıştı.

Tarihe düşülen notlar

Son bölüm ‘Vampirle Görüşme’ ise Arslan’la SİYAD Başkanlığı döneminde yapılmış üç söyleşiye yer veriyor. Bölüm başlığında yazarın kendini ‘vampir’ olarak tanımlaması ilginç!

‘Eleştirmenlik’, tekil örnekleri bir kenarda bırakırsak, tarihin her döneminde ‘istenmeyen’ kurum kimliğiyle varlığını sürdürmüş. Bundan sonra da sürdürecek kuşkusuz. Tunca Arslan’ın tarihe düştüğü ‘şaşırtmayan’ notlar ise bu kuruma yeni ‘vurulma’ serüvenlerinde eşlik edecek...



Eleştirmenleri Vurun
Tunca Arslan
Kırmızı Kedi
264 sayfa

Haberin Devamı