Cumartesi Postası 'En güzel dönem seti bizimki'

'En güzel dönem seti bizimki'

Paylaş
'En güzel dönem seti bizimki'

Türk televizyon tarihinin en büyük prodüksiyonlarından biri olarak tanıtılan 'Bir Zamanlar Osmanlı-Kıyam' dizisi bu hafta TRT 1'de izleyicisi ile buluşuyor

Röportaj: Nilüfer Kas
n.kas@hotmail.com


Daha yayına girmeden ilgi çeken dizi, çok sayıda ünlü sanatçıyı da bir araya getiriyor: Türk Sineması’nın Sultanı Türkan Şoray, Cemal Hünal, Aslı Tandoğan, Tolga Karel, Öykü Çelik, Fırat Tanış, Hazım Körmükçü... Osmanlı’nın büyük dönüşüm yaşamaya çalıştığı Lale Devri’ni ve onu kesintiye uğratan Patrona Halil İsyanı’nı anlatan dizinin yayınından önce Türkan Şoray, Cemal Hünal ve yapımcı Burhan Özkan sorularımızı yanıtladı.

DİZİNİN ÖZELLİKLERİ


- Ana oyuncu kadrosunda 26 ünlü isim yer alıyor.
- Savaş sahnelerinde 100’e yakın figüran rol aldı.
- İzmit’te 260 dönümlük bir plato kuruldu.
- Plato 260 dönüm arazi üzerinde ve kurulu 100 dönüm kapalı alana sahip. Platoda marangozhane, demir atölyesi ve boyahane dışında, konfeksiyon, deri ve döşeme atölyeleri, hatta 15 at kapasiteli at çiftliği var.
- Dış mekan dekorları olarak Osmanlı sokakları, Galata Meydanı ve Ayvansaray tasarlandı.
- Kostümler, platoda bulunan 400 metrekarelik bir atölyede hazırlanıyor. Bu atölyede, 5 kişilik tasarım ekibinin başında olduğu 10 terzi, 1 nakış ustası ve 1 deri ustası çalışıyor.

Türkan Şoray (Hatice Sultan: Padişah III. Ahmet’in kardeşi)

'Genlerimde o dönemin kadınını da taşıyorum'


Uzun bir aradan sonra diziye nasıl ikna oldunuz?

Diziler hayatımızın bir parçası oldu, çok izleniyor ve kitleleri etkiliyor. Dolayısıyla oyuncu olarak sorumluluğumuz artıyor. Bu sebeple çok seçici davranıyorum. Bu bir dönem dizisiydi, cazipti. Ciddi bir yatırım yapılmıştı. İzmit’teki setin Osmanlı dekorları muhteşemdi. Bu rolle, o dönemin havasını koklamayı ve yaşamayı istedim.

Hatice Sultan rolü için nasıl bir hazırlık süreci geçirdiniz?

Olayın akışı içinde Hatice Sultan zaman zaman görülüyor. Tüm yükü genç, yeni oyuncular yüklendi. Lale Devri’ni çok iyi bilmek için tarihi kitaplar okudum. Hatice Sultan’ın, kardeşi olan Padişah III. Ahmet üzerindeki etkisi tarih kitaplarında da belirtilmiş. Bu da benim rolüme iyice inanmamı sağladı.

Tarihi bir karakteri canlandırmanın zorlukları ne?

Bu, yorumunuzla ilgili. Çünkü o karakterin bugün hayatta gerçek karşılığı yok. Yani tanıma ve gözlemleme şansım yoktu ama herhalde saray şartlarında bu karakter ‘edalı, buyurgan, kendinden emin, soğukkanlı, gerektiğinde acımasız, gerektiğinde yumuşacık ve çok kadınsıdır’ diye düşünüp buna göre oynamaya çalışıyorum.

O döneme ait kıyafetler, aksesuarlar, makyaj güzel mi?

Olağanüstü kıyafetler, kat kat danteller, simli nakışlar, kadifeler, kürkler... Hepsi birer sanat eseri. Her kıyafette müthiş bir emek ve göz nuru var. Yeni giyeceğim her kostümü gördükçe heyecanlanıyorum. Yalnız bunun zorluğu da var. Kat kat olan kıyafetleri taşımak, başımdaki görkemli kavuklar beni biraz zorluyor ama o ihtişamlı görüntü için katlanmak zorundayım.

Siz o dönemin mi bu dönemin mi kadınısınız?

Genlerimde o dönemin kadını vardır mutlaka ama ben bugün çağdaş, özgür, kendini her yerde ifade edebilen, hayatın tam içinde yaşayan bir kadınım.


KİM KİMDİR?

Türkan Şoray: Hatice Sultan
Cemal Hünal: Murat
Aslı Tandoğan: Canseza
Tolga Karel: Kasım
Hazım Körmükçü : Damat İbrahim
Fırat Tanış: Patrona Halil
Öykü Çelik: Çeşmidil
Kerem Atabeyoğlu: III Ahmet
Suat Sungur: İbrahim Müteferrika
Nilay Erdönmez: Goncanigar

Cemal Hünal (Solakbaşı Murat)

'Muhteşem Yüzyıl’la karşılaştırılmamız kaçınılmaz'

Büyük prodüksiyonun heyecanı da büyük...

Tabii ki. ‘Bir Zamanlar Osmanlı’nın seti, gördüğüm en güzel dönem seti oldu. İnanılmaz bir kostüm atölyesi, dünyaları yeniden yaratan bir sanat ekibi, hiç bir kareden ödün vermeyen bir yönetmen, meşalelerle ışık yapan bir görüntü yönetmeni ve en iyisi için her şeyi göze alan bir yapımcı olunca, doğal olarak bulunduğum proje daha çok heyecan veriyor.

Canlandıracağınız karakterin özellikleri kaynaklarda yer alıyor mu?

Hayır. Canlandırdığım karakter dönem olayları içine yerleştirilmiş bir kahraman. Tüm dünyayı çevresinden soyutlamışken bir anda dünyası başına yıkılıveriyor ve kendini Patrona Halil isyanlarına giden olayların içinde buluyor.

Tarihe meraklı mısınız?

Çok. En sevdiklerim, tarih kitaplarıdır. Özellikle antik çağlardan günümüze kadar dünya savaş tarihi ilgi alanımı oluşturuyor. Hele elektriğin bulunmasından önceki yaşam bence daha ilginç.

Dönem dizisinde oynamanın avantaj ve dezavantajları ne?

Kostümler, dekor, senaryo ve genel olarak taşınan tavır, bir dönem işinde tabii ki çok ilham verici. Bunun sette her zaman oyuncuya faydası oluyor. Özellikle bizim çalıştığımız gibi devasa platoların içindeyseniz, kolçakları takmak biraz vakit alıyor. Ama kostümcünün ve sanat yönetmeninin işi daha zor.

Role nasıl hazırlandınız?

15 senedir at binip kılıç kuşanıyorum, haliyle ister istemez bu role hazırdım. Favori sporu atlı okçuluk olan bir oyuncu için, böyle bir proje bulunmaz fırsat ve fazlasıyla eğlenceli.

Geçmişte at kazası geçirdiniz. Bu dizide at binecek misiniz?

Kazadan 28 gün sonra Kağıthane’de cirit oynuyordum. Yani at binme konusunda sorun yok.

Ön hazırlığı 1,5 yıl süren, büyük bütçelerle çekilen bir dizinin reytingini oyuncu olarak düşünür müsünüz?

Hayır. Ben sadece rolü ve aksiyonu düşünürüm. Bu şartlarda çalışıp, günümü gün edip, her fırsatı değerlendirmek varken oturup reyting hesabı yapamayacağım.

Bunun bir dönem dizisi olması, diğer örnekleri akla getiriyor. Bu dizinin ‘Muhteşem Yüzyıl’ ile karıştırılma riski var mı sizce?

Dönem işleri kendi aralarında, romantik işler kendi aralarında ve dramalar kendi aralarında her zaman karşılaştırılır. Bu kaçınılmazdır.

Burhan Özkan (Yapımcı)

Türk dizi tarihinin en masraflı yapımı oldu

Dönem dizilerinde seyirci, olayların tarih sayfalarındaki gibi birebir yansıtılmasını istiyor. Aksi olduğunda tartışılıyor. Sizin dizinizde kurgu ve gerçeklik ne oranda kullanıldı?

Biz belgesel değil, dönem draması çekiyoruz. Amacımız, işimizin gereği olarak ilgi çekici, heyecan verici ve böylelikle izlenebilir diziler yapmak. İnsani ve toplumsal sorumluluğumuzsa tarihimizi incitmemek, çarpıtmamakla sınırlı. Kimse bizden devasa bir bilimsel disiplin olan tarihi ikame edecek bir şey beklememeli. Kahramanlarımız ve olaylarımız, ilhamını tarihten alır ama tamamen hayal ürünü ve kurmacadır.

‘Muhteşem Yüzyıl’ ile kıyaslanmanız kaçınılmaz olacak gibi. İzleyiciden önce dizinin yapımcısı olarak siz iki diziyi kıyaslar mısınız?

İkisi de yiyecek diye elma ile eti nasıl kıyaslayamazsak bu dizileri de kıyaslamamız mümkün değil. ‘Muhteşem Yüzyıl’ gerçekten güçlü bir dizi oldu ve tarihe olan ilgimizi arttırdı. O bir aşk hikâyesi. Ve sarayı anlatıyor. Bizimki ise bir isyanın hikayesi ve ağırlıkla sokakta geçiyor. Osmanlı’ya ve tarihe meraklı herkesi bizi izlemeye çağırıyoruz, çünkü ortaya gerçekten izlemeye değer bir şey çıktı.

Bütçesi yüksek bir dizi mi?

Bu dizi için Kocaeli Belediyesi’nin desteği, TRT’nin verdiği ilham ve cesaretle, neredeyse Avrupa’nın en büyük film platosunu kurduk. Türkiye dizi ve film tarihinin en masraflı, en büyük, en fazla emek gerektiren yapımı oldu.

( 10.03.2012 tarihli Cumartesi Postası'ndan alınmıştır. )

Haberin Devamı