Cumartesi Postası 'Enstrümanımız vücudumuz ona iyi bakıyoruz'

'Enstrümanımız vücudumuz ona iyi bakıyoruz'

Paylaş
'Enstrümanımız vücudumuz ona iyi bakıyoruz'

“Dans etmek bizim yazgımız” diyen dünyaca ünlü flamenko dans grubu Los Vivancos yarın Cemal Reşit Rey'de İstanbullu hayranlarıyla buluşacak

7 yakışıklı düşünün, aynı sahnede, en karizmatik halleriyle flamenko dansı yapıyorlar. Elias, Josue, Josua, Cristo, Aaron, Israel, Judah. Üstelik hepsi kardeş.

Okuma yazma bilmeden, enstrüman çalmaya ve dans etmeye başlayan 7 kardeş küçüklükten beri birbiriyle çok iyi anlaşıyormuş. Tek dertleri aynı kadınlara aşık olmaları... Grubun kendini ‘en karizmatik’ olarak tanımlayan dansçısı Josua ile konuştuk...

7 kardeşin 7’sini de dansçı yapan sebep nedir?

Bu belki de en başından itibaren kaderimizdi, dansçı olan babamıza hepimiz çok hayrandık, büyüdüğümüzde onun gibi olmayı hayal ediyorduk. Biz 12 kardeşiz ve çocukken hepimiz babamıza çok özenirdik. Çok küçük yaşlardayken dans etmek bizim için bir oyun gibiydi.

Profesyonel olarak ne zaman dans etmeye başladınız?

Henüz ergenlik çağına gelmeden dans okullarına kayıt yaptırdık. Hepimiz konservatuar mezunuyuz. Ama Barselona Dans Konservatuarı’na kayıt yaptırmadan önce kardeşler arasında dansa en çok ilgi duyan biz 7’mizdik... Babamız bizi büyük bir proje gibi düşünerek yönlendirdi. Babamız Pedro bizim idolümüz ve hocamız oldu. Profesyonel hayatına rağmen bize vakit ayırdı ve hepimize tek tek dans etmeyi öğretti. Sadece bu da değil, dövüş sanatlarını da öğretti ve bu bize flamenkoda güçlü bir duruş kazandırdı.

Konservatuardan sonra hepiniz ayrı ayrı çalışmalar yaptınız, neden tekrar bir araya geldiniz?

Bir araya gelmek planladığımız bir şeydi. Farklı gruplarla, farklı dans tarzlarında deneyim kazanmak istiyorduk. İspanya ve İspanya dışında birçok dans grubuyla çalıştık. İskoç balesinden, Fransız dans topluluklarına kadar hepimiz farklı isimlerle deneyimler kazandık. Örneğin Israel ve ben Joaquin Cortes’le çalıştık, harika bir tecrübeydi.

Ayrı geçen yıllar size olumlu olarak dönmüş ki ki şimdi dünyaca tanınan bir Los Vivancos var.

İlk günkü enerjimizi koruyoruz ama daha olgunuz. Sonuçta sahne tecrübemiz arttı, sorunlarla daha kolay başedebiliyoruz ama çocukluğumuzdan beri aynı tutkuya ve enerjiye sahibiz...

Sahnede gayet uyumlu görünüyorsunuz. Çocukken nasıldınız, birbirinizi korur kollar mıydınız yoksa kavga mı ederdiniz?

Annelerimiz farklı farklı, aslına bakarsanız bir futbol takımından fazla kardeşimiz var. Bizim en büyük avantajımız babamızın, annelerimizin ayrı olmasına rağmen bizi kardeş gibi büyütmesi oldu. Asla birbirimize uzak olmadık. Hepimizin kendi yaşantısı vardı ama babam sayesinde sık sık bir araya geliyorduk. Ergenlik çağındayken dans ettiğimiz topluluklarla dünyayı gezmeye başlamıştık.

Hepiniz kadınların çok ilgisini çeken yakışıklı erkeklersiniz. Bunu sık sık duyuyor olmalısınız. Peki özel olarak daha yakışıklı olmak ya da formda kalmak için yaptığınız şeyler var mı?

Evet bu iltifatı sık sık duyuyoruz. Ve inanın iyi görünebilmek için çok ama çok emek harcıyoruz! Hepimiz vücut çalışıyoruz, çok sıkı spor yapıyoruz. Flamenkoda vücudunuz çok etkileyici bir enstrüman oluyor, hem enstrümanımıza hem dansımıza çok özen gösteriyoruz. Turnelerde çok iştahlı oluyoruz, hem yollarda hem de provalarda çok yoruluyoruz, doğal olarak enerjiye ihtiyacımız oluyor. Sonuçta yemek konusunda kimi zaman fazla kontrol dışı olabiliyoruz ama hem spor yaptığımız hem de her gün saatlerce dans ettiğimiz için formumuzu koruyoruz.

Kavga eder misiniz?

Dövüş sanatı da biliyorsunuz, ediyorsanız karşınızdakinin vay haline! Kavgacı kişiler değiliz. Biz kardeşleri soruyorsanız, uzlaşamadığımız konu yok. Aslında herhangi birimiz lider gibi davransaydı belki daha çok uyumsuzluk yaşardık. Herhangi bir konuyu birlikte tartışarak çözüyoruz. Dövüş sanatı bizim sahnedeki duruşumuzu çok daha erkeksi yapıyor, hepsi bu. Ama bu flamenko için çok önemli. Kısacası kardeşten çok arkadaş gibiyiz, bunda aynı mesleği ve yaşam tarzını paylaşmanın da etkisi çok büyük ama kimi zaman turnelerde ufak sorunlar yaşıyoruz. Mesela sıklıkla aynı kızlardan hoşlandığımız oluyor!

Eyvah! O durumda ne yapıyorsunuz?

Her defasında aynı kızlar için rekabet ediyoruz, sürekli seyahatteyiz ve aynı ortamlardayız. Dolayısıyla hep aynı kişi için rekabet etmek zorunda kalıyoruz. Genelde hatta her defasında ben kazanıyorum. Bu konuda yıllardır Israel ve ben iyi birer rakip olduk. Ama hiçbir zaman bu konu aramızda büyük sorun olmadı.

Gezdiğiniz bütün ülkelerde kız arkadaşlarınız oluyor mu?

Özellikle küçük yaşlardayken bu güzel bir fikir gibi görünüyordu ama turneler ve çalışma programımız yüzünden ciddi ilişki yaşamak konusunda zorlanıyoruz. Pasion Turca ile çok yoğun bir programımız var, bu kadar ülkeyi gezerken ciddi bir ilişki çok zor ama yine de bu konuda en başarılımız Israel. Şu anda çok güzel bir ilişki yaşıyor.

Kızların tacizine uğruyor musunuz?

Taciz çok ağır bir kelime olur ama gösteri sonrasında kuliste bizimle tanışmak için bekleyen çok fazla kadın hayranımız oluyor. Hatta konser sonrasında arabamızın önünü kesen kızlar oluyor! Ama bu asla bir taciz değil, hepimizi çok mutlu eden, olağanüstü bir ilgi.

En çok hanginiz beğeniliyor?

Galiba Israel ve ben diğerlerini kızdıracak kadar çok ilgi görüyoruz ama söylediğim gibi gittiğimiz her ülkede Los Vivancos olarak yaşadığımız ilgi olağanüstü. Bunu yeni projelerimizde de devam ettirmek için kendimize çok iyi bakmamz gerekiyor.

Kaç yaşlarındasınız?

Yaş aralığınız ne? 1980 doğumluyum ve boğa burcuyum. Ama diğerlerinin yaşlarını onlara sormanız lazım. Aramızda çok fazla yaş farkı yok. Bizim meslekte yaş hassas bir konu, ama ben 30 olmak üzereyim.

Hepiniz bekarsınız, ailenden de baskı vardır eminim. Evlenmeyi, çocuk sahibi olmayı düşünmüyor musunuz?

Hepimiz babamızı örnek alıyoruz. Aile kurmak istiyoruz ama özellikle şu andaki iş tempomuz, projelerimiz sağlıklı bir ilişki ve aileye izin vermiyor. Sanırım bunun için biraz daha zamana ihtiyacımız var.

Yarın Cemal Reşit Rey’de yapacağınız gösteride İstanbullular’a sürprizleriniz var mı?

Gösterimiz bizim hikayemiz, buraya nasıl geldiğimizi dans ederek anlatıyoruz. Hepimiz zamanında farklı farklı dans türlerini denedik, kendimizi geliştirdik ve kişiliğimizi flamenkoyla ifade ettiğimize karar verdik. Gösterimizde break danstan rock müziğe kadar farklı müzik türleriyle geçtiğimiz yolları ve tabii flamenkoyu anlatıyoruz.

Türkiye’de genelde sanatçıların yakışıklılığı veya güzelliği sanatçının yaptığı işin önüne geçebiliyor. Dış görünüşünüzün gösterinizi gölgelemesinden korkuyor musunuz?

Gösteride bunun hiç de öyle olmadığını fark edeceksiniz. Dansımız ve dansçı imajı o kadar güçlü ki, gösterimizi fiziğimizin gölgelemesi mümkün değil.

Bir flamenko dansçısı yeteneği dışında başka ne tür özelliklere sahip olmalı?

Karizma... Flamenkonun bütün meselesi kendini ifade etmek üzerine kurulu.

Birlikte mi yaşıyor musunuz?

Sıklıkla birbirimizin evlerinde kalıyoruz. Aslında hepimizin ayrı evleri var ama buna rağmen özellikle turne dönüşlerinde ve prova sonrasında çok sık birbirimizde kaldığımız oluyor. Bu anlamda neredeyse beraber yaşıyor sayılabiliriz.

RÖPORTAJ: EYLEM KESKİN

eylem.keskin@posta.com.tr

3

Haberin Devamı