"Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Meclis grubuna yaptığı konuşma tamamen AK Partili vekillerin duygularına hitap etmeyi amaçlıyordu.
Daha önceden planlanmayan bu konuşma, bir önceki akşam parti kapatmayı zorlaştıran maddenin referandum sınırı olan 330’un altında kalarak değişiklik paketinden düşmesi üzerine ilan edilmişti.

Başbakan Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın hiçbir komplekse kapılmadan ‘Nedeni önemli değil, AK Parti içinden 8-10 kişi oy vermedi’ diye ifade ettiği durumun tekrarlanmaması için bir önlem olarak bu toplantıyı düşünmüştü.

Ancak akşamdan sabaha durumu zorlaştıracak bir gelişme olmuştu. Dün sabah birkaç gazetede birden yer alan bir fotoğrafta AK Parti Ankara Milletvekili (ve Erdoğan’ın ev sahibi, komşusu) Faruk Koca bazı isimleri temize çekiyordu. Kuliste, Koca’nın AK Parti içinde Erdoğan’ın özel karşı-casusluk ajanı olduğu esprilerine de yol açan bu durum, vekilleri huzursuz etmişti.

Koca’nın listesinin 69’uncu madde değişikliğinin paketten düşmesine yol açan vekillerin isminden oluştuğu öne sürülüyordu. AK Parti grup toplantısı listede adı olan Kürşat Tüzmen’in yüksek sesli uyarıları altında gerilimli bir havada başladı.

YOLA DEVAM AMA NASIL?

Erdoğan da CHP’nin (ve İsmet İnönü’nün) yerin dibine batırılıp, AK Parti’nin göklere çıkarılması ve birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyulan şu günler konusu etrafında örülmüş hamasi bir konuşma yaptı.

Toplantının basına kapalı kısmının daha da gergin geçeceği belliydi. MHP’li Deniz Bölükbaşı tam sohbet ettiği gazetecilere Erdoğan’ın ‘Veda hutbesi’ verdiği esprileri yapıyordu ki, AK Parti toplantısı dağıldı ve vekiller, bakanlar adeta patlamış bir kazan dairesinden kendilerini dışarı atar görüntüde kulise boşaldı. Kürşat Tüzmen ve Meclis Başkanvekili Sadık Yakut gibi ‘Koca listesinde’ adı olan -ve ülkücü kökenli- iki ismin sert birer konuşma yaptığı öğrenildi. Tansiyon yükselmişti.

Nitekim bir süre sonra Tüzmen ve Vahit Erdem, Koca’yı Genel Kurul’da sıkıştırdılar. Enerji Bakanı Taner Yıldız gelip -yazılı açıklama ile özür dileyen- Koca’yı Meclis bahçesine çıkarıp kurtarabildi.

Kulis’te Başbakan Erdoğan etrafında toplanan vekillerle sohbet ederken rahat görünüyordu. Eski Meclis Başkanı -ve Koca listesi mağduru- Köksal Toptan’ı görünce yanına davet etti, Toptan’ın gerginliğini hoş sohbetle gidermeye çalıştı.

Bazı yorumcuların AK Parti içine yerleştirilmiş gizli Ergenekon ajanları türünden komplo teorilerine yol açan fireler, çoğu vekilin canını sıkmıştı. Savunma Bakanı Vecdi Gönül ve Devlet Bakanı Mehmet Aydın kuliste yalnızlığı tercih ederek düşünceyle dolaşıyordu. Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ile AK Parti Birinci Başkan Yardımcısı Abdülkadir Aksu ise, vekil gruplarıyla şakalaşıp yangın söndürme çalışmalarına aktif katılan isimlerdi.
Ne de olsa Erdoğan ‘Yola devam’ demişti, onlar da devam ediyordu.

BAYKAL BASTIRIYOR

O sırada CHP lideri Deniz Baykal, Meclis grup konuşmasında önceki akşamdan beri konuşulan bir senaryoya gerçeklik kazandırdı.
Baykal, dün akşam oylanan Anayasa Mahkemesi oluşumu ve bugün oylanması beklenen Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) oluşumu maddelerini kast ederek, ‘Bu iki madde paketten düşerse, referanduma gerek kalmayacak şekilde diğer maddeleri destekleyeceğiz’ dedi.

Bu durum, gözleri AK Parti’ye çevirdi. Acaba bu iki maddenin de paketten düşmesi durumunda AK parti CHP’ye bu eli vermemek adına paketin tamamını geri çekmeyi mi düşünürdü.

Bu soruya cevabı Başbakan Yardımcısı Arınç verdi: Hayır, AK Parti teklifi çekmeyecekti. Baykal’ın önerisini ‘inandırıcı ve samimi’ bulmuyorlardı. AK Parti yoluna devam edecek, paketi çıktığı kadarıyla referanduma taşımaya çalışacaktı.

Arınç, parti kapatmanın zorlaştırılması maddesinin paketten düşmesi için “Dünyanın sonu değil, bir yol kazası” diyor; “Bizim için YAŞ kararlarının yargıya taşınması, ya da ombudsmanlık daha az önemli değil.”

AK Parti, aslında amiral battı oyununda amiral gemisinin isabet almasına benzeyen bu durumu olduğundan önemsiz göstermeye, özellikle kimlerin yan çizdiği konusunda cadı avı başladığı görüntüsü vermemeye çalışıyor. Ama AK partili vekiller listelenmemek için artık oy verme kabininin perdesini çekmemeye başladı.

Dünkü Anayasa Mahkemesi yapısı oylaması bu atmosferde yapıldı, 337 oyla geçti. Gözler bugünkü oylamada."