Oral Çalışlar Erdoğan'ın AK Parti'ye dönüşü
HABERİ PAYLAŞ

Erdoğan'ın AK Parti'ye dönüşü

Haberin Devamı

Üç hafta sonra, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin başında olacak. Hem devletin başı, hem iktidarın başı, hem AK Parti'nin başı haline gelecek.

Bu tablo, referandum kampanyası sırasında otoriterleşmeye yol açacağı iddiasıyla, çok tartışıldı. Şimdi uygulamaya tanık olacağız.

Erdoğan, “AK Parti'nin başına geçme” isteğini, sanırım, Ahmet Davutoğlu'nun Başbakanlığı döneminde, net bir şekilde hissetti. Hükümet, bir icra organı olarak faaliyetlerini sürdürürken, Cumhurbaşkanı olan Erdoğan, bu uygulamalara istediği kadar düzenli etki edemediğini gördü. Parti örgütüyle de, eskisi kadar içiçe hareket edemiyordu.

AK Parti’deki değişim

Son birkaç yıl içinde, AK Parti içinde, değişimler yaşandı. Partinin önde gelen isimlerinden, Abdullah Gül, Bülent Arınç, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan, Beşir Atalay, şu anda tamamen sürecin dışında. Birçok “önemli” ismi daha yanlarına eklemek mümkün.

Erdoğan, adım adım iktidarın gücünü elinde toplarken, birlikte başladığı arkadaşlarının bir kesiminden koparak yoluna devam etti. Şimdi, 21 Mayıs Kongresi, bu süreç açısından, yeni tasfiye hamlelerini getirebilir. Başbakan ve bazı bakanlar gidebilir. Belediye başkanları istifaya davet edilebilir.

Başkanlık seçimi

16 Nisan anayasa referandumu, AK Parti ve Erdoğan açısından, uyarıcı mesajlar içeriyor. Yüzde 51.4'lük "evet"in içinde, anketlerden anlaşıldığı kadarıyla, yüzde 3'lük bir MHP oyu var.

Tabii, daha önemlisi, kaybedilen büyük şehir oyları ve gençlik oyları. Şimdiye kadarki tecrübe gösteriyor ki, büyük şehirler, siyasetin ana dinamikleri. Oralardan gelen işaret, etkisini sonraki seçimlerde mutlaka gösterir. Gençlik içindeki desteğin azalması da önemli. AK Parti, askeri ve bürokratik vesayetle mücadelede, en çok gençliğin desteğini kazanmıştı. Şimdi bu açıdan da alarm zilleri çalıyor.

Bu tabloyu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, herkesten iyi okuduğunu (okumak zorunda olduğunu) düşünebiliriz. Bu iki seneyi, kaybettiklerini kazanmak ve istediği düzeni kurmak için kullanmayı planlayacaktır.

AK Parti kurulurken, ortak aklı harekete geçiren, partinin ve taraftarlarının "eğilimi"ni önemseyen, çoğulcu bir görünüm vardı. Askeri ve bürokratik vesayetle mücadelede, genel demokratik kamuoyunun ve Avrupa Birliği'nin desteğini ciddiye alan bir çizgi izlendi. Önemli değişimlere öncülük edildi.

Şimdi manzara epeyce değişik. OHAL ve yasakların giderek arttığı bir dönemdeyiz.

Bakalım 21 Mayıs sonrasında nasıl bir tablo ortaya çıkacak...

Sıradaki haber yükleniyor...
holder