Siyaset Erdoğan'ı ağlatan idamlar
Paylaş
Erdoğan'ı ağlatan idamlar

Başbakan Erdoğan, TBMM grup toplantısında 12 Eylül'de yapılacak referanduma neden 'evet' denmesi gerektiğini anlatmak için 12 Eylül'de idam edilen gençlerin mektuplarını okudu

Başbakan Erdoğan, TBMM grup toplantısında 12 Eylül'de yapılacak referandumda anayasa değişiklik paketine neden 'evet' denmesi gerektiğini anlatmak için 12 Eylül döneminde idam edilen gençlerin mektuplarını okudu.

Mektupları okurken sesi titreyen Erdoğan, gözleri doldu ve mektubu tamamlayamadı. Bu sırada AK Parti sıralarında oturan başta Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç olmak üzere bazı milletvekilleri de gözyaşlarını tutamayarak ağladı.

ERDOĞAN'IN AÇIKLAMALARI

"Belki şu anda anlatacaklarım biraz farklı olacak. Yakın siyasi tarihi, ama trajik bir siyasi tarihi önünüze getireceğim. Bakınız Necdet Adalı daha 19 yaşında bir lise öğrencisiyken, cinayet işlediği iddiasıyla 1977 yılında tutuklandı.

Bende o zaman bir siyasi partinin İstanbul Gençlik Kolları Başkanıyım. Suçsuzluğundan, serbest bırakılacağından o kadar emindi ki, cezaevinde arkadaşlarının firar girişimine katılmadı.

Kendisini yargılayan hakim Necdet Adalı’nın masum olduğunu iddia etti. Necdet Adalı 22 yaşındayken, 8 Ekim 1980’de asılarak idam edildi. Şair Nevzat Çelik’in Adalı için yazdığı o ünlü şiir aslında bu zamansız ölümü en güzel şekilde resmediyor.

Gerçekten çok duygusal: ''Beni burada arama anne, kapıda adımı sorma, saçlarına yıldız düşmüş koparma anne ağlama. Kaç zamandır yüzüm tıraşlı, gözlerim şafak bekledim, uzarken ellerim kulağım kirişte, ölümü özledim anne yaşamak isterken delice''

AİLESİ ZİYARETE GELDİĞİ ZAMAN ÖĞRENDİ

Bu ara bir televizyon kanalında, o günlerde idam kararlarının nasıl verildiğini izliyorsunuz değil mi? Bir bu yandan bir o yandan. Sonradan suçlular yakalandı ama Necdet Adalı geri gelmedi.

12 Eylülcüler, kendi ifadeleriyle asılan bir solcuyla denge kurmak için bir de sağcı idam etmek istediler. Necdet Adalı’dan birkaç saat sonra Mustafa Pehlivanoğlu darağacına yürüdü.

Ailesi 3 gün sonra ziyarete geldi ve oğullarının idam edildiğini öğrendi. Mustafa’dan geriye şu satırlar kaldı. O da gerçekten çok anlamlı satırlar.

PEHLİVANOĞLU'NUN AİLESİNE YAZDIĞI SON MEKTUP

''Sevgili anneciğim ve babacığım, sizler beni bu yasa kadar büyüttünüz ve yetiştirdiniz. Benim sizlere karşı islemiş olduğum hataları ve suçlarımı affedin.
Hakkınızı helal edin. Ben sizlerin bir evladınız olarak, bugüne kadar Cenab-ı Hakk'ın ve Onun Resulünün, Yüce Peygamberimizin yolundan ayrılmadım. Alın yazımız böyle yazılmış.

Kader ne ise onu çekeceğiz. Ben de kardeşim Haydar gibi bir an önce Allah'ın huzuruna çıkacağım. Eğer benim günahım varsa Cenab-ı Allah'ın huzurunda çekmeye hazırım. Yok, bir yanlışlık sonucu ölümüme karar verenler, idam edenler Allah'tan bulsunlar.

Şunu hiç bir zaman unutmasınlar ki, Mustafa'lar ölür, Allah davası ölmez, milliyetçilik yaşar. Kellemi verdiğim bu yolun zaferi yakindir. Zafer her zaman Allah'a inananlarındır. Bunun için hiç üzülmeyin. Cenazemin arkasından ağlamayın, günahtır. Sizden ricam ağlamayın. Anne, sizlerle helalleşmek isterdim, fakat olmadı.

Hakkim varsa, hepinize helal olsun, siz de helal edin. Son olarak, abime, yengeme, yeğenime, bacıma selam eder, haklarını helal etmelerini dilerim. Nişanlıma da selam eder, Cenab-ı Allah'ın mutlu bir yuva kurması için ona yardımcı olmasını dilerim. Oğlunuz Mustafa''

ERDAL EREN 17'SİNDE ASILDI

Bir başka isim Erdal Eren. Daha 17 yaşındayken tutuklandı. 13 Aralık 1980’de, 18 yaşından küçük olmasına rağmen idam edildi.

12 EYLÜL'DE İŞKENCELERLE HESAPLAŞACAĞIZ

Keşke bazı parti liderleri vicdanlarına destek vererek dürüstçe konuşsa. Tam 30 gün sonra yine bir 12 Eylül günü bu işkencelerle, milletçe hesaplaşacağız.

Gencecik ölümlerle hesaplaşacağız, 17 yaşındaki çocukları yağlı urgana götürenlerle hesaplaşacağız. Mustafa’nın Allah’ından bulurlar dediği gün işte 12 Eylül 2010 günüdür. Yıllarca 12 Eylül ülkücülerin sesine kulak vermeyen MHP, siz hesaplaşamasanız da biz hesaplaşacağız.

4

Haberin Devamı