Ekonomi Ergün: Otomotivde yeni vergi yok

Ergün: Otomotivde yeni vergi yok

Paylaş
Ergün: Otomotivde yeni vergi yok

Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, otomotiv sektörüne yönelik ek vergi çalışmaları olmadığını belirterek, ''Otomotiv sektörü için ek vergiler düşünülmüyor. Bugün itibariyle böyle bir planlamamız söz konusu değil'' dedi

Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Haliç Kongre Merkezi'nde 6.'sı düzenlenen Kariyer Zirvesi'nin ardından ekonomi gündemine ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Haberin Devamı

Bir gazetecinin, daha önce yaptığı, ''Cari açığa yönelik önlemler kapsamında gerekirse otomotiv sektörüne ek vergiyi gündeme getirebiliriz'' açıklamasını hatırlatması üzerine Ergün, otomotiv sektörüne yönelik ek vergi çalışmalarının olmadığını bildirdi.

Ergün, henüz hükümetin kurulup, Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nun (EKK) toplanıp bu konularla ilgili bir karar almadığını belirterek, bu konuyla ilgili önceden de alınmış bir karar bulunmadığını kaydetti.

Bugün itibariyle Türkiye otomotiv sektörünün mutlak ihracatçı olma özelliğini kaybetme noktasında olduğunu dile getiren Ergün, şunları ifade etti:

''Otomotiv sektöründe ithalat ön plana çıkmaktadır. 5 milyar doların üzerinde dış ticaret fazlası veren bir sektördür. Ama 373 milyon dolara kadar, 2010 yılında bu dış ticaret fazlası düştü. 2011 yılında ise bunun eksiye düşme ihtimali var. İthalatın ön plana çıkma ihtimali var.

Haberin Devamı

Türkiye'de yeni marka ve modellerin üretilmesi ve Türkiye'den otomobil ihracatının artırılmasına, Türkiye'de yeni marka ve modellerin üretilmesine ve yerli marka otomobil üretimine, aynı zamanda Türkiye'de üretilen otomobillerin iç pazarda daha çok talep bulması amacıyla ifade ettiğim hadiselerdir. Yoksa otomotiv sektörü için veya başka sektörler için ek vergiler düşünüldüğü anlamına gelmiyor. Bugün itibariyle böyle bir planlamamız söz konusu değil.''

Bakan Ergün, şimdiye kadar Türkiye'de reel sektörün önünde engel olacak bir para ve maliye politikası izlenmediğini ve bugünden sonra da reel sektörün gelişimini üretim gücünü ve kabiliyetini olumsuz etkileyecek para ve maliye politikasının söz konusu olamayacağını söyledi.

Türkiye ekonomisinde tüketici kredilerinde bazı aşırı genişlemelerin önlenmesi amacıyla alınan birtakım tedbirler olduğunu, bu tedbirlerin reel sektörü olumsuz etkileyecek nitelikte tedbirler olmadığını anlatan Ergün, uygulamada bu tedbirlerin öngörülmeyen bir şekilde reel sektörü de olumsuz etkileyecek bazı etkiler meydana getirmesi halinde, gerekli önlemlerin alınacağını kaydetti.

'EKONOMİDE AŞIRI ISINMA YOK'

Haberin Devamı

Ekonomide bir ısınma olduğunu, ama bu ısınmanın ''aşırı bir ısınma'' diye ifade edilmesinin doğru olmadığına işaret eden Ergün, ''Dolayısıyla Türkiye'de eğer önümüzdeki hedeflere varacaksak, Türkiye'nin üretim gücünü artıran 230 milyar dolardan 740 milyar dolara çıkan üretimini önümüzdeki yıllarda 2 trilyon dolara, ihracatını 500 milyar dolara çıkartacaksak, bunu reel sektörle üreterek yapacağız. Dolayısıyla Türkiye'nin üretim ve ihracat gücünü tahrip eden politikaları hayata geçirmek gibi bir durum söz konusu olamaz. Sadece mevzi olarak tüketici kredilerini takip eden bir mekanizmalar geliştiriliyor. Onun ötesinde olumsuz etki meydana getirecek bir mekanizma yok'' diye konuştu.

Nihat Ergün, faiz politikalarının da çok dikkatle takip edilmesi gereken politikalar olduğunu vurgulayarak, faizlerin yükseltilmesi gerektiğine dair bir işaret olmadığını ifade etti.

Hükümet olarak faizlerin düşürülmesi, hatta reel faiz olarak sıfıra yaklaştırılması gibi bir hedefleri olduğunu anlatan Ergün, sözlerini şöyle tamamladı:

Haberin Devamı

''Dolayısıyla faizin ekonomi üzerinde yumuşak iniş etkisi yapacak, yükselterek yumuşak iniş etkisi yapacak bir mekanizma olarak düşünülmesi bazı ekonomistler açısından doğru olabilir, ama ekonomistler bu konuda tek bir görüşe sahip değiller. Kaldı ki bizim de ekonomi ile ilgili görüşlerimiz faiz oranlarının yükseltilmesinin ekonomiye olumlu etkileri değil, olumsuz etkilerinin daha fazla olduğu kanaatine sahibiz. Bu nedenle faiz oranlarını lüzumsuz yere yükselterek onu sık sık kuvvetli bir politika argümanı haline getirmek çok doğru bir yaklaşım değil.''

(A.A.)