Erkan Özerman sihirli değneği devrediyor

RÖPORTAJ: IŞIL CİNMEN

FOTOĞRAFLAR: BAHADIRHAN ERKOÇ

Erkan Özerman…

80 yaşında ama hâlâ vızır vızır. Kıyafetleri jilet, aklı zehir, Fransızcası sular seller gibi…Eski zaman beyefendilerinin son temsilcilerinden. Bazen sinirlenip kırıcı açıklamalar yapsa da, başarısı tartışılmaz.

30 yıldır elindeki sihirli değneğiyle kimi işaret ettiyse o şöhret oldu. Kenan İmirzalıoğlu, Kıvanç Tatlıtuğ, Çağatay Ulusoy, Burak Özçivit, Deniz Akkaya… Hepsi Best Model of Turkey podyumundan yürüyerek bize ulaştı. O en iyi modelleri seçip, ışıklandırmakla kalmadı… O ışıktan dizi sektörü de beslendi. Yolları Erkan Abi’leriyle kesişmeseydi setlerle buluşabilirler miydi, şüpheli.

Özerman, daha dünyada örneği yokken başlattığı Best Model’i 22 yaşındaki yeğeni Almila Özerman’a devrediyor. Bundan böyle yarışmalar ondan sorulacak!

■ Duyduğuma göre bütün ekibi değiştirmişsiniz!

Erkan Özerman: Bu yıl erkek takımı devre dışı kaldı. Kendi özel işlerinden dolayı Best Model ile gerektiği gibi ilgilenemiyorlar ne yazık ki. Koreograf, genel koordinatör, danışmanlarım... Hepsi başka görevlere tayin oldular. Sıra yeni nesilde!

■ Kovdunuz mu yani kaç yıllık çalışanları?

E.Ö: Hayır canım! Kie yardımcı olacağız. Best Model Türkiye ve dünya yarışmalarını hanımlar yürütecek. Bu sefer hanımlar saltanatı kuruyoruz.

■ Sizin gibi bir amcası olduğuna göre Almila da podyum ışıklarına alışıktır.

E.Ö: Daha üç yaşındayken podyumda yürüyordu! Ama kızımız mimar olmayı istedi ve babasını mutlu etti. Amerika’ya gidecekti ama benim çok yorulduğumu görmüş olacak ki, “Amca bu böyle olmaz. Bu yıl gitmekten vazgeçtim” dedi.

MİRASI YAŞATACAĞIM

■ Almila heyecanlı mısın?

Almila Özerman: Çok heyecanlıyım. Mimarlığa devam edeceğim ama bu mirası da yaşatacağım.

■ İlk işin Paris’teki Best Model mi olacak?

A.Ö: Ondan önce Türkiye’de yarışmamız var. 30’uncu Best Model Türkiye için müracaatlar 30 Nisan’a kadar devam ediyor. Eylül’ün ilk haftasında jürinin huzuruna çıkacaklar ve birinciler Fransa’da Türkiye’yi temsil edecek.

■ Türkiye’nin starlarının çoğunu siz yarattınız…

E.Ö: Gençlere yol gösteren, eğiten, bir baba gibi yönlendiren kişiyim. Yaratmak Tanrı’nın işi, oraya karışamam. Yapmak istediğim çok anlamlı bir şeydi ama Türkiye’de yaşayanların çoğu ve ne yazık ki yönetenler de bunu anlamadı.

TÜRKİYE TEKSTİLİ İÇİN...

■ Neydi yapmak istediğiniz?

E.Ö: Bak çocuğum, Fransa neden modada bir numara? Çünkü modayı devlet politikası olarak ele aldılar, yatırım yaptılar, marka oldular. Marka olmak ne demek bilir misin?

■ Sizden dinlemek isterim.

E.Ö: Paris’te, Misak adında İstanbullu bir arkadaşım vardı. Yıllar önce Paris’teki Pierre Cardin’in müdürlerindendi. O senelerde onu ziyaret ettiğimde ne gördüm biliyor musun? İzmir’de 10 liraya satılan bluz, Pierre Cardin etiketiyle elli katı paraya satılıyor.

■ Markalaşmak buna yarıyor...

E.Ö: Evet, bir memleket ancak marka olursa kazandığının 100 mislini belki daha fazlasını kazanabilir. Türk tekstilinin markalaşması için bu yarışmayı düzenledim. Çünkü modanın vitrini mankendir.

SİZİ VATAN HAİNİ İLAN EDECEĞİM

■ Yarışmadan çıkanların dizilere atlamaları sizi rahatsız etmiyor mu?

Tekstil dünyası onlara iş vermezse aç mı oturacaklar? Çıkardığım çocuklarım fevkalade! Katalog çekimi yaptırmazlarsa tabii dizi çekerler, aç mı otursunlar?

Kenan İmirzalıoğlu 2002’de unvanını Kıvanç Tatlıtuğ’a devretti.

■ Neden modellik yapamasınlar?

Markaların kafası çalışsaydı, bu çocuklar Türkiye moda sektörünü yürütürlerdi. Ama markalar kendi çocuklarını aç bırakıp, dışarıya para ödemeye bayılıyor. O markalara “Sizi vatan haini ilan edeceğim” diyorum, koro halinde gülüyorlar.