Pazar Postası Eski İstanbul'un eski şapkacısı
Paylaş
Eski İstanbul'un eski şapkacısı

Madam Katia, Beyoğlu’ndaki şapka dükkanının 89 yıl önce başlayan öyküsünü anlatıyor.

Işıl Cinmen
isil.cinmen@posta.com.tr


Elleriyle şapka yapan bir kadın hâlâ var, Madam Katia. Mavi gözlerinde, hünerli ellerinde, ufak tefek bedeninde İstanbul’un İstanbul, Beyoğlu’nun Beyoğlu olduğu zamanların zarafetini taşıyor. Beyoğlu’nun ortasındaki küçük dükkanında, “Kafamı uzatıp Beyoğlu’na bakmak bile istemiyorum” diyor.

Beton ‘Bey Oğlu’na bakıp hatıralarını kirletmek istemiyor. O, şık hanımların ve kibar beylerin yürüdüğü, temiz ve saygılı Beyoğlu’nu tanıyor. Bir şapkanın ne anlama geldiğini bilen, onu taşımanın ciddi bir iş olduğunu kavrayan insanların muhitini... Tüm yaşamını, insanı bir anda güzelleştiren o şapkalara adamış; annesi Madam Eva gibi...


Madam Katia. İstanbul’un en şık şapkalarının yaratıcısı… Kimsiniz siz?

İstanbul’da, Rum mahallesinde doğdum. Şapkaların, dantellerin, tüllerin içinde büyüdüm.

Annenizin hikayesiyle mi başlıyor sizinki?

Evet… Annem Eva, 1911’de İstanbul’da doğmuş. 12 yaşında başlamış şapka aşkı. O zaman İstanbul’a bir Fransız hanım gelmiş ve kendine ufak bir şapkacı açmış. Çevredeki bütün kızları yanına toplamış, yardımcı olsunlar diye… Annem, o Fransız hanımefendiden öğrenmiş bu işi ve çok sevmiş.

Ya sonra?

18 yaşında kendi dükkanını açtı. Malzemeleri Paris’e, İtalya’ya gidip, kendi seçerdi. Bir süre sonra Hazzopulo Pasajı’ndaki (Danışman Geçidi) bu ufak dükkanı aldı. Her gün okuldan çıkıp buraya gelirdim. Bana da gösteriyordu işi. Seçmeyi, birleştirmeyi, şapkaya ruh vermeyi... Ben de sevdim şapkaları... 1986’da annem vefat ettikten sonra ben devam ettirdim.

89 yıllık bir geçmiş... Fransa’dan gelen hanımefendiyi saymazsak anneniz Madam Eva İstanbul’un ilk şapkacısı mıydı?

O zamanlar çok şapkacı vardı; ama o kadar şapkacının içinde tutunmak zordu. Annemin çok fazla müşterisi vardı. O zamanlardan bu zamana devam eden bir biz varız.

Şu an sizin yaptığınız işi yapan bir başkası var mı?

Yapan yok, herkes hazır getiriyor.

Sadece bu işle para kazanmak zor olmadı mı?

Bazı zamanlar hiç iş olmazdı. Annem de o zaman gelinlik yapmaya başladı. Sonra yine şapka modası başladı ve işine geri döndü. Ben çok zorlandım, bazı aylar bir şapka bile sipariş alamadığım oldu.

Ama yoğunluğunuzdan dolayı tam 28 gün bana röportaj veremediniz!

İşlerim dönem dizileri başlayınca açıldı, şimdi talep var. Tüm şapkaları ellerimle yaptığım için zamanım olmuyor.

Dizilerin satışlara etkisi oluyor mu?

Hem de nasıl! İnsanlar medyadan hemen etkileniyorlar. Kate Middleton’ın düğününden sonra herkes onun şapkasından istemişti. O şapkadan kaç tane yaptığımı hatırlamıyorum.

Bu dükkandaki şapkaları satmıyorsunuz değil mi?

Sanki showroom gibi. Buradakiler satılmıyor. Sipariş gelince iki gün ile bir hafta arasında şapkanızı hazırlıyorum.

Her gün bir şapka satıyor musunuz?

Hiç belli olmuyor. Bir düğün oluyor 10 tane istiyorlar, bazen hiç satmadığım günler de oluyor. Düğün mevsimi olduğu için yazın daha çok.

Kim takıyor bu şapkaları?

Düğünlerde takıyorlar. Museviler, Ermeniler, Katolikler, İtalyanlar çok alıyorlar. Düğünlerde gelin ve damadın kardeşleri, kuzenleri, anneleri şapka takıyor. Elbiselerini getiriyorlar, bakıyorum ne uygun olur, seçiyoruz.

Müslümanlar?

1,5 yıldır Müslümanlar da düğünler için şapka tercih ediyor ama sadece anneler alıyor. Gelin başı da yapıyorum.

Siz de düğünlere giderken şapka takıyor musunuz?

Soruyorum, eğer takılıyorsa ben de takıyorum. Kendi düğünümde de annem çok güzel bir duvak yapmıştı bana.


ŞAPKALI BEYOĞLU ZAMANI...


Ünlü müşterileriniz var mı?

Bence Bülent Ersoy bayılır size… Ona şapka yapıyorum zaten. Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit, Hülya Avşar, Ajda Pekkan, at yarışlarına giden hanımlar... Kimler kimler...

Buraya mı geliyorlar?

Telefonlaşıyoruz. Ölçülerini alıyorum, adamları teslim alıyor.

Erkek şapkası yapıyor musunuz?

Evet. Fötr, bere, kasket yapıyorum.

Fiyat aralığı nasıl?

Değişiyor. 200 liraya da var, 750 liraya da... Tüy de koy, tül de koy derse, 1000 lirayı da bulur. Malzemeleri hep Avrupa’dan alıyorum çünkü.

Türkiye’de yok mu?

Burada kaliteli malzeme yok. Sadece kumaş var. Yılda iki kez İtalya, Fransa’ya gidip alıyorum.

Siz Beyoğlu’nun o müthiş şık zamanlarını gördünüz değil mi? Nasıldı?

Şimdi baktığınızda… Düşünmek bile istemem. Burası küçük bir Paris’ti. Herkes gelmezdi. Pazar günleri güzelce giyinilip öyle çıkılırdı caddeye. Her şey, herkes, her yer tertemizdi. Dükkanlar tertemizdi. Fransız danteli satan dükkanlar, gelinlikçiler, kumaşçılar, şapkacılar... Nasıl hoş görünürdü!

Gerçekten dışarı şapkasız çıkılmaz mıydı?

Çıkılmazdı. Sabah başka, gece baloya giderken başka şapka takardı insanlar. Sonra tek tük görür oldum. Sonraysa...

elbisenize ve şapkanıza aykırı davranamazsınız

Sizce bir şapka, bir kişinin davranışlarını etkileyebilir mi?

Elbette. Şapka, elbiseyi tamamlar. Elbise, insanın kim olduğuyla ilgili ipucu verir. Temiz bir kıyafeti, uygun bir şapkayla tamamladığınızda onun ağırlığını hissedersiniz. Ona aykırı davranamazsınız. Bu şapkaları takmış bir hanımefendinin kaba davrandığını gözünüzün önüne getirebilir misiniz?

Şimdi bunlardan birini alıp Beyoğlu’nda dolaşsam…

Biliyor musunuz insanlar isteseler bile utanıyor. Bazıları diyor ki: “Şapkayla yürüyünce insanlar gözlerini dikip bakıyor, o zaman çıkarıyorum ve elimde taşıyorum.” Ama bence siz yapabilirsiniz. Birkaç kişi taksa moda yeniden geri gelir.

Her şey modaya bakıyor artık değil mi?

Önce insanların gözü alışmalı. Siz başınızdaki bu şapkayı bir iki kere takarsanız, siz de seversiniz. Gençler, renkli şapkalarla dolaşsalar hoş olmaz mı?

Ben sevdim ve alıştım bile! Siz Beyoğlu’nda mı yaşıyorsunuz?

Beyoğlu’nda yaşıyordum; ama gittim buradan. Bozulunca kaldıramadım.

En sevdiğiniz şapka hangisi?

Çocuğum gibi hepsi…

Sizden sonra ne olacak peki?

İnşallah kızım devam eder. Şapkalara çok meraklı, yapabiliyor da. Bu dükkan üçüncü nesile geçse, 100 yıllık olsa, ne hoş olur.

Haberin Devamı