Cumartesi Postası 'Evlilik aşkı da şahsiyetleri de çürütüyor'

'Evlilik aşkı da şahsiyetleri de çürütüyor'

Paylaş
'Evlilik aşkı da şahsiyetleri de çürütüyor'

Her daim atletik ve karizmatik... Üstelik romantik bir şövalye... Buluştuğumuz mekan bile romantik bir kitapçıydı... Bankacılığı 43 yaşında bırakıp yazarlık ve oyunculuğa başlayan Hakan Karahan yeni kitabı 'Abluka'da 2001 krizinden etkilenen hayatları anlatıyor

Röportaj: Elçin CAN / elcin.can@posta.com.tr

Romanlardan filmlere, aşktan politikaya kadar her konuda konuştuğumuz Hakan Karahan ünlü popçu Candan Erçetin ile yaşadığı aşkı da anlattı.

Maşallah her daim fitsiniz. Yaşlanmaktan korkuyor musunuz? Belirtilerini hissetsem de yaşlanmayı seviyor bu konuda kendimle dalga geçebiliyorum. 15 yaşımdan beri sporla uğraştım ve hep atletik oldum ama 54 yaşında o eski enerjim yok. Hayatım fizik tedavilerde geçiyor artık. Bundan makinanın eskidiğini anlıyorum.

*O zaman yıllardır yaptığınız aikido ile de vedalaştınız.

Aikidoyu bırakalı 4 yıl oldu. 3. Dan siyah kuşak olarak veda ettim. Düşünün ki ünlü aktör Steven Seagal 7. Dan siyah kuşak sahibi. Ama ben çok fazla sakatlık geçirdim. Artık sadece zarif bir şekilde aikidoya devam edebilirim. Şimdi klasik boks çalışıyorum.

* Sinirli bir tip misiniz?

Yerine göre agresifim, yerine göre değilim. Lüzumsuz sinirlenip stres yapmam. Ama hiçbir zaman uysal bir koyun da olmadım. ? Hiç sokakta kavga ettiniz mi? Gençliğimde fazlasıyla adam indirdim. Sopalık adam dolu etraf. Bazen kaşınanı kaşımak lazım. “Milyonlar verseler o suni hayatı istemezdim”

* Banka sektöründen ayrılmanıza 2001 krizi mi sebep oldu?

Hayır. 23 yaşında iş hayatına girdim, 43 yaşımda yönetim kurulu üyesiyken işi bıraktım. Ayrılmamın çok öncesinde ‘hayatım hep böyle ofis odasında, rakamlarla boğuşmakla mı geçecek?’ diye düşünmeye başlamıştım. Bütün gün müşterilerle boğuş, piyasaları kontrol et... İlk romanım ‘Sürüden Ayrı’, iki şiir kitabı ve bir aikido kitabım zaten vardı. 11 yıl önce, roman yazmak için işi bıraktım. Bu süreçte 10 kitabım ve 10 filmim oldu.

* Parayı elinizin tersiyle ittiğiniz için size “Ferrari’sini satan bilge” deniyor.

Sabancı’da çok makul maaş alan biriydim. Hiçbir zaman elimin tersiyle iteceğim ücretler ödenmedi bana. Ama milyonlar da teklif edilseydi o suni hayatı istemezdim.

* Artık ‘ikinci bahar’ı sürdürüyorsunuz yani.

Aslında hayatım 4 bölümden oluşuyor. Çocukluk-lise çağı, üniversite hayatı, iş hayatı ve şimdi dördüncü dönemi, yani istediğim hayatı yaşıyorum. Bu, gücün bende olduğu olgunluk dönemi. Kaderin yolunda bir yolcu bile olsam, bunu değiştirmek için korkmayacağımı bildiğim ve işimden zevk aldığım bir dönem. Muhtemelen beşinci perde de sevdiklerimle daha fazla vakit geçirmek ve vedaya hazırlanmakla geçecek.

* 10 kitap, 7 film, 3 dizi... Yazarlık, senaristlik, oyunculuk. Hayatınızda isteyip de yapamadığınız bir şey kaldı mı?

Daha sürükleyici, aklımı başımdan alan ve 2-3 yılda bitirebileceğim bir romanın peşindeyim. Festival filmlerinde yeterince oynadım, harika bir aksiyon filminde oynamak istiyorum. ? Yazarlık mı, oyunculuk mu? Kesinlikle yazarlık.

* Son zamanlarda izlediğiniz en iyi yerli film hangisi?

‘Dabbe’, ‘Kutsal Damacana’ veya ‘Recep İvedik’ gibilerini izlemeye tahammülüm yok. Sadece festivale katılan Türk filmlerini izlerim. Nuri Bilge Ceylan’ın ‘Kış Uykusu’ harika.

* Sizce ‘Kış Uykusu’ Oscar’a yabancı film adayı olur mu?

İlk dokuza kalamaz, çünkü konusunu bir yabancı için enteresan bulmuyorum. Film, Türkiye için çok çarpıcı bir hikayeye sahip.

* Bir gün sizi yönetmen koltuğunda da görür müyüz?

Kimse bana ‘al bunu çek’ diye senaryo emanet etmez. Kendi filmimi yazıp finanse ettiğimde yönetmen koltuğunda otururum. Seçeceğim hikaye aşk üzerine olacak ki herkese hitap etsin.

“Candan’la bütün gün konuşmaya bayılırım”

* Yıllardır Candan Erçetin ile berabersiniz. İlham periniz o mu?

Hayatımın dördüncü bölümüne başlama sebebim Candan’dır. Kitaplarımı ilk okuyan, filmlerimi ilk seyreden ve zevkle tartıştığım Candan. Duygusal olarak iyi yaşamamı sağlıyor.

* Evlilik aşkı öldürüyor mu?

Evlilik, sadece aşkı değil, aynı çatı altında yaşayan şahsiyetleri de çürütüyor. Biz 20 yıldır beraberiz. Karakterlerimiz uyuşuyor. Kova erkeği ve kadını olarak özgürlüğümüze düşkünüz. Dip dibe yaşamak istemiyoruz.

* Birlikte en çok ne yapmaktan keyif alırsınız?

Görmediğimiz bir şehri keşfetmekten ve gezmekten keyif alırız. Gittiğimiz yerlerde o bana müze gezdirir, ben de ona bar. Candan’la bütün gün konuşmaya bayılırım.

* Siz de bir gün Candan Hanım gibi Kırklareli’ne yerleşir misiniz? Hiç tereddüt etmeden... Ben bugünden hazırım.

“Aldatmayan erkek yoktur aldatmayan kadın vardır”

* Aşkın tarifini yapabilir misiniz?

Çok zor. 20’li, 30’lu veya 50’li yaşlardaki aşkların tarifleri farklı. Ne kadar değişirsem aşk da benimle birlikte o kadar değişir.

* “Aldatmayan erkek yoktur, önüne fırsat çıkmamış erkek vardır” demişsiniz, doğru mu?

Doğru. Seks güdüsü hakim olunca kalp ve mantık çalışmaz. Erkekler o güdüyle hareket eder. Ama aldatmayan kadın vardır. * Kadınlardan ne öğrendiniz? Kadınlardan öğrenip de anlamadığım tek şey, erkeklere aşık olabilmeleri.

* Aşkta bencil misiniz?

Her konuda bencilim. İstediklerimden azına razı gelmem.

* Kendinizi beğenir misiniz?

Evet ama bu zaaftır. Bunu bildiğim için kontrollüyüm. Yanlışsam özür diler, değiştiririm.

“Vatandaşlık vazifemi hep gönülsüz yaptım”

* Kitapta AK Parti hükümetini ciddi bir dille eleştirmişsiniz. Türkiye’nin siyasi gündemini nasıl değerlendirirsiniz?

AK Parti’nin karşısında, doğru muhalefet yapabilecek başka parti görmüyorum. Dolayısıyla Ak Parti; bölünmediği sürece önümüzdeki 10 yılın tek iktidar partisidir. AK Parti dış politikaların hesaplarına göre geldiyse, belki ilerde evdeki hesap şaşabilir. Türkiye’nin siyasi gündemi komşularımızla olan dış ilişkilerimize de bağlı. Önümüzde iki abluka var. Birincisi; ABD Merkez Bankası faizleri arttırırsa Türkiye’den sıcak para kaçar, olu Amerika ve AB arasındaki serbest ticari anlaşmaya Türkiye dahil edilmedi, gümrük duvarları ile mücadele edeceğiz. Tüm bunlar ekonomik başarısızlık getirecektir.

* Gezi Parkı’na çok destek vermiştiniz.

Gezi Parkı bir diriliştir. Gezi olaylarına sert müdahalesi yüzünden bu hükümetin yurt dışındaki kredisi ve imajı sıfırlandı. Dünya gördü. Biz de Gezi ile bu hükümetin ne kadar bölücü, kırıcı ve ötekileştirici olduğunu gördük. Recep Tayyip Erdoğan’ın ne kadar şefkatsiz olduğunu anladık.

* Cumhurbaşkanlığı seçiminde oyunuzu kime verdiniz?

Asla AK Parti’ye oy vermem. Beni temsil etmese de matematiksel olarak oyumu Ekmeleddin Bey’e verdim. Vatandaşlık vazifemi hep gönülsüz yapmışımdır.

“Yeni kitabım ‘Türkiye’nin Wall Street’i”

*Son romanınız ‘Abluka’nın konusu ne?

Eski cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve Bülent Ecevit arasındaki o meşhur toplantıda Anayasa kitabının havaya fırlatıldığı andan başlayıp arkasından gelen ekonomik türbülans ve erken seçimle AK Parti’nin geldiği döneme kadar geçen insan hikayelerini konu aldım. 2001 krizinden dolayı işinden olan veya kendine yeni bir hayat kuran beyaz yakalıların, onları işten çıkaran patronların hikayelerini anlattım. Bir nevi Türkiye’nin Wall Street’i. Kitapta, 2001 krizinin bazıları için fırsat doğururken bazılarını nasıl mahvettiği var.

* O döneme ait bir roman yazma fikri nereden çıktı?

Yönetmen arkadaşım Derviş Zaim “Türkiye’de hiç Wall Street filmi yapılmadı, senaryosunu yazsana” dedi. Anladım ki 2001 krizi her şeyi değiştirmiş. Çünkü bir daha koalisyon hükümeti görmedik, üslupların değiştiğine, düzelen ekonominin yeni bir Türkiye yarattığına tanıklık ettik. Son 3 yılda ise “Ekonomi yeniden bozuldu ve işin içine dış mihraklar girdi” diyorlar. Bunları detaylı anlatabilmek için 4000 makale okudum. Siyasi yazar veya ekonomist değilim. Okuyucu, o dönemle ilgili fikir sahibi olacak sadece.

2

Haberin Devamı