Beden Sağlığı Fast food kanser riskini arttırıyor

Fast food kanser riskini arttırıyor

Paylaş
Fast food kanser riskini arttırıyor

Tahıla dayalı geleneksel beslenme tarzının bırakılıp batı tipi fast food ile beslenme ve hareketsiz yaşam, kolorektal kanseri tüm kanserler içinde beşinci sıraya yükseltti

Dünyada üçüncü en sık görülen tümör olan kolorektal kansere her yıl bir milyon kişi yakalanıyor ve yine her yıl 500 bin kişi bu hastalığa bağlı olarak hayatını kaybediyor. Türkiye’de ise 100 bin kişinin 8’inde görülüyor ve her yıl beş bin yeni vaka görülüyor. 50 yaşından sonra sıklığı artarken, kanser ölümlerinde üçüncü sırada yer alıyor.

Kolorektal kanserin, tanı yöntemlerindeki gelişmelere bağlı olarak daha erken evrelerde saptanabildiğini belirten Medicana International Ankara Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Jehat Kutlay, hastalıkla ilgili sorularımızı yanıtladı.

Kolon kanserinin beslenmeyle ilişkisi nedir?
Risk faktörleri arasında batı tarzı beslenme ve yaşam değişiklikleri sayılabilir. Özellikle aşırı kırmızı et ve et ürünleri, rafine un, yüksek yağ tüketimi, sigara ile alkol alışkanlıkları, obezite, diyabet hastalığına vurgu yapmakta fayda var. Geleneksel beslenme alışkanlıklarımızda önemli yer tutan tahıllar, taze sebze ve meyvelerle sütle süt ürünleri kolorektal kansere yakalanma riski açısından koruyucu besinlerdir. Fast food yiyecekler ise çocuk ve gençlerde kolesterol, kalori alımına bağlı olarak obeziteyle şeker hastalığına riskini artırıyor. Son 25 yılda ABD’de kolorektal kanser sıklığının yaşlı erişkinlerde (50 yaş üzerinde) azalma eğiliminde olmasına karşın gençlerde (20-49 yaş) artmasında fast food alışkanlıkları suçlanıyor.

Erken teşhis için ne öneriyorsunuz?
Kolorektal kanserin erken tanısında tarama testleri çok önemli olup, 50 yaşından itibaren herkese yılda bir kez dışkıda gizli kan testi, beş yılda bir çift kontrastlı kolon grafisi, fleksibl sigmoidoskopi veya CT/MR kolonografi (sanal kolonoskopi), 10 yılda bir kolonoskopi öneriliyor. Daha önce kolorektal kanser veya polip saptanan hastalar, inflamatuvar bağırsak hastalığı(ülseratif kolit, Crohn hastalığı) olanlarla, genetik öykü sahipleri gibi yüksek riskli gruplarda daha sık tarama gerekebilir. Rektal kanama, dışkı alışkanlığında değişiklik (ishal/kabızlık), dışkılama sonrası rahatlayamama, karın ağrısı ve halsizlik, istem dışı kilo kaybı olanlar mutlaka hekime başvurmalıdır.

Korunmak için ne yapmalıyız?
Beslenmeye dikkat edilmeli. Sigara ve alkolden uzak durulmalı. Düzenli egzersiz yapılmalı. Kilo kontrolü sağlanmalı. Ve kişiye özel tarama programı uygulanmalı.

Kimler risk altında!

RiSK ALTINDAKiLER

-50 yaş üzeri kadın ve erkekler.
-Kolorektal kanser ya da polip öyküsü olanlar.
-İnflamatuvar bağırsak hastalığı olanlar.
-Genetik yatkınlığı olanlar.
-Obez ve diyabet olanlar.
-Aşırı kırmızı et, hayvansal yağ tüketenler, liften fakir beslenenler.
-Sigara ve alkol kullananlar.
- Egzersiz yapmayanlar.

40’INDAN SONRA RiSK 10 YILDA BiR iKiYE KATLANIYOR

Medicana International Hastanesi Gastroenteroloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ülkü Sarıtaş, yaş ve aile hikayesinin hastalığın ortaya çıkmasında en önemli risk faktörleri olduğunu vurgulayarak, “Hastalık her yaşta ortaya çıksa da olguların yüzde 90‘ı 40 yaş üzerindedir, bu yaştan sonra her 10 yılda bir risk ikiye katlanır” diyor.

Asıl nedeni çevre ve beslenmenin bozulması

- Kalıtım faktörleri kanserlerin yüzde 20’sinde rol oynuyor. Geriye kalan yüzde 80’i sigara, alkol, kimyasal maddeler ve beslenme değişiklikleri gibi çevresel faktörler oluşturuyor.
- Sigara ve alkol birlikteliği kanserlerin yüzde 30’undan sorumlu.
- Hayvanların çabuk büyümesi için verilen hormonlar insanda kansere neden olabilir.
- Kırmızı et az ve dikkatli tüketilmeli. Saf şeker ve tatlılardan uzak durmalı. Çoklu tahıl (buğday, yulaf, çavdar, keten tohumu karışımı) kullanılmalı, trans yağ ve omega-6 içeren besinleri dikkatle tüketilmeli, omega-3 içeren besinlere ağırlık verilmeli.
-Sebzelerden özellikle lahanagiller ve meyvelerden böğürtlengiller tercih edilmeli.

AYŞEGÜL AYDOĞAN ATAKAN-MİLLİYET

2

Haberin Devamı