Spor Fernandes, ayrılmaya karar vediği ânı açıkladı

Fernandes, ayrılmaya karar vediği ânı açıkladı

Paylaş
Fernandes, ayrılmaya karar vediği ânı açıkladı

Rus basınına konuşan Manule Fernandes, Kasımpaşa maçında bir taraftardan yediği yumruktan sonra Beşiktaş'tan ayrılmaya karar verdiğini açıkladı

Beşiktaş'ta geçirdiği 3,5 sezonun ardından sezon başında bedelsiz olarak Rusya'nın Lokomotiv Moskova takımına imza atan Manuel Fernandes, ülke basınına önemli açıklamalarda bulundu. Kasımpaşa maında sahaya giren taraftarın kendisine yumruk atmasına çok sinirlendiğini belirten Portekizli futbolcu, takımdan ayrılmaya o an karar verdiğini belirtti.

İşte Fernandes'in çarpıcı açıklamalarından satırbaşları:

"Türkiye ve Rusya farklı ülkeler. Beşiktaş ve Lokomotiv de öyle. Beşiktaş'ta Slaven Bilic ile birlikte çalıştım. Türkiye'de işler biraz daha farklı.

Bilic Lokomotiv Moskova'da çalışırken beni istiyordu, biliyorum. Ancak, Beşiktaş beni bırakmak istemedi. Sonra yeni bir kontrat için görüşmeler yapmaya başladık."

"SADECE TEK BİR AN"

"Çok hoşlanmayacağın bir soru ama sormak zorundayız: Neden Beşiktaş taraftarları senden nefret etti?"


- Bu normal bir soru. Fakat, Beşiktaş taraftarı bana hep iyi davrandı. Gerçekte, sadece bir taraftardan ben nefret ettim. Tek bir an. Hepsi bu. (Kasımpaşa ile Beşiktaş arasındaki maçta, taraftarın biri sahanın ortasına kadar girip Fernandes'i yumruklamıştı.)

"O AN AYRILMAYA KARAR VERDİM"

"Beşiktaş'ı bırakma sebebin bu değildi o zaman. Peki neden ayrıldın?"


- Elbette nedenim taraftarlar değildi. Evet, taraftarlar futbolun çok önemli bir parçası ama onlarla ilişkim çok kötü bile olsaydı, sırf bu yüzden Beşiktaş'ı bırakmazdım. Ayrılma nedenim profesyonel sebeplerdi. Beşiktaş ile daha fazla devam edemeyeceğimi hissettim. Futboldan daha az keyif alacaktım. Öte yandan, şurası açık ki o taraftarla yaşadığım olaydan sonra ayrılma kararı almıştım.

"BİRİSİ BANA SAYGI DUYMUYORSA, BEN DE DUYMAM"

"Aynı durumu burada, Lokomotiv Moskova taraftarlarıyla neden yaşamıyorsunuz?"


- Çünkü aynı şeylerin tekrar olması için bir neden yok. Evet, benim kendi hayat felsefem, olaylara bakış açım var. İnsanlara saygı duyuyorum, bu çok önemli. Ancak birisi bana saygı duymuyorsa, ben neden ona duyayım. Bu bir ön şarttır. Sadece, taraftar ve oyuncu arasındaki ilişkiden bahsetmiyorum, tüm hayatı kastediyorum, yaşadığımız her bir anı. Lokomotiv taraftarları muhteşem, tapılası insanlar. Onlara çok büyük saygı duyuyorum, onlar için oynuyorum.

"TÜRKİYE'DE TRİBÜNLER BOŞSA..."

"Kariyerinin tamamında dolu tribünler önünde oynadın. Burada ise yarı yarıya boş stadyumlarda oynuyorsun."


- Bu kısım doğru, büyük bir farklılık var. Türkiye'de bir maçta tribünler boşsa, taraftarların önemsemediğini anlardınız. Çünkü, orada taraftarlar önemsediğinde bağırır, tezahüratlar yapar, endişelendiklerini belli ederlerdi. Rusya'da tamamen farklı bir kültür var. Rusya'daki insanlar futbola tutkuyla bakıyorlar doğru ama stadyumları tamamen dolduramıyorlar. Ben, ağzına kadar dolu stadyumlarda oynamayı tercih ederim. Ancak, bu benim elimde olan bir şey de değil.

"ALMEIDA VE MEIRELES İÇİN GELMİŞTİ"

"Paulo Bento, seni Portekiz'e seçmiyor. Hatta seni izlemek için özel olarak Türkiye'ye de gelmişti."


- O maça beni izlemek için değil. Hugo Almeida ve Raul Meireles'i izlemek için gelmişti. Meireles'in takımı Fenerbahçe'ye karşı oynuyorduk. O maçı 3-2 kazanmıştık ve ligde 2'inci sıraya çıktık. Maçtan sonra hepimiz çok mutluyduk. Beşiktaş yardımcı başkanı geldi ve bana; "Manu, milli takım hocanla konuşmak ister misin?" dedi. Ben de dürüstçe; "Hayır, çünkü şu an takım arkadaşlarımla birlikteyim" dedim. Nedense tüm hikaye buradan başladı ve Bento benim onu umursamadığımı düşündü. Böyle bir durumda, birini suçlamak çok kolay, ancak neler olduğunu anlamıyorlar. Ben, hiçbir zaman; "Onunla konuşmak istemiyorum. Neden konuşayım ki?" gibi bir şey söylemedim. Sadece, o an Bento ile konuşmak için doğru zaman değildi. Bento zaten beni izlemek için gelmemişti. Sonra çıkıp, dürüstçe; "Manu benim planlarım içinde yer almıyor" diyebilirdi. Milli takımda oynamamak istediğim sözleri tamamıyla yalan.

"ERSAN GÜLÜM VE ERNST İLE CALL OF DUTY"

"Hala saatlerini Call of Duty ile mi geçiriyorsun?"


- Evet, bu oyunu çok seviyorum. Muhtemelen, her zaman çok seveceğim. Ne yazık ki, burada çok oynanmıyor. Evimde düzenli olarak oynuyorum ama. NBA ve NHL'de oynarım. Takım arkadaşlarım çok sevmiyor bu oyunu. Ancak, önemli değil. Yeterince rakibim var. Nani, Joao Pereira, Miguel Veloso, Ersan Gülüm ve Fabian Ernst ile sürekli Call of Duty'i online oynuyoruz.

Haberin Devamı