Özçırak, "Çocuklar, bilhassa ebeveynleri tarafından yapılan duygusal ve psikolojik istismara karşı savunmasızdırlar ve çok kolay kandırılabilirler. Boşanma sürecinde eşler kendi aralarındaki husumeti bilinçli veya bilinçsiz olarak çocuklarına da yansıtarak onları bir taraf olmaya itebilirler. Burada amaç, mahkeme süreçlerinin sonunda diğer ebeveynin, çocuğun dünyasında karalanması, yok edilmesi, tüm bağının kopartılması hedeflenerek art niyetli davranışlarla zafer ve zaman kazanmaya çalışılmasıdır. Bu noktada tacizci ebeveyn, eşiyle olan problemleri sebebiyle çocuğunun da diğer ebeveyne karşı mesafeli olmasını ve kendi tarafında yer almasını istemektedir. Bu hedefle bilinçli veya bilinçsiz olarak hareket eden duygusal tacizciye ‘yabancılaştırıcı’ denir. Bu anlamda yabancılaştırıcı, duygusal istismarın istisnasız sorumlusu ve zanlısıdır" dedi.