Tiyatro ile tanışmasının çocukluk yıllarında annesinin desteğiyle olduğunu anlatan Gonca Vuslateri, “Ben hiç çocuk oyunu seyretmedim. Yıldız Kenter’den Maria Callas’ı seyrederek başlasam desem yeridir” dedi. Eğitim hayatından profesyonel tiyatroyla ilk tanıştığı deneyimlerine kadar oyunculuk hayatını anlatan Vuslateri, “Bana Mastikayı Çalsana” oyununun seçmeleri için Şevket Çoruh’un dersinden kaçıp, akabinde dersten atıldığı anısını da seyircilerle paylaştı. Olağanüstü bir yazar olarak Anton Çehov’u anladığı ilk serüvenin Martı oyunu olduğunu da söyleyen Vuslateri, tiyatronun geleceği üzerine de görüşlerini paylaştı. “Teknoloji ve sinema birbirinden ayrı tutulamaz bir hale geldi” diyen ünlü oyuncu, yapay zekâyı hâlâ anlamakta güçlük çektiğini de belirtti. Gonca Vuslateri, oyunculuk kariyerindeki kırılma noktalarını anlatırken 28 yaşından sonra oyunculuğa daha farklı yaklaştığını vurguladı Canlandırdığı roller arasında kendisine çok şey öğreten karakterin ise, Anton Çehov’un Martı oyunundaki Maşa karakteri olduğunu dile getirdi. “Olağanüstü bir yazar olan Anton Çehov’u anladığım ilk serüvendi” diyen Vuslateri, bu oyunun hayatında önemli bir yeri olduğunu belirtti. İzlemekten keyif aldığı ve çok iyi anlaştığı oyuncular arasında Şükran Ovalı’nın başta geldiğini söyleyen Vuslateri, Ovalı ile olan ilişkisini “Nerelere gelirsek hayatımızın içinde hala sek sek oynayan çocuk kavgası yaparız ama çok seviyoruz birbirimizi” sözleriyle tasvir etti.