Kültür - Sanat Geliriyle Fazıl Say’a piyano aldı
Paylaş
Geliriyle Fazıl Say’a piyano aldı

Kor Kitap, Ahmet Say’ın ilk kez 1976’da basılan romanı ‘Kocakurt’u buluşturdu okurla yeniden. Say, bu kitabın geliriyle oğlu Fazıl’a yeni bir piyano satın almış

Ansera İNAF

Kütüphanemizin en güzel köşesini hak edecek kitaplardan birinin daha basımı geçtiğimiz günlerde gerçekleşti. Kor Kitap, Ahmet Say’ın ilk olarak 1976’da basılan kitabı “Kocakurt”u yeniden yayımladı.

Müzikologluğuyla ve müzik eleştirmenliğiyle bilinen Ahmet Say’ın edebiyat serüveni, 1960 yılında halk eğitimcisi ve amatör folklorcu olarak gittiği Bingöl’de başlıyor. Burada geçirdiği yıllarını roman ve hikâye kitaplarıyla buluşturan yazar aldığı ödüllerle de adından söz ettiriyor döneminde. Türkiye’de demokrasi kavgası veren her aydın gibi o da uzun süre zor yıllar çekiyor. Her kötü bir iyi doğurur mu bilinmez ama 1971 askerî darbesinde ve ardından 1980 askerî darbesinde hapisteyken yaşadıkları “Kocakurt”un doğmasına bir şekilde vesile oluyor. “Kocakurt” bizlerin pek de alışık olmadığı türden bir kahraman, tabiri caizse anti kahraman. İşi gücü köşeyi kolaydan dönmek. Başlarda her şey masum onun için. Kendince reklamcılık yapıyor, ekmeğini buluyor. Ta ki 1953 yılında şoför arkadaşı Uyanık’la bir bara girinceye kadar…

O gece karşı masada oturan gencecik, alımlı mı alımlı Züleyha’yı görüyor ve âşık oluyor. Bir daha da iflah olmuyor Kocakurt. Cezaevine düşüyor. Hücre cezasını çekip koğuşa dönünce Züleyha geliyor ziyaretine. O her olayla zekâsı ve mizahıyla baş eden adam birden uçup gidiyor. Anılar için için yiyor onu. Sonra tüm koğuşu topluyor başına ve başlıyor hikâyesini anlatmaya.

Anlatılan dönem oldukça manidar: 1953 ile 1969 arası. 1950 yıllarında Demokrat Parti iktidara gelmiş, halk gidişatı iyi bulmuştu. Ne zamanki 1960 yılında 27 Mayıs askerî darbesi oldu işler değişti. Halk bu kötü siyasi ortamdan istemese de etkileniyordu. Kocakurt da bunlardan biriydi.

Önce ocakçılık, particilik yaptı; olmadı. Darbe geldi, dernekçiliğe merak saldı; olmadı. E, bu Kocakurt ne yapsın? Roman, Kocakurt’un bizzat kendi ağızından. Daha ilk sayfalarda kelimeler kahkahalarla bir olup dağılıyor dudaklardan. “Argo” mahallemizin bey ve hanımları tarafından pek makbul bulunmaz ya Ahmet Say bunu öyle tatlı kullanmış ki tek bir kelimesi dahi rahatsız etmiyor okuyanı.

Cemal Süreya 1976’da şöyle diyor Ahmet Say için: “1950 kuşağı, 1960 kuşağı öykücülerinde pek görülmeyen bir humor’la, eğleniyle dolup taşan bir anlatımı var Ahmet Say’ın. Argoyu da çok güzel kullanıyor, öyle 20-30 sözcüğün içine sıkışıp kalmıyor; şiirsel bir gerilim, içeriğe uygun bir anlatım kıvamı tutturuyor.

Bu niteliğiyle Kocakurt’u bir solukta okuyup bitiriveriyorsunuz.” Kocakurt romanının şöyle de güzel bir vesilesi var: Bu kitabın kazancıyla Ahmet Say, oğlu piyanist Fazıl Say’a yeni bir piyano alıyor. Kocakurt bi’ garip Adem, sonradan da üçkâğıtçı ama güzel şeylere imza atmış, bilmeden. Selam olsun Kocakurt’a.

Kocakurt / Ahmet Say / Kor Kitap / 256 sayfa

Haberin Devamı