Beden Sağlığı Gençlik aşısı yağlarımızda saklı

Gençlik aşısı yağlarımızda saklı

Paylaş
Gençlik aşısı yağlarımızda saklı

Bilim insanları son yıllarda yağ dokusunun farklı özelliklerini keşfetti. Bunlardan biri de yağ dokusunun içerdiği büyüme faktörleri ve hormonları sayesinde çok önemli bir onarım yeteneğine sahip olması. Vücudumuzun belirli bölgelerinden alınan yağlar, gerekli işlemlerden geçirilerek daha sonra istenilen farklı alanlara enjekte edilebiliyor

KBB ve Yüz Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Gürkan Kayabaşoğlu yağ doku konusu ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

YAĞLAR GÜZELLEŞMEK İÇİN BİR SEÇENEK

Doç.Dr. Gürkan Kayabaşoğlu "Yağ dokusunun onarım yeteneği uzun yaşamın sırlarını araştıran bilim insanlarının dikkatini çekti ve yağlarımız üzerine birçok deney yapıldı. Ardından kozmetik endüstrisi ve estetik sektörü yağları gündelik kullanıma dahil etti. Birçoğumuz için istenmeyen ve mutsuzluğa neden olan yağlar önümüze güzelleşmek için bir seçenek olarak sunuldu" dedi.

BU YÖNTEM LIPOSUCTIONDAN ÇOK FARKLI

Doç.Dr. Gürkan Kayabaşoğlu bu işlemin liposuction ile karıştırılmaması gerektiğinin altını çizerek şöyle konuştu: "Liposuctionda çok yüksek oranda yağ çekilir ve asıl amaç yağların toplandığı alanları inceltmek, küçültmek ya da şekillendirmektir. Ancak yağ dolgusu söz konusu olduğunda bu bölgelerden çok daha az miktarda yağ toplanır. Vücudumuzdan alınan yağlar, genellikle santrifruj işleminden geçirilerek içerdiği doku sıvıları ve kandan ayrıştırılır. Göbek, kalça, basen ya da bacak iç bölgesindeki yağlar bu işlem için en sık tercih edilen alanlardır. Böylece bir anlamda yağ dokuları bu işlem sırasında daha da saflaştırılır. Daha sonrasında istenilen alanlara enjekte edilir. Yüzümüzden örnek vermek gerekirse dudaklarımızı büyütmek, elmacık kemiklerimizi belirginleştirmek, göz altımızdaki torbaları kamufle etmek, küçük olan çenemizi daha belirgin hale getirmek ya da asimetrik olan yüzümüzü daha simetrik hale getirmek için yapılabilir.

KESİNLİKLE STERİL KOŞULLARDA İŞLEM YAPILMALI

Bu işlemlerin mutlaka hastane ve ameliyathane ortamında yapılması gerekir. Diğer ameliyatlarla kıyaslandığında çok daha basit bir işlem olmasına, hiçbir yerde kesi yapılmamasına ve bu nedenle iz de bırakmamasına rağmen yağ enjeksiyonu mutlaka steril koşullar altında ve anestezi önlemlerinin alındığı hastane ortamında yapılmalı.

Yağ dolguları genellikle ilk bir ay içinde bölgede şişlik ve ödem oluşturur sonrasında ise ödem azaldıkça istenilen görünüme kavuşulur. Yağ dolgusunun kalıcılığı bireyler arasında farklılık gösterir. Yapılan birçok çalışma da yağ dolgularının yıllar sonra bile tamamen yok olmadığını gösteriyor.

YAĞ DOLGUSUNUN ALTERNATİFİ NE?

Bilindiği gibi dolgu için sentetik ürünler de kullanılıyor. Çoğunlukla içinde hyalüranik asit bulunan bu sentetik dolgular aslında dokuların arasında bulunan sıvının laboratuvar ortamında üretilmiş hali. Yağ dolguları ile sentetik dolguları kıyasladığımızda birtakım farklılıklar var. Kalıcılık süresi ve oranı, yağ dolgularında daha fazla. Hyalüranik asitlerde çok az da olsa bulunan alerji riski, yağ dolgusu kendi vücudumuzdan alındığı için hiç bulunmuyor. Maliyet konusu uygulamanın yapıldığı klinik ile değişiklik göstereceğinden iki dolgu maddesini kıyaslamak zor. Ancak yağ dolgusu ile çok yüksek oranlarda enjeksiyon yapılabildiğini düşünürsek aynı miktarda sentetik dolguyla kıyasladığımızda yağ dolgusu her zaman daha ekonomik diyebiliriz. Yağ dolgusu sonrasında uzun süren ödemler olabilir, bir cerrahi müdahale olduğu için enfeksiyon riski de bulunuyor. Ayrıca nadir de olsa yağ dolgusunun yeni konulan anatomik bölgeye adapte olamaması nedeniyle etkin şekilde hacim sağlayamama riski var."

Haberin Devamı