Candaş Tolga Işık "Gerçek ne yazık ki vefatlarıyla ortaya çıktı"
HABERİ PAYLAŞ

"Gerçek ne yazık ki vefatlarıyla ortaya çıktı"

Haberin Devamı

Ülker’in kurucusu Sabri Ülker 2012’de vefat ettiğinde en büyük rakibi Eti’nin patronu Firuz Kanatlı bir gazete ilanı verip şöyle diyor: “Bu vatan sana minnettar. Aziz hatıran önünde saygıyla eğiliyorum.”

Sabri Ülker’in cenazesine bastonuyla katılan Firuz Bey’in gösterdiği bu vefa ve saygı örneği hâlâ iş dünyamızda konuşulan bir hadisedir.



Firuz Kanatlı’nın bugün cenaze töreni var. Sabri Ülker’in koltuğunda ise oğlu Murat Ülker oturuyor. Murat Bey, Firuz Kanatlı’nın vefat haberi üzerine sosyal medya hesabından çok anlamlı bir mesaj yayınladı. Bunun üzerine kendisini aradım ve sordum: “Ülker ve Eti arasında hep büyük bir rekabet var diye bilinir. Aynı zamanda kuşaktan kuşağa devam eden büyük bir dostluk da varmış.”

Murat Ülker şöyle cevap verdi: “Rahmetli babam ve Firuz Bey 1959’dan beri tanışıyorlar. Rekabet tabii ki vardı. Ama maalesef bizde rekabet dendiğinde, şirketlerin birbirlerinin boğazına sarılması gibi bir şey anlaşılıyor. Biz de böyle kötü bir rekabet hiç olmadı. Bakın büyümek ve işinizi sürdürebilir kılmak için rakipsiz olmak, rakibi öldürmek değil, rakiplerle birlikte büyümek esastır. Öbür türlüsünden bir sonuç çıkmaz zaten. Babamla Firuz Bey, rekabeti gelişme alanı olarak gördükleri için bisküvi sektörümüz büyüdü, gelişti.”



Murat Ülker’e Firuz Kanatlı’nın Sabri Ülker’in vefat ilanını ve orada geçen şu cümleyi hatırlattım: “Türk insanı müteşebbisliği, sanayiciliği ve cesareti senden öğrendi.”

“Firuz Bey bir röportajında Sabri Bey’i Vehbi Koç’la mukayese ettiğini söylemişti. Nedenini de ‘Bunlar yoktan var etmiş insanlardır’ diye açıklamıştı. Sabri Bey’in sıfırdan başlamış olması ve hakikaten birçok yerli sektörün temelini atmış olmasına duyduğu bir saygıydı bu. Ki aynı şekilde babam da Eti’nin kurulmasını çok takdir ederdi.

Oysa ikisinin tanışması bir tartışmayla başlamış. Zamanında Firuz Bey’in babasının bir un fabrikası varmış. Firuz Bey de o zamanlarda da büyük alıcı olan Ülker’e un satmak istemiş. Fakat babam istediği evsafta olmadığı gerekçesiyle reddetmiş. Bunun üzerine biraz münakaşaları olmuş. Sonradan Firuz Bey kendisi de bisküvi işine girince, babamın ne demek istediğini anlamış. Ve dostlukları başlamış.”

Peki, Sabri Bey ve Firuz Bey birbirlerini ziyaret ederler miydi? Murat Ülker anlatıyor: “Yaşlandıklarında zor oluyordu ziyaretler ama aktif olarak çalıştıkları zaman tabii ki görüşüyorlardı. Biz de Firuz Bey’i ağırladık, onlar da babamı ağırladı. Mesela Eti Oval Finger çeşidini çıkardığı zaman, babam merak edip Eskişehir’e gitmiş, üretimi görüp tebrik etmişti.”



Ülker ile Eti arasında hep bir kavga algısı vardır. Murat Ülker, “Ne babamda ne de Firuz Bey’de öyle bir kavga vardı. Ticaret hayatındaki doğal anlaşmazlıkları böyle yansıtmak işine geldi birilerinin...” diyor. Peki niye hiç bu algıya itiraz etmediler? diye sordum. Bakın ne cevap verdi:

“Aslında ettiler, mesela babamın bu gibi mevzulara karşı duyduğu üzüntüyü anlatan, kendisinin işinden ve memleketine olan sadakatini anlatan açıklamaları mevcuttur. Ama o gürültü içinde kaybolup gitti onun sözleri. Gerçi ikisi de ahirete gittikten sonra, zaman en büyük tekzip oldu. Şimdi fark ediliyor, iki rakip arasındaki etik ve adil bir ilişki. Gerçek buydu ve ne yazık ki onların vefatlarında ortaya çıktı.”



Murat Ülker’e son olarak kendisinin Eti’nin kurucusu Firuz Bey’le olan ilişkisini sordum. “Kendisini bir baba dostu ve sektörümüzün duayeni olarak her zaman saygıyla hatırlıyorum. Babam gittikten sonra, sektörümüzün deneyimli büyüğü olarak o kalmıştı.

Bisküvi sektörüne, Türkiye ekonomisine olan katkılarını unutmak mümkün değil. Uğurladığımız bu kuşağa çok şey borçluyuz, diye düşünüyorum.

Kendisini ziyaret etmişliğim vardır. Hatta bir keresinde ‘Niçin daha yakın beraber çalışmıyoruz?’ demişti. Ben de Firuz Amca’ya Rekabet Kurulu Kanunu’nu izah etmekte zorlanmıştım. Firuz Amca’nın oğlu Firuzhan Bey de babasının hasletlerini üzerinde taşıyan, Eti’nin gelişmesine katkıda bulunmuş arkadaşımdır. Kendisiyle haberleşiyor ve konuşuyoruz. Ona da bir kez daha başsağlığı diliyorum. Bizler babamızdan gördüklerimizi geliştirmekle yükümüyüz.”

Sıradaki haber yükleniyor...
holder