Gerçekten de bizim şarkılarımız!

Timur Selçuk’un sesi ve şarkılarını ne kadar severim! Hepsi eziyet görmüş, çile çekmiş şairlerin dizelerinden bestelediği şarkıları tenor sesiyle nasıl da ruhunuza dokunarak canlandırıyor. Turkcell Yıldızlı Geceler kapsamında Nükhet Duru’yla birlikte yaptıkları kabare tadındaki şov-konser’de kabarıp taşan duygularım kimi zaman gözyaşı oldu, kimi zaman neşe, kimi zaman isyan! Beni benimle bırak, Dipsiz kuyularda, İspanyol Meyhanesi, Bir tatlı huzur almaya geldik Kalamış’tan’ı hep beraber söyledik! Nükhet Duru’nun sesi müthiş ama kostümlerinin çok da şık olduğunu söylemezsem haksızlık olur. Unutulmaz bir geceydi desem.

[[HAFTAYA]]

Silikon Vadisi’ni fethedip döndüler!

Bana attığı mektup şöyle başlıyordu: “Ben Berk Sürücü, 14 yaşındayım ve size San Francisco Silikon Vadisi’nden yazıyorum. Bir grup lise öğrencisinden oluşan grubumuz ile Apple, Flipora, Twitter gibi firmaların yönetici, kurucuları ve Yahoo’nun CEO’su Marissa Mayer ile görüşme yaptık. Google, Facebook, Linkedin gibi firmaların ofislerine gideceğiz. Kendi fikrimizi geliştirip yatırımcılara sunacağız; yatırım almayı başarabilirsek bu yaş grubunda Türkiye’de ilk olacağız. Bu çalışmamızı Türkiye’de duyurur musunuz?” Siz hele başarılı olun, tabii duyururum diye yanıtladım Berk’i. Söylediklerine inanmakta bir an bile tereddüt de etmedim. Ve geçenlerde fotoğraflarıyla bir mektup daha geldi: kısaca başarmışlardı! 15 günlük bir atölye çalışması yapmış, 50’nin üzerinde yatırımcıdan eğitim almış, dev dünya firmalarını ziyaret etmiş, ve 4 ayrı grupta yarışarak bir 2.lik, bir de “Genç Girişimciler Ödülü” almışlardı. Berk Sürücü (14) ise liseli gruba 8. sınıftan katılan en genç üyeydi! Bu grubu toparlayıp götüren ve gençleri girişimcilik ruhuyla tanıştıran 21 yıllık bilişimci Hatice Güner Kal ve Umut Yıldırım’a da kocaman bir teşekkür. Bilgisayar başında sadece oyun oynamakla kalmayıp projeler geliştiren ve kendilerine de ülkelerine de bir artı değer katan gençleri kutluyor, diğerlerine örnek olsunlar diye size de duyuruyorum. Hedefledikleri gibi, geleceğin Mark Zuckerberg’leri onların arasından niye çıkmasın?

Gemilerde neden güvenlik yok?

Biz illa ki bekleriz bir olay olsun, sonra dövünelim ve önlem alalım. Önceden al önlemini! Geçende Şehir Hatları’nın özellikle Ada seferlerinin çok kalabalık olduğunu ve güvenlik görevlisi olmamasının sakıncalarını yazmıştım. İstanbul Büyükşehir’den tık yok, her zamanki gibi; ama çalışanlarından dert anlatan çok. Kaptanlar da defalarca o kalabalığa müdahale etme imkanları olmadığını söyleyip güvenlik istemiş. Dikkate alınmamış. Örneğin sigara içmek yasak. Kaptan ne yapacak? Adam içiyorum gel engelle diyor! Denize mi atsın? Ya da satıcı herkesi rahatsız ederek mal satıyor. Dilencisi var, çalgıcısı var. Gemi personeli bunlarla nasıl baş etsin? Şirket, görüntü alın diyormuş! Kaptan gemiyi bırakıp, cep telefonuyla uygunsuz davrananların fotoğrafını çekecek! Çekip yollamışlar da! Hiç tabii. Benim korkum, denizin ortasında bir olay çıkacak, kimse kimseyi dinlemeyecek, kan gövdeyi götürecek. Dedi dersiniz. Her gemiye iki güvenlik görevlisi koymak çok mu zor? Görüntüsü bile caydırıcı olur! Tabii yine kös dinleyecekler!